MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli , Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK), Türkiye'nin güvenliği yerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kişisel hesaplarına ve kapanması ahlaken mümkün olmayan 17-25 Aralık sürecini göğüslemeye odaklandığını açıkladı. PKK'nın hain ve hunhar saldırılarının MGK'nın sonuç bildirisine yansımadığını kaydeden Bahçeli, "Ortadoğu'da ABD'nin müdahalesiyle meşrulaşma yoluna giren Kürdistan meselesi kayda değer bulunmamıştır. IŞİD terörünün toz bulutu altında bütünleşen, toparlanan ve toplanan dört parçalı Kürdistan iskeleti MGK sıralarında oturan zevatın ilgisini çekmemiştir.10 saat 25 dakika sürdüğü söylenen ve böylelikle rekor kırdığı ifade edilen MGK toplantısında Türkiye ve Türk milleti lehine hiçbir karar alınmamıştır." dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Parti Genel Merkezi'nde gündemdeki konulara yönelik basın toplantısı yaptı. Soma'dan sonra Ermenek'te de yeni bir maden dramının yaşanmasının geçmişteki acı ve ihmallerden ders alınmadığını gösterdiğini belirten Bahçeli, "Şu anda yerin 350 metre altında bulunan işçilerimizin kurtarılması için yoğun çaba harcanmaktadır. Sırası ve yeri geldiğinde sorumsuzlukta, ihmalde, tedbirsizlikler halkasında kim ya da kimlerin dahli varsa elbette konuşulacak, haklarında gerekli işlemler yapılacaktır. Ancak şimdi, tüm enerji, tüm çalışma, tüm dua ve temennimizi 18 masumun toprağın altından çıkarılmasına yöneltmek durumundayız. Önemle bildirmek istiyorum ki, maden ocağında yaşanan su baskınını doğal afet gibi gösterip yakayı kurtarmaya çalışan şirket yöneticilerine tavsiyem, küstahlığı bırakıp birazcık insafları varsa nedamet göstermeleridir." diye konuştu.
"ONBİNLERCE İNSANIMIZIN HAYATINA KAST EDEN CANİBAŞI, 'ÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK ABİDESİ'"
Başbakan ve hükümetin çözülme sürecini umutla, inatla ve ısrarla sürdürdüğü belirten Bahçeli, "Onbinlerce insanımızın hayatına kast eden canibaşı, 'çözüm, barış ve kardeşlik abidesi', Vatan evlatlarını kahpece infaz eden PKK terör örgütü dağda hak ve barış arayan 'sözde özgürlük savaşçıları', bu melanete alkış tutan çürümüşler, 'barışsever ve demokrat aydın', bozgunculuğa, ayrımcılığa, fitneye ve terörün örtülü amaçlarına hizmet eden işbirlikçiler ise 'akil adamlar' olarak takdim ve servis edilmiştir. Türkiye'de hiçbir ölçü kalmamıştır. Milli kimlik ve güvenlik duvarları arkası arkasına saldırıya uğramıştır. AKP, siyasi varlığını ve siyasi geleceğini tamamen bölücülüğe bağlamış, bölücü alçaklara dayandırmıştır. İktidar PKK'nın hain emellerine, bölgesel ve küresel cinayet projelerine göz yummakla kalmamış iffetsizce alkışlamış ve alkışlanmasına refakat etmiştir. Orduyu kana boğanlar, mazisi bir asrı aşan süredir haritalar üzerinde karalama yapanlar rotayı son yurdumuza çevirmişler, milletimizi kapsamına alan şer hesaplarla oyalanmaya başlamışlardır." şeklinde konuştu.
"BU İHANET GEÇİDİ HERKESİN GÖZÜ ÖNÜNDE CEREYAN ETMİŞTİR"
Cumhuriyetin 91.yıldönümünde Habur Sınır Kapısı'ndan vatan topraklarına girip; sınır il ve ilçelerden tezahüratlarla, alkışlarla, sevinç gösterileriyle geçerek Ayn el-Arap'a intikal eden peşmergelerin Türk milletini derinden yaraladığını vurgulayan Bahçeli, "91 yıllık mirasa gölge düşürülmüştür. Türk askerine taşla, sopayla, molotof kokteyliyle ve silahla saldıran PKK'lı gruplar peşmergeyi bağrına basmış, zafer işaretleri ve zılgıtlarla selamlamıştır. Ayn el-Arap, diğer ismiyle Kobani'ye yardım bahanesiyle ağır silahlı peşmergelere Türk vatanı çiğnetilmiştir. Bu ihanet geçidi herkesin gözü önünde cereyan etmiştir. Türkiye bir kez daha küçülmüş, büyük milletimiz bir kez daha küçük düşürülmüştür. Ellerinde PKK paçavraları, cani posterleri ve sözde Kürdistan bayrakları olan kalabalık yığınlar peşmerge konvoyuna Şırnak'ın Silopi ve Cizre ilçelerinden Mardin Nusaybin'e ve buradan da Şanlıurfa Suruç'a kadar tezahürat yarışına girmişlerdir. AKP-PKK anlaşmasıyla, 19 Ekim 2009'da Habur'dan sokulan 34 PKK'lıya düzenlenen terörist karşılama törenleri aynısıyla tekrarlanmıştır." açıklamasında bulundu.
"29 EKİM'DEKİ PKK-PEŞMERGE GEÇİŞ SAHNELERİNİN UNUTULMAYACAK"
29 Ekim'deki PKK-peşmerge geçiş sahnelerinin unutulmayacağını hatırlatan Bahçeli şunları söyledi: "Milletimize yaşatılanlar yeni bir Haçlı kampanyası, yeni bir istila ve isyan teşebbüsüdür. Verilmek istenen mesaj, Anadolu'nun Türklerin yurdu olmadığı, burada başkalarının da hak ve payı olduğu uydurmasıdır. Bu itibarla milli güvenliğimiz linç edilmiş, devletimizin hak ve itibarı öğütülmüştür. Sınırlarımız teröristlerin kullanımına çözülme sürecinin idame ve devamı şartıyla devredilmiştir. PKK'ya açılan koridor, PYD'ye verilen destek; Kobani diyerek Ankara'yı gözden çıkarmaya ve varlığımıza dinamit döşemeye azmetmektir. Türk hukuk mevzuatında bunun karşılığı kesinlikle ihanettir. Ve bunun failleri elbette hesap vereceklerdir."
Ülkenin birikmiş ve tahammül sınırlarını çoktan aşmış güvenlik sorunlarının kokmaya yüz tutmuş ceset gibi orada duruyorken, dün toplanan MGK'nın gündemine paralel yapılanmanın girmesinin izansızlık ve vicdansızlık olduğunu dile getiren Bahçeli, "MGK, Türkiye'nin güvenliği yerine Erdoğan'ın kişisel hesaplarına ve kapanması ahlaken mümkün olmayan 17-25 Aralık sürecini göğüslemeye odaklanmıştır. PKK'nın hain ve hunhar saldırıları MGK'nın sonuç bildirisine yansımamış, Ortadoğu'da ABD'nin müdahalesiyle meşrulaşma yoluna giren Kürdistan meselesi kayda değer bulunmamıştır. IŞİD terörünün toz bulutu altında bütünleşen, toparlanan ve toplanan dört parçalı Kürdistan iskeleti MGK sıralarında oturan zevatın ilgisini çekmemiştir.10 saat 25 dakika sürdüğü söylenen ve böylelikle rekor kırdığı ifade edilen MGK toplantısında Türkiye ve Türk milleti lehine hiçbir karar alınmamıştır. MGK üyeleri bu kadarlık sürede ülkemizin hangi sorununa isabetle eğilmiş ve öneri getirmiştir? İç ve dış legal görünümlü illegal faaliyet yürüten paralel yapılanma diyerek hala samanlıkta iğne arayan MGK isimli kuruluşun felaketimize neden olacak terör ve bölücülükle ilgili hiç mi kaygısı yoktur? PKK terör örgütü Cizre'de özerklik ilan edip yol kontrolleri yaparken, mahkeme kurup TSK ve Emniyet mensuplarına kurşun sıkarken MGK üyelerinin aklı nereye gitmiş, kalpleri ne için atmıştır? Şu anda musibetin ve melanetin bir numaralı kaynağı olan çözülme sürecinin olumlu atmosfer ve huzur ortamı yarattığını, buna karşılık provokatif olaylara karşı kamu düzeni ve güvenliğini koruma kararlığını açıklamak MGK'nın Türkiye gerçeklerinden koptuğunu işaret etmektedir. Türkiye'nin güvenliğindeki açık ve tahribatlar bu kurul üyeleri tarafından ciddiye ve görüşmeye değer bulunmamıştır. Güneydoğu'da asker ve polislerimize yönelik suikast eylemleri artarken, KCK'nın şehir yapılanmasının Diyarbakır'da görev yapan güvenlik görevlilerimizin oturdukları ev ve apartmanları yakın takibe almaları güvenlik sorunu olarak görülmemiştir." açıklamasında bulundu.