Bahçeli'den tezkereye tam destek

Devlet Bahçeli: Öteden beri ısrarla savunduğumuz sınır ötesi operasyon girişimi tam olarak destekleyeceğiz.

Bahçeli'den tezkereye tam destek

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''MHP, terörün kökünün kazınması amacıyla, sınır ötesi operasyon yapılması kararını, çok gecikmiş ancak olumlu bir adım olarak görmektedir. Öteden beri ısrarla savunduğumuz bu girişimi tam olarak destekleyeceğiz'' dedi. Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli, terör olayları ve sonrasında yaşanan gelişmelere değindi. Son dönemde Irak'tan Türkiye'ye yönelik terörist sızmalarında çok büyük artış yaşandığını, PKK terörünün çok tehlikeli boyutlara tırmandığını dile getiren Bahçeli, büyük şehirleri de tehdit etmeye başlayan PKK terörünün, güvenlik güçlerini ve Türk vatandaşlarını hedef alan kanlı eylemlerinin, son dönemde hız kazandığını vurguladı. Devlet Bahçeli, hedef gözetmeksizin, her kesime yönelmiş olan kanlı terör eylemleri karşısında, Türk milletinin büyük bir milli tepki ile ayağa kalktığını ifade ederek, ''Yıllardan beri, Avrupa'nın ülkemizdeki bölücülüğün önünü açmak için sürdürdüğü açık ve gizi çabalar, ABD'nin terörle mücadele konusunda tedbir almakta isteksiz olması, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Irak'taki terör yuvalarına askeri bir müdahalede bulunmasını tek çare olarak karşımıza çıkarmıştır'' diye konuştu. Bölücülük ve terörün önlenmesi konusunda Türkiye'nin, diplomatik ve siyasi bütün yol ve imkânları tükettiğini ve terörü kendi imkânlarıyla bitirme noktasına geldiğini belirten Bahçeli, şunları söyledi: ''Hükümet, etkisiz ve içeriksiz müzakereler ve ikili görüşmeler, karşılıklı ziyaretler ve stratejik vizyon belgesi adı verilen oyalanma metinleri ile geçen sürenin ardından terörle mücadelede hiç bir mesafe kat edememiştir. Her kanlı cinayeti, 'Teröristlerin son çırpınışları' olarak geçiştiren hükümet, bugüne kadar gereken siyasi ve hukuki tedbirleri almakta isteksiz davranmış, terör gibi çok organize bir faaliyeti sözde etnik kimliklerin okşanması ile çözeceğini zannetmiştir. AKP, teröristin insafa gelmesini bekleyerek gününü doldurmuş, bu aciz ve zafiyetiyle PKK'nın cüret kazanmasına ve peşmergenin elini güçlendirmesine neden olmuştur. Bu sakat yaklaşım, yurt içinde ve dışında bölücülüğün zemin kazanmasına yol açmış, ayrışma ve bölünme dinamikleri bütün unsurlarıyla harekete geçirilmiştir.'' -''TERÖR MAŞALARI, MECLİS ÇATISI ALTINDA...''- Türkiye'nin milli birliği, devlet yapısı ve milli kimliğinin içerde ve dışarıda sorgulanır hale geldiğini, ''demokratikleşme ve geçmişle yüzleşme'' adı altında Türkiye'nin parçalanma modelleri ve reçetelerinin alenen tartışılmaya başlandığını ifade eden Bahçeli, ''Terör örgütünün güdümündeki bölücü mihrakların ele geçirdiği belediyeler, sözde federal bir yapılanmanın atlama taşları olarak kullanılmıştır. AKP'nin yıllardır yaptığı hatalar ve etnik ayrıştırma siyasetinin, teröristlere 'Dağdaki yurttaşlar' ve 'Kardeşlerimiz' diyerek PKK sözcülüğü yapan ve Türk Silahlı Kuvvetlerine dil uzatacak kadar ihanet içinde bulunan terör maşalarının yıllar sonra Meclis çatısı altına yeniden gelebilmelerine de zemin hazırlamıştır'' dedi. Kuzey Irak'taki peşmergenin, ABD himayesiyle terör örgütü PKK'yı Türkiye'ye karşı bir tehdit unsuru olarak kullandığını ve Kuzey Irak'taki federe devlet modelini Türkiye'de de uygulatmak istediğini vurgulayan Devlet Bahçeli, Irak'ın toprak bütünlüğü, milli ve siyasi birliğinin korunmasının, Türkiye için hayati önem taşıdığına dikkati çekti. Irak'ın etnik ve mezhep temelinde bölünme ihtimalinin, Türkiye'nin bekasını doğrudan etkileyeceğini dile getiren Bahçeli, uniter yapının ortadan kalkacağı, etnik temelde bölünme dinamiklerinin hız kazanacağı ve en önemlisi bin yıllık kardeşliğin ağır yara alacağı çok vahim bir sürecin önlerinde durduğunu anlattı. -''BIÇAK KEMİĞE DAYANMIŞ, SABIR TAŞI ÇATLAMIŞTIR''- MHP Genel Başkanı Bahçeli, Türkiye'nin, bir beka meselesi haline gelen terör ve bölücülükle mücadelenin, artık yalnızca kendi imkânlarına ve milli gücüne dayanması gerektiğini ifade ederek, şöyle devam etti: ''Bıçak kemiğe dayanmış, sabır taşı çatlamıştır. Sözün bittiği yere çoktan gelinmiştir. Ancak, bütün milli meselelerde olduğu gibi, terörle ve bölücülükle mücadele askeri bir karar değil, arkasında çok güçlü bir siyasal iradenin bulunması gereken milli bir karardır. Türkiye'nin en büyük talihsizliği ise, TBMM'deki sandalye sayısının çokluğuna rağmen, hükümetin bu konuda etkisiz, zayıf ve isteksiz oluşudur. Son dönemde Şırnak, Beytüşşebap ve Diyarbakır'daki hain saldırıların yurt çapında yarattığı öfke seli, terörle mücadele konusunda bugüne kadar affedilmez bir aciz içinde olan hükümetin gaflet uykusundan nihayet uyanmasını sağlamıştır. Bu milli tepki ve güçlü destek, gerek TBMM'nin ve gerekse terörle mücadele eden güvenlik güçlerinin kesin sonuca ulaşmalarında en önemli moral güç olacaktır.'' Devlet Bahçeli, yıllardan beri, yurt içinde ve yurt dışında bölücü mihraklardan gelen güvenlik tehditlerini ve Türk milletinin haysiyetine yönelik en ağır hakaret ve tahriklerin, 'diyalog ve masaya oturma' pişkinliği ile sürekli sineye çeken AK Parti'nin, bölücülükle mücadelede yeni bir sürece girmek zorunda olduğunu söyledi. -SINIR ÖTESİ OPERASYON- Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının, 1 yıllık süreyle Kuzey Irak'a gönderilmesine olanak sağlayan Başbakanlık Tezkeresine de değinen Bahçeli, şunları kaydetti: ''MHP, terörün kökünün kazınması amacıyla, sınır ötesi operasyon yapılması kararını çok gecikmiş ancak olumlu bir adım olarak görmektedir. MHP, bu düşüncelerle öteden beri ısrarla savunduğu bu girişimi tam olarak destekleyecektir. Tezkere ile verilecek yetki sonucunda sınır ötesi operasyon ihtimalinin artması üzerine, ortak paydası Türkiye düşmanlığı olan çeşitli mihraklar, bir söz ve eylem birliği içine girmiş ve Türkiye'yi muhtemel bir operasyondan alıkoymak için seferber olmuştur. Irak'a sınır ötesi askeri harekat konusunda son günlerde yapılan tartışmalar, Türkiye'de bazı çevrelerin milli güvenlik konularında, terör örgütünün ve Barzani'nin çizgisinde tutum aldıklarını esefle göstermiştir. Kuzey Irak'a askeri harekat konusunda Barzani ve PKK'nın yanında saf tutan bu cepheye bazı AKP milletvekillerinin de katılması ve 'Askeri operasyona Türkiye içinden büyük tepki olacağını, İstanbul, İzmir, Antalya, Diyarbakır ve Şırnak'ta ne gibi tepkiler olacağının hesap edilmesinin gerektiğini' söylemesi ibret vericidir. Bölücü emeller peşinde koşan bu AKP milletvekiline ve kendisi gibi düşünenlere hatırlatmak isteriz ki terörle mücadele bir bütündür ve bunun alanı da terörün yuvalandığı bütün bölgelerdir. Kandil'de ne yapılacaksa, Kuzey Irak'taki terör inlerine karşı ne yapılacaksa, buna içerde direniş göstermeye yeltenecek bedbahtlara karşı da aynı şey yapılacaktır. Başbakanın yakın çevresinde bulunan ve PKK çizgisindeki geçmişi çok iyi bilinen bu AKP milletvekilinin şantaj ve tehdit dolu bu zırvaları, TBMM çatısı altına sızan bölücülerin sadece 20 milletvekiliyle sınırlı olmadığını göstermiştir. AKP'nin kırılgan iç bünyesinin hazin bir fotoğrafı olan bu durum, bu partinin terörle mücadele konusunda bugüne kadar gösterdiği acz ve zafiyetin nedenleri hakkında da bir fikir verebilecektir. Bu gerçekler karşısında, PKK'nın terör örgütü olduğunu kabul etmeleri için bir siyasi parti milletvekillerine haklı olarak sürekli çağrı yapan Sayın Başbakan'ı kendi grubu içinde aynı frekanstan konuşan arkadaşlarıyla da ilgilenmesinin yerinde ve gerekli olduğunu düşündüğümüzü buradan belirtmek isterim.'' -''PSİKOLOJİK BOZGUNUN YANSIMALARI...''- MHP Genel Başkanı Bahçeli, bu mihrakların askeri operasyona karşı çıkmada söz ve eylem birliği içine girmelerinin, aslında bir bozgun psikolojisini yansıttığını belirterek, ''Bu ret cephesinin terörün sadece askeri güçle çözülemeyeceği yönündeki beyanları, bir gerçeğe işaret etmenin ötesinde, derin bazı sinsi hesapları da dışa vurmaktadır'' diye konuştu. Askeri operasyonun teröre tamamen son vermeyeceğinin bir vakıa olduğunu vurgulayan Bahçeli, ''Yapılacak operasyonun risk taşıdığını belirterek milletin kararını etkilemeye çalışan ve kafaları bulandırma gayretinde olan sözde aydınlara rağmen, asıl risk ve tehlike, operasyon yapılmayarak bu acz ve atalet politikalarının sürdürülmesinde yatmaktadır'' dedi. Terörle mücadelede acizlik gösterilmesi durumunda, verilen acı kayıpların artarak devam edeceği ve Türkiye'nin önlenemez bir kardeş kavgasına sürüklenebileceği uyarısında bulunan Bahçeli, terörün ve kayıpların bu şiddette devamı halinde, yükselen milli tepkinin kontrol dışına çıkabileceğini, Türk milletini sorunları kendi imkanlarıyla çözme arayışlarına yöneltebileceğine dikkati çekti. ''Türk milleti, ilk eylemin gerçekleştiği 1984 yılından bu yana geçen tam 23 yıldır, her türlü tahrik ve tertibe rağmen aralarındaki kardeşlik bağlarını ve dayanışmayı korumuştur'' diyen Bahçeli, terörün yakın zamanda bitirilememesi halinde, Türk milletinin bu hasletlerinde bir kırılma ve çözülme yaşanmasının kaçınılmaz hale gelebileceğini savundu. -''GİZLİ OTURUMLA NEYİ KİMDEN SAKLAYACAKSINIZ?''- Türk milliyetçilerinin, Türkiye'nin bölünmesine, büyük bir aile olan Türk milletinin bin yıllık kardeşlik hukukunun etnik heveslere kurban edilmesine ve Türkiye'nin bir kardeş kavgasına sürüklenmesine hiçbir şart altında izin ve geçit vermeyeceğini dile getiren MHP Genel Başkanı Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: ''MHP, bu mülahazalarla eksik ve yetersiz bulmasına rağmen Başbakanlık tezkeresine tam destek verecektir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin yurtdışına gönderilmesi ve askeri harekat gibi hassas konuların TBMM'de kapalı oturumlarda görüşüldüğü bir gerçektir. Hükümet'in bu son tezkere için de kapalı oturum talebinde bulunacağı anlaşılmaktadır. Kapalı oturumlardaki görüşmelerin, devlet sırrı olarak saklanmasının İçtüzüğün amir hükmü olduğu bilinmektedir. Ancak, yarın yapılacak tezkere görüşmelerinde kapalı oturumu gerektiren bir sebep bulunup bulunmadığı çok iyi düşünülmelidir. Meclisin bugünkü yapısı ve bazı milletvekillerinin alenen Barzani ve PKK çizgisinde tutum almış olmaları, kapalı oturumu gerekli hale getirecek sebepleri ortadan kaldırmaktadır. Kimin ne olduğu ve ne düşündüğü ortadadır. Bu durumda gizli oturum yaparak neyi kimden saklayacaksınız? Bu şartlarda yapılacak kapalı oturum, sadece gerçeklerin ve kimin bu konuda ne söylediğinin ve nasıl oy kullandığının Türk milletinden saklanması amacına hizmet edecektir. Bu düşüncelerle yarınki görülmelerin ve oylamanın açık olması ve her şeyin Türk milletinin gözleri önünde alenen cereyan etmesi için Sayın Başbakan Erdoğan'a buradan çağrıda bulunmak istiyorum.'' -BAŞBAKAN'IN SÖZLERİNE ELEŞTİRİ- Devlet Bahçeli, tezkerenin Meclise gelmeden önceki dönemde Başbakan'ın ve AKP yetkililerinin çelişkili beyanlarının, hükümetin bu konudaki siyasi iradesi ve kararlılığı konusunda haklı tereddütler uyandırdığını savundu. ''Bu beyanlar, hükümetin TBMM'nin bu amaçla vereceği yetkiyi fiilen kullanmak konusunda isteksiz olduğunu göstermiştir'' diyen Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ''Bugüne kadar 24 sınır ötesi operasyon yapılmış, bunlardan çok büyük netice alınamadığı da görülmüş'' şeklindeki beyanlarının, hükümetin bu konudaki ciddiyetine ve samimiyetine gölge düşürdüğünü kaydetti. Başbakan'ın, bu sözleriyle Meclisin vereceği izni kullanmama niyetinin gerekçesini baştan hazırlama çabasına girdiğini ileri süren Bahçeli, şunları söyledi: ''Bu durumda, hükümetin tezkere sürecini kamuoyundaki infiali yatıştırmak için göstermelik olarak başlattığı ve kerhen Meclis'e sevk edilen bu tezkerenin, sanal bir tezkere olarak tasarlandığı sonucuna varmak kaçınılmaz olacaktır. PKK terörünü ortadan kaldırmak için Kuzey Irak'a karşı alınacak tedbirlerin niteliği ve askeri harekatın zamanı, hükümet tarafından tespit edilecektir. Bu konuda Genelkurmay Başkanlığımızın görüş ve değerlendirmeleri belirleyici olacaktır. Bunun için en uygun zaman ve ortamın tespiti, askeri harekattan beklenen sonucun alınabilmesi için büyük önem taşımaktadır. Burada hükümetin yetkiyi elde tutarak Barzani, Talabani ve ABD'yi PKK'ya karşı harekete geçirmek için zorlama amaçlı kullanmayı düşündüğü söylenebilecektir. Ancak, Kuzey Irak'a karşı alınacak askeri tedbirlerin zamanlamasında şu hususların önem taşıdığı unutulmamalıdır. Sürenin uzaması, terör örgütü PKK'ya yeniden tertiplenmek için zaman ve geniş bir harekat alanı kazandıracaktır.'' MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM'ye gönderilen Hükümet Tezkeresinin gerekçelerinin tam bir hayal kırıklığı olduğunu söyledi. Bahçeli, partisinin Grup Toplantısında yaptığı konuşmasında, atılması gereken adımlarda gecikilmesi halinde, Türkiye'nin inandırıcılığı ve caydırıcılığının yara alacağını belirterek, böyle bir zaafın, terör örgütü PKK'ya ve hamisi Kürt gruplara ilave bir cesaret ve cüret kazandıracağını bildirdi. Meclis'in verdiği yetkinin, beklenen zorlayıcı etkiyi yapabilmesi için, bunun bir dizi siyasi ve ekonomik baskı tedbirleri ve fiili yaptırımlarla desteklenmesi gerektiğine dikkati çeken Bahçeli, şunları söyledi: ''Başbakanlık Tezkeresinin gerekçelerinin tam bir haya] kırıklığı olduğunu belirtmek isterim. Bilindiği gibi Meclisten yetki isteyen tezkerenin gerekçeleri ve ana unsurlarının, bu yetki kullanılarak Silahlı Kuvvetlere görev verildiğinde, askeri harekatın siyasi amaç ve hedefleri ile siyasi çerçevesini de ortaya koyacağı, bilinen bir gerçektir. Tezkerenin gerekçeleri ile askeri makamlara verilecek siyasi direktifin, özde aynı unsurları taşıması da doğal ve kaçınılmazdır. Bu açıdan bakıldığında, tezkerenin içerikten yoksun olduğu ve böyle önemli bir konuda gerekli kararlılık ve ciddiyetin asgari icaplarını karşılamaktan çok uzak bulunduğu görülmektedir.'' -''TERÖR UNSURLARI, PEŞMERGELERLE İÇ İÇE YAŞIYOR''- Bahçeli, Irak'ın kuzeyinden kaynaklanan çok yönlü güvenlik tehdidi karşısında alınacak tedbirlerin, tehdidin bütün unsurlarını ve kaynaklarını kapsaması gerektiğine işaret ederek, şöyle devam etti: ''Türkiye'nin göstereceği tepkinin niteliği, kapsamı ve hedeflerinin belirlenmesinde esas alınması gereken temel husus, bu tehdit denkleminin bütün unsurları olmak zorundadır. Başbakanlık Tezkeresinden, Kuzey Irak'ta sadece terör örgütü PKK'nın hedef alınacağı anlaşılmaktadır. Ancak Kuzey Irak terör haritası, bize şu gerçekleri göstermektedir; Kuzey Irak'ı Türkiye'ye karşı saldırılarda bir harekat üssü olarak kullanan PKK teröristlerinin en büyük koruyucusu, Barzani ve bölgedeki peşmerge gruplarıdır. Terör unsurları Kandil Dağından inmiş ve peşmerge gruplarıyla iç içe yaşamaya başlamıştır. Barzani ve peşmergelerin siyasi ve fiili himayesi altında bölgede yuvalanan teröristlerin lojistik desteği ve emniyeti, bu gruplarca sağlanmaktadır. Barzani her gün Türkiye'ye karşı husumet ilan etmekte ve Türkiye'nin içini karıştırmak ve güvenliğini tehlikeye düşürmek tehdidinde bulunmaktadır. Bu gerçekler karşısında, PKK terör tehdidiyle etkili bir mücadelenin, Barzani ve peşmerge grupları soyutlanarak ve görmezden gelinerek yapılabilmesi düşünülemeyecektir.'' -''3 BİN MİLİTAN, PEŞMERGELERLE BİRLİKTE HEDEF OLMAKTAN ÇIKACAKTIR''- MHP Lideri Bahçeli, konuşmasında, bölgeye gönderilecek Türk Silahlı Kuvvetlerine, sadece PKK teröristlerini hedef alma yetkisi ve görevi verilmesinin, hem fiiliyatta mümkün olmayacağını hem de bu kısıtlamanın, Türk askerlerinin güvenliğini çok ağır ve ölümcül risk altına sokacağını söyledi. Bahçeli, ''Bu bakımdan Kuzey Irak'ta peşmerge dokusunun bir parçası olan PKK teröristlerinin ayıklanarak askeri hedef olarak belirlenmesi ve harekatın askeri amacının bununla sınırlandırılması, sınır ötesi operasyondan hiçbir sonuç alınamayacağının peşinen kabullenilmesi anlamına gelecektir. Bu durumda, Türk Silahlı Kuvvetleri sadece Kandil Dağı'ndaki birkaç yüz militanı hedef alan sınırlı bir hava harekatıyla yetinecek, terör tehdidinin ağırlık merkezi olan 3 bin militan, peşmergelerle birlikte hedef olmaktan çıkacaktır'' ifadesini kullandı. -''AKP, KIRMIZI ÇİZGİLERİN ÇİĞNENMESİNE SEYİRCİ KALDI''- Konuşmasında, tezkerenin siyasi hedeflerinin çok dar bir çerçevede tutulduğunu iddia eden Bahçeli, Irak'ın kuzeyinde etnik temelde siyasi yapılanma ve bağımsız devlet olma yolunda son aşamaya gelindiğini ileri sürdü. Devlet Bahçeli, bu siyasi yapılanmanın bağımsız devlete dönüşmesi halinde, Türkiye'yi de içine alacak ağır gerginlikler ve bölgesel çatışma riskinin çok ciddi biçimde artacağını belirterek şunları söyledi: ''Bu nedenle, bugüne kadarki Cumhuriyet hükümetleri, bu yöndeki gelişmeleri etkilemek için kararlı bir tutum sergilemişlerdir. AKP iktidarı döneminde ise bu kırmızı çizgilerin çiğnenmesine seyirci kalınmış ve Türkiye çok ciddi bir zemin kaybetmiştir. Başbakanlık Tezkeresinde bu konuya hiç değinilmemiş olması, çok vahim bir durumdur.'' -''HÜKÜMET DAHA ÖNCE TEZKEREYİ KULLANAMADI''- AK Parti Hükümetinin, 1 Mart tezkeresinin reddedilmesinden sonra 19 Mart 2003 tarihinde Meclis'e ikinci bir tezkere sunduğunu hatırlatan Bahçeli, bu tezkereyle, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kuzey Irak'a gönderilmesi, etkili bir caydırıcılığın sürdürülmesi amacıyla bu bölgede bulunacak kuvvetlerin gerektiğinde kullanılması için izin istendiğini bildirdi. Bu tezkerenin gerekçe bölümünde de Türkiye'nin etkin bir caydırıcılık sürdürülmesini gerektiren olumsuz gelişmeler karşısında bu konuda ''Irak'ın etnik temelde parçalanmasına yol açacak siyasi oluşumlara zemin kazandırmak amacıyla sürdürülen çabaların yoğunluk kazandığı bilinmektedir. Bu durum, Irak'ın toprak bütünlüğünün ve milli birliğinin tehlikeye düşmesi ve bölgedeki diğer grupların güvenliğini de tehdit edebilecek bir istikrarsızlık ortamının ortaya çıkması riskini de beraberinde getirecektir. Türkiye'nin güvenliği için ciddi bir tehdit potansiyeli taşıyan bütün bu olumsuz gelişmelere karşı etkili bir caydırıcılığın sürdürülmesi, evvelemirde Kuzey Irak'taki fiili askeri mevcudiyetine bağlı olacaktır'' ifadelerinin kullanıldığını kaydeden Bahçeli, şöyle dedi: ''TBMM bu yetkiyi vermiş, ancak ABD ve Barzani'nin tepkisi üzerine gerileyen AKP Hükümeti, bunun gereğini yerine getirememiş, Türk askeri Kuzey Irak'a gidememiştir. 2003 yılında bu gerekçeyle Meclisten yetki isteyen Hükümetin, aradan 4 yıl geçtikten sonra, bu tehdit daha da ağırlaşmışken tezkereye bunu koymamasının tek bir anlamı ve sonucu vardır; AKP Hükümeti, Barzani karşısında teslim olmuş ve bu konudaki kırmızı çizgiden vazgeçtiğini ilan etmiştir.'' -MHP, ÜZERİNE DÜŞEN KATKIYI YAPACAK'' ''MHP, AKP Hükümetinin sergilediği siyasi irade maluliyetine, tezkerenin eksikleri, sakatlıkları ve sakıncalarına rağmen bunu destekleyecektir'' diyen Bahçeli, ''Terörle mücadelenin partiler üstü bir anlayışla ele alınması ve bu konuda topyekun bir seferberlik başlatılması gereğine samimiyetle inanan Milliyetçi Hareket, Hükümetin bu amaçla alınacak tedbirler hakkında Meclise getireceği düzenlemeler konusunda da üzerine düşen katkıyı yapacaktır'' dedi. -''DURUM ÇOK KRİTİK''- Konuşmasında, ABD Temsilciler Meclisi Dışilişkiler Komitesinde kabul edilen 1915 yılı olaylarına ilişkin karara da değinen Bahçeli, bunun çok çirkin ve esef verici bir gelişme olduğunu söyledi. Kabul edilen tasarının, 16 Kasım 2007 tarihinden önce genel kurula getirileceğinin Meclis Başkanı tarafından açıklandığını anımsatan Bahçeli, benzer tasarıların daha Önce Dışilişkiler Komitesinde kabul edilmiş olmasına rağmen, bu sefer durumun çok daha farklı ve kritik olduğunu ifade etti. Bahçeli şöyle devam etti: ''Zira önceki durumlarda tasarı genel kurula getirilmeyerek askıya alınmış ve sürüncemede bırakılmıştır. Bu kez ise genel kurula getirilecek tasarının kabul edilme ihtimali çok yüksektir. Türkiye'nin onurlarla dolu tarihini seviyesiz bir şekilde iç politika malzemesi haline getiren ABD Temsilciler Meclisi, Türkiye'yi derinden yaralayacak düşmanca bir hareketi genel kurul kararıyla sonuçlandırmak aşamasındadır. Türk milletini derinden yaralayan bu hareketin karşısında sessiz ve tepkisiz kalınması düşünülemeyecektir. Türkiye'nin sağduyu ve soğukkanlılıkla hareket etmesi gerektiğini bir koro halinde seslendiren içimizdeki lobilerin bilinçli faaliyetlerine itibar edilmeyerek, buna vakur ve kararlı bir karşılık verilmesi, kaçınılmaz hale gelmiştir.'' -''ABD'YE, KOLAYLIKLARIN SON BULACAĞI AÇIKLANMALI''- Bu konuda Türkiye'nin elindeki en etkili imkanın, ''Irak'taki ABD güçlerinin lojistik desteğinin ve savaş malzemesi ihtiyacının Habur ve İncirlik üzerinden sağlanıyor olması'' olduğunu ifade eden Bahçeli, ''Hükümet, Temsilciler Meclisindeki oylama öncesi, karar tasarısı kabul edilirse, bu kolaylıkların son bulacağını, hiç vakit geçirmeden açıklamalıdır'' diye konuştu. Bu konunun TBMM'ye getirilerek bir Meclis kararına bağlanmasının daha da inandırıcı ve etkili olmasını sağlayacağını bildiren Bahçeli, ''MHP bu konuda hükümete tam destek vermeye hazırıdır'' dedi. Bahçeli şunları kaydetti: ''Herkes çok iyi bilmelidir ki, Türk milleti hiçbir utanç lekesi taşımayan temiz ve şerefli tarihine sonuna kadar sahip çıkacak ve bir iftihar abidesi olarak sonsuza kadar yaşatacaktır.'' TBMM çalışmalarında yoğun bir döneme girildiğini de belirten Bahçeli, MHP'nin izleyeceği politikaların, MYK üyeleri ve milletvekilleriyle 26-28 Ekim 2007 tarihlerinde Kızılcahamam'da yapılacak istişare ve strateji belirleme toplantısında bütün yönleriyle ele alınacağını sözlerine ekledi. AA
<< Önceki Haber Bahçeli'den tezkereye tam destek Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER