Bu dönemde hiçbir şeyin
sürpriz olmaması gerektiğini belirten Ali
Babacan, hem hükümetin hem devlet kuruluşlarının hem de şirketlerin farklı senaryolara hazırlıklı olması gerektiğinin altını çizdi.
Başbakan Yardımcısı
Ali Babacan, önümüzdeki dönemde herkesin çok ihtiyatlı hareket etmesi gerektiğini belirterek “Hem hükümetin hem tüm devlet kuruluşlarımızın, hem şirketlerimizin farklı senaryolara hazır olması gerekecek. Hiçbir şey sürpriz olmamalı bu dönemde. ‘Ya biz bu kadarını da beklemiyorduk’ dememeli kimse. Ve içinden geçmekte olduğumuz dönem son yüzyılın hiçbir dönemi ile mukayese edilemeyecek karmaşıklıkta” dedi.
Babacan,
Hürriyet gazetesinde birçok sektörden temsilcinin katılımıyla düzenlenen toplantıda, bugün AB’nin temellerinin, “Avro devam etsin mi etmesin mi?” tarzında sorgulanır hale geldiğini belirterek değerleri ile pek çok
ülkenin örnek aldığı
Avrupa’nın ve demokratik sistemin iyi olup olmadığının bile artık bazı ülkelerde sorgulanır hale geldiğini anlattı. Babacan’ın dikkat çektiği noktalar özetle şöyle:
* AB, ortak bir para birimi olmasına karşın ayrı mali politikaları izledi. Sorun asıl buradan kaynaklandı. Oysa para birimi ortaksa maliye politikaları benzer olmalı.
* Bir tek Yunanistan’ın sorununu çözemeyen birlik,
İtalya,
İspanya ve
Fransa ile ne yapacak?
* İçinde Türkiye’nin de olduğu güçlü bir AB’den yanayız. Kendi içine kapanan bir Avrupa zayıflayacaktır. Ama bu dünya için iyi olmayacak. ‘Ne halleri varsa görsünler’ diye bir duruşumuz yok.
* Türkiye’nin de ne yazık ki ticaretinin yüzde 50’si AB ile. Çok
şükür ki diğer yarısı değil ama şirketlerin yeni pazarlar bulmaları gerekir.
* Buradaki şirketler, başta
Almanya olmak üzere işlerinin bir bölümünü dışarıya taşımak istiyorlar. Şirketlere özellikle Almanya’dakiler ile
işbirliği öneririm.
* Son 6 aydır
Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da olanlara baktıklarında, Türkiye’nin tek başına, blok olarak dünyanın en önemli gücü olan 27 ülkeli AB blokundan çok daha etkili.
* Adeta sürü halinde Avrupa’da pek çok ülke belli bir yöne giderken, kendimize ayrı bir yol seçtik. Çünkü bir ülkenin kamu borcu piyasalar tarafından endişe, risk kaynağı ise ülkelerin daha fazla açık vererek, borçlarını çoğaltarak güveni, büyümeleri sağlamaları mümkün değil.
* AB ile ilgili maalesef nasihatten başka yapacak çok bir şeyimiz yok. Korkarım ki ciddi bir şok yaşanmadan, köklü bir
tedbir almakta Avrupalı liderler isteksiz davranacaklar.