Babasının Susurluk kazası ile ilgili araştırmada, Ergenekon'un kapısını araladığı ve bunu gündeme getirdiği için öldürüldüğünü iddia eden İncetahtacı, "Babam, Ergenekon zihniyetini deşifre ettiği için bundan rahatsız olanlar tarafından öldürüldü. Böylece kendilerini gizleyerek örtbas etmek istediler." dedi. 21 Kasım 1999 günü Almanya'ya gitmek için Ankara'daki evinden yola çıkan Bedri İncetahtacı, Esenboğa Hava Limanı yolu üzerinde şüpheli bir şekilde arabasında ölü bulundu. Olayın üzerinden 9 yıl geçmesine rağmen kazayla ilgili sır perdesi aralanamadı. İncetahtacı'nın oğlu Yahya İncetahtacı, babasının ölümüyle ilgili Cihan Haber Ajansı'na çarpıcı açıklamalarda bulundu. İncetantacı, kazanın normal bir kaza olmadığını düşünüyor. 9 yıl önce kaza ile ilgili şüphelerinin bugün daha da arttığını söylüyor. İncetahntacı, şüphelerini şöyle sıralıyor: "8'de 8 kusurlu dendi ama arabası hemen kaldırıldı. Araba takla attı deniliyor fakat alt tarafında herhangi bir hasar yok. Yine çarptığı yerde herhangi bir iz yok. Yani olay sumenaltı edildi." KAZA TÜRKİYE'NİN KARANLIK BULUTLARINI AYDINLATACAK Yahya İncetahtacı, babasının Susurluk'ta otaya çıkan karanlık zihniyet ile mücadele ettiği için öldürüldüğünü söyledi. Rahmetli babasının en çok üzerinde durduğu konunun bu zihniyet olduğunu ifade eden İncetahtacı, "Dolayısıyla tabii ki birileri babamdan rahatsızdı. Bu zihniyeti deşifre ettiği için birileri tıpkı Uğur Mumcu olayında olduğu gibi bundan rahatsız olur." diyerek şüphelerinin giderilmesini istiyor. Bu ülkede öteden beri var olan bir zihniyetin bu tür şeylerin konuşulmasından ve araştırılmasından rahatsız olduğuna dikkat çeken İncetahtacı, bu çevrelerin babasının olayını da örtbas etmek için mücadele verdiklerine dikkat çekti. Babasının kaza ile değil bir suikast sonucu öldüğüne inandığını ifade eden İncetahtacı, olayın aydınlatılmasının ülkedeki derin bağlantıların ortaya çıkartılması için önemli olduğunun altını çizdi. İncetahtacı, "Ancak bugün it kapanı ile öldürüldüğü söyleniyor. Savcının harekete geçmesini beklerdik. Bu kaza en azından bu ülkede inşallah hayırlı sonuçlar doğuracağına inandığımız Ergenekon davasının ek iddianamesine dahil edilebilirdi. Devletin bir gün bu olayın üzerine gideceğine inanıyoruz. Bu olay sadece bizi değil tüm Türkiye'yi sevindirecek. Çünkü ülkedeki karanlık bir bulut aydınlanmış olacak." şeklinde konuştu. 'BABAM SUSURLUK'TA ŞAHISLARA TAKILMAYIN DİYORDU' İncetahtacı, babasının Susurluk olayına farklı yaklaştığını söyledi. Bunu bizzat babasından dinlediklerinden ve Meclis'teki konuşmaları ile hazırladığı raporlardan bildiğini belirten İncetahtacı, babasının Susurluk'u şahıslar üzerinden çok bir zihniyet meselesi olarak ele aldığını kaydetti. İncetahtacı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Rahmetli babam isim ve olaylara fazla takılıp kalınmaması gerektiğini, bunun olayın üstü kapatacağını söylüyordu. Bugün Susurluk'u Hüseyin Kocadağ, Abdullah Çatlı'yı konuşuruz yarın başka olay ve isimleri konuşup onlar üzerinden olayları tahlil etmeye çalışırız. Bunun da en büyük talihsizlik olduğunu söylüyordu. Babam asıl şu soruların sorulmasını isterdi; Bu ülkede neden Susurluk gerçekleşmiştir? Bunun nedenleri nelerdir? Niçin birileri devletin mafya ile ya da derin ilişkiler içine girmesine ihtiyaç duymuştur?" İncetahtacı, babasının o dönemde Türkiye'deki 'derin zihniyeti' çözdüğünü de düşünüyor. Ancak yeterli irade ortaya konamadığı için bunun tam olarak deşifre edilemediğini dile getiren İncetahtacı o günlerdeki babasının tespitini şu sözlerle anlatıyor: "Babamın şöyle bir tespiti vardı; 'Eğer biz bu ülkede Özel Harp Dairesi'nin niçin kurulduğunu açıklamazsak, 27 Mayıs, 12 Eylül ve 28 Şubat darbelerinin niçin yapıldığını ortaya çıkarmazsak ve bu zihniyeti deşifre edip bu olayları konuşmazsak, ülkedeki Kürt sorununu ciddi olarak analiz etmezsek Susurluk'ta bir tek adım bile atamayız. Yani bu olayların birbirinden kopuk olmadığını, büyük bir oyunun parçaları olduğunu, dolayısıyla tablonun geneline bakılması gerektiğini söylüyordu." ERGENEKON İLE SUSURLUK BAĞLANTILI İncetahtacı, babasının, Türkiye'deki mafya-siyaset ve ticaret üçgenindeki kirli ilişkilerin Susurluk ile aralandığını gördüğünü, Susurluk olayında da Ergenekon'un ipuçlarını verdiğini söyledi. Ergenekon yapılanmasının kapısının Susurluk'ta aralandığına dikkat çeken İncetahtacı, "Babam Susurluk'ta kapının aralandığını ancak bazı gerçeklerin tam olarak anlaşılması için kapının sonuna kadar açılması gerektiğini söylerdi. Bunu açacak olan da bu millettir derdi. Yani Türkiye'de bir zihniyet sorunu olduğu Susurluk ile açığa çıktı. Babamın, Meclis konuşmalarında da bu zihniyet değişmeden Susurluk ve benzeri derin yapıların ortaya çıkamayacağını söyledi." diye konuştu. İncetahtacı, Susurluk'ta olduğu gibi Ergenekon'un ne anlama geldiğinin de tam olarak anlaşılamadığını düşünüyor. İncetahtacı'ya göre Susurluk gibi Ergenekon meselesinin de bir zihniyet meselesi olmaktan çok bazı şahıslar üzerinden tahlil edilmesi süreci yanlış yöne çekiyor: "Ergenekon davasının ülkede hayırlı sonuçlar doğuracağına inanıyorum. Ancak üzülerek söylüyorum yine zihniyetten çok kişiler ve olaylar tartışılıyor. 'Bu ülkede Ergenekon niçin var?' konusu konuşulmadan, bunun derinlikli tahlili yapılmadan bu işler bitmez. Alevi-Sünni, Kürt meselesi, başörtüsü gibi ülkenin temel sorunlarını Ergenekon zihniyetinin bir sonucu olarak görüyorum. Dolayısıyla hepimiz odağımıza bu zihniyeti koymalıyız. Şuan 26 yaşında olan Yahya İncetahtacı, babası öldüğünde 17 yaşındaydı. Şuan üniversite son sınıfta okuyan İncetahtacı, o dönemde zor günler yaşadıklarını söylüyor. Babasının acısını hala her an içinde taşıdığını belirten İncetahtacı, ancak onurlu ve mutlu olduğunu kaydediyor: "İnançlı bir insanım. En büyük nimet şahadettir. Babam Türkiye'nin aydınlığa çıkması için uğraşırken görev başında vefat etti. Onun şehit olduğuna inanıyoruz ve onun içir dua ediyoruz. Şehit olan bir insanın oğlu olmak ancak gurur ve onur veriyor insana."