Ergenekon davası sanığı
emekli Albay Arif Doğan'ın, 'Sadece iki köyde 78 kelle aldım' itirafına kayıp yakınları tepki gösterdi. Babası Hasan Utanç'ın
Silopi Jandarma Merkezi'ne götürüldükten sonra
infaz edildiğini söyleyen Hüsnü Utanç, 21 yıldır katilleri aradıklarını belirterek, Arif Doğan'a sordu: "Babam da kellesini aldıkların arasında mıydı?"
Terörle mücadele adı altında uygulanan yanlış politikalar,
JİTEM gibi devlet gücünü arkasına alan illegal yapılanmaların ortaya çıkmasına sebep oldu. Bu oluşumlar, özellikle 1990 ve sonrasında binlerce
faili meçhul cinayet işledi. Bugün yaygın kanaate göre başta Doğu ve Güney
doğu'da olmak üzere 17 bin insan, faili meçhul cinayete
kurban verildi. Ahmet Ceylan, Tahsin Sevim ve Hasan Utanç, Arif Doğan'ın JİTEM grup komutanlığı yaptığı Silopi Jandarma Merkezi'ne götürüldükten sonra infaz edilen sadece üç isim. Hepsi arkalarında farklı hikâyeler bıraktı.
Tahsin Sevim ve Hasan Utanç 1989'da kendilerine ait özel bir araçla Şırnak'tan
Cizre'ye gelirken bir grup JİTEM personeli tarafından Kasrik Boğazı civarında alıkonulur. Burada işkencelere maruz kalan köylüler, iki
jandarma astsubayı ve 'Gijo' kod adını kullanan Faysal Şanlı tarafından kurşuna dizilir. Cesetler, Cizre-
Nusaybin karayoluna yakın bir yere bırakıldıktan sonra akrabalarına haber verilir. Bu olayı itirafçı İbrahim Babat ve Abdulkadir
Aygan da ifadelerinde doğruluyor. Hasan Utanç'ın oğlu Hüsnü Utanç, babasının sorgulanmak üzere Arif Doğan'ın grup komutanlığı yaptığı Silopi'ye götürüldüğünü bildiklerini söylüyor. Sonrasında cenazesini bulmuşlar. Aradan geçen 21 yıla rağmen babasının katilleri hakim karşısına çıkarılmamış. Arif Doğan'ın itiraflarını ekranda izlediğini belirten Hasan Utanç, şu soruyu yöneltiyor: "Arif Doğan, Güneydoğu'da çok kelle aldığını göğsünü gere gere söylüyor. Babam da kellesini aldıkları arasında mıydı?"
Hasan Utanç'la birlikte öldürülen Tahsin Sevim'in kardeşi
Harun Sevim de uzun yıllar geçmesine rağmen ağabeyinin öldürülmesini halen kabullenememiş. Sıkıyönetim zamanında bölgede ağır şartların uygulandığını hatırlatan Sevim, "Bu kadar da vicdansızlık olmaz ki? Ağabeyimin katilini ekranda görmeye artık tahammülüm kalmadı. İnsanlık onuru daha önce bu kadar ayaklar altına alınmış mıdır acaba?" diye konuşuyor.
SAĞ GÖTÜRÜP CESEDİNİ GETİRDİLER
Ahmet Ceylan da, 1994'te
Diyarbakır Yenişehir'de itirafçı olarak tanınan şahıslar tarafından zorla alındı. Ailesi polis, jandarma ve savcılığa akıbetini öğrenmek için başvurdu. 5 gün sonra boş bir arazide cesedi bulundu.
İşkence yapıldıktan sonra infaz edilmişti. Ağabeyi Mustafa Ceylan, isyanını, "Failler bilindiği halde tek bir kişi ceza bile almadı. Güneydoğu'da insan hayatı bu kadar
ucuz işte..." diye dile getiriyor. JİTEM davası
mağdur yakınlarının avukatlarından Baran
Vural ise Arif Doğan'ın açıklamalarına farklı yaklaşanlardan. Ona göre infazlar, ordunun içinde görev bilinci olmayan üç beş askerin işi değil. Doğan açıklamalarıyla arkasındaki gücü gizlemeye çalışıyor.
TANJU ÖZKAYA