İşte büyük operasyonda gözaltına alınanlar ve ilginç ayrıntılar
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin 40 ayrı adrese yaptığı eş zamanlı büyük operasyon sonucu gözaltına alınan kişiler aslında kamu oyunun yakından tanıdığı isimler. İşte bu isimler ve bağlantıları ile ilgili ilgi
çekici ayrıntılar.
VELİ KÜÇÜK: 1996 yılında
Abdullah Çatlı'nın öldüğü
Susurluk'taki kazadan sonra adı gündeme geldi. Susurluk olayının
kilit ismi Küçük, ölmeden önce Çatlı'yla
telefonda konuşan son kişiydi.
Küçük'ün ismi Susurluk'tan sonra ik
inci kez Dink
cinayetinde gündeme geldi. Dink'in yargılandığı
davaların
duruşmalarına gelen
emekli tuğgeneral, Büyük
Hukukçular Birliği Başkanı
avukat Kemal Kerinçsiz ve emekli yüzbaşı
Muzaffer Tekin ile aynı karelerde yer aldı.
Hrant Dink'in avukatı
Erdal Doğan,
hain saldırı sonrası yaptığı açıklamada, JİTEM'in de kurucusu olduğu iddia edilen
Veli Küçük'ün, Hrant Dink'i defalarca tehdit ettiğini aktarmıştı.
KEMAL KERİNÇSİZ: Hukukçular Birliği üyesiyken ilk defa Hrant Dink ve Orhan Pamuk'un TCK'nın 301. maddesinden yargılandığı davalarda şikayetçi olmasıyla tanındı.
Adliye binalarında ve duruşma salonlarında yaşanan
arbede ve tartışmalarla gündeme oturdu. Kerinçsiz, misyonerlerle ilgili davalarda da baş aktör oldu. En son
Ümraniye soruşturması kapsamında tutuklanan emekli yüzbaşı
Muzaffer Tekin ve gazeteci-yazar
Ergün Poyraz'ın avukatlığını yapıyordu.
SAMİ HOŞTAN: O da
Veli Küçük gibi Susurluk skandalıyla gündeme geldi. Ancak,
sanık olarak. 'Arnavut Sami' olarak da bilinen Hoştan'la ilgili, MİT Raporu'nda,
DHKP-C ile ilişkili olduğu, uluslararası uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı, ileri sürüldü. Hoştan, Susurluk davasında çete üyeliğinden 4 yıl
hapis cezası aldı.
ALİ YASAK (DREJ ALİ): Yeraltı dünyasının ünlü ismi Drej Ali, 12 Ocak 1978'de kanunsuz yürüyüşe katılmaktan tutuklandı. 1988'de
Milliyet gazetesini kardeşi ile ilgili bir haber yüzünden tarattı. Adı Susurluk skandalına karıştı.
Korkut Eken, İstanbul DGM Savcılığı'nda 24
Şubat 1997'de verdiği ifadede MİT'te görevli olduğu 1987-1988 yıllarında Çatlı ve Ali Yasak ile tanıştığını ve bu kişilerle MİT'in
yurt dışında
PKK'ya yönelik bazı istihbari faaliyetlerinde birlikte çalıştıklarını söyledi.
SEVGİ ERERENOL: Türk Ortodoks Patrikhanesi basın sözcüsü. Kemal Kerinçsiz'le birlikte 301 davaları ve ulusalcı eylemlerin baş aktörü. Kendisini '
Hristiyan Türk' olarak tanımlayan Ererenol, Noel Baba Derneği başkanı Muammer Karabulut'la birlikte Kerinçsiz'in de desteklediği Türk
Ayasofya Derneği'ni kurdular. Ümraniye'de ele geçirilen bombalarla ilgili soruşturma kapsamında tutuklanan Poyraz'ın bilgisayarında "
Sevgi Ererenol Misyonerlik 2006" isimli klasörü içeren cd de bulunmuştu.
FİKRİ KARADAĞ: Emekli albay. 17
Mayıs 2006'da gerçekleştirilen
Danıştay saldırısından sonra gündeme gelen Kuvayi Milliye Derneği'nin başkanı. Üyelerine
silah üzerine
yemin ettirmesiyle tanınan kuvvacı
Karadağ, Muzaffer Tekin'le yakınlığı biliniyor. Karadağ'ın, "13 bin 500 'hain' kişi ve kurumu" belirlediği, bunların "
hesap vereceğini" söylediği ortaya çıkarken, derneğin kuruluş bildirgesinde de "Bu uğurda kendisini feda edecek çok vatan evladı vardır" ifadesinin yer aldığı belirlenmişti.
GÜLER KÖMÜRCÜ: Akşam Gazetesi yazarı. Ulusalcı yazılarıyla tanınıyor.
Sedat Peker ve adamlarına yönelik operasyon kapsamında yapılan telefon dinlemelerine Peker'le yaptığı konuşmalarının takılmasıyla gündeme gelmişti.
FUAT TURGUT: Avukat Fuat Turgut,
İzmir Barosu'na kayıtlı.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant
Dink cinayetinde azmettirici olduğu iddia edilen Yasin Hayal'in avukatı. Cinayet davasının ilk duruşmada Dink ailesinin avukatlarına laf atarak olay çıkarmıştı.
Çete yöneticiliği yaptığı iddiasıyla
tutuklu bulunan
Semih tufan Gülaltay'la arası kötü olan Turgut, bu davada müşteki olarak yer aldı.
İSTANBUL POLİSİ'NDEN ERGENEKON'CULARA GECE YARISI ŞOK OPERASYON
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Emekli
Tümgeneral Veli Küçük, Avukat Kemal Kerinçsiz, Akşam Gazetesi
Yazarı Güler Kömürcü ve Türk Ortodoks Patrikhanesi
Basın Sözcüsü Sevgi Erenerol'un da aralarında bulunduğu 30 kişiyi gözaltına aldığı öğrenildi. Şahısların
emniyetteki sorgusunun sürdüğü belirtildi.
21 kişinin, Hrant Dink cinayeti, Danıştay'a yapılan saldırı,
Cumhuriyet Gazetesi'ne
el bombası atılması, iki kilise rahibine yapılan saldırı olaylarına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına aldığı öğrenildi.
İstanbul Terörle Mücadele şubesinin gerçekleştirdiği operasyonlarda gözaltına alınanlar arasında Emekli
Tuğgeneral Veli Küçük, Emekli
Albay Fikri Karadağ ve Avukat Kemal Kerinçsiz'in yanısıra Drej Ali olarak bilinen Ali Yasak ve
Susurluk Davası sanıklarından
Sami Hoştan'ın da bulunduğu öğrenildi.
Küçük, tehdit iddialarıyla gündeme gelmişti
Veli Küçük, emekli olduktan sonra Hrant Dink'in 301'den yargılanmasının baş aktörlerinden olan Hukukçular Birliği Başkanı Kemal Kerinçsiz ile defalarca aynı karede yer almıştı. Danıştay saldırganı
Alparslan Arslan'la yan yana çekilmiş fotoğraflarıyla dikkatleri çeken Veli Küçük'ün adı, 19 Ocak 2007 tarihinde gerçekleştirilen Hrant Dink suikasti sonrası yine gündeme gelmişti. Hrant Dink'in avukatı
Erdal Doğan, hain saldırı sonrası yaptığı açıklamada, JİTEM'İn de kurucusu olduğu iddia edilen Veli Küçük'ün, Hrant Dink'i defalarca tehdit ettiğini aktarmıştı. Doğan, "Hrant Dink, 5-6 ay önce Veli Küçük tarafından birkaç kez telefonla tehdit edildiğini anlattı. O zaman biz çok üzerinde durmadık. Çünkü, yüzlerce tehdit alıyordu. Ama kendisi Veli Küçük'ün tehditlerinden, diğer tehditlere göre daha fazla tedirgin olduğunu söyledi." açıklamasında bulunmuştu.
Agos'un yazarlarından gazeteci
Aydın Engin ise "Şişli'de Hrant'la birlikte, üzerimize bozuk paraların atıldığı, tükürüldüğü, küfürler edilip, saldırının her çeşidinin yaşatıldığı yargılama sırasında, Küçük de Kemal Kerinçsiz ekibiyle birlikte
mahkeme salonundaki yerini almıştı." açıklamasıyla dikkatleri bu yöne çekmişti. Hrant Dink'in kardeşi Orhan Dink ise ağabeyinin Küçük ve Kerinçsiz grubu tarafından
hedef gösterildiğini söylemişti. Orhan Dink,
"Ağabeyim, 'Küçük mahkemeye geldi ve huzurumuz kalmadı' dedi. Bu ülkenin
demokrasi tarihini bilen insanlarız. Küçük'ün ne demek olduğunu da biliriz, Kerinçsiz grubunun da. Ağabeyim, '
Adres gösteriliyorum' diyordu. En ciddiye aldığı grup da Küçük'ün grubuydu. Küçük'ten doğrudan e-
mail ya da telefon yoluyla tehdit gelmiş değil. Kendini devlet sanan kişilerin bu tür hatalar yapacağını düşünmek mümkün değil. Şu net ki; iki grup üzerine yoğunlaşıyordu: Küçük ve Kerinçsiz. Küçük, ortaya çıktığında işin ciddiyetini anladık. Küçük'ten sonra kurşun gelebilirdi ve geldi." demişti.
40 AYRI ADRESE EŞ ZAMANLI OPERASYON
İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin Emekli Tümgeneral Veli Küçük, Avukat Kemal Kerinçsiz, Akşam Gazetesi Yazarı Güler Kömürcü ve Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın Sözcüsü Sevgi Erenerol'un da aralarında bulunduğu şahısları, İstanbul genelindeki 40 ayrı adrese gece saat 03.00 sıralarında eşzamanlı operasyon düzenleyerek gözaltına aldığı öğrenildi.
Drej Ali de İçeriye Alındı
Ergenekon Operasyonu ahtapot gibi yayılıyor. Bugüne kadar dokunulamayan isimler tek tek toplanıyor. Derin isimlerden Drej Ali de içeride.
1956 yılında
Urfa'da doğdu.Drej Ali diye tanınıyor.19
Aralık 1977 tarihinde
Ülkü Ocakları Derneği Urfa Şubesi Yönetim Kurulu üyeliğine seçildi.
1978 yılında Urfa Eğitim Enstitüsü
Öğrenci Derneği Başkanı oldu. 12 Ocak 1978'de kanunsuz yürüyüşe katılmaktan tutuklanmış, 25 Ocak 1978 tarihinde yapılan mahkemesinde tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. 26 Ocak 1978'te karşıt görüşlülerle girdiği
silahlı çatışma neticesinde yaralandı.1988'de Milliyet gazetesini kardeşi ile ilgili bir haber yüzünden tarattı. Korkut Eken, DGM savcılığına 24 Şubat 1997'de verdiği ifadede, Çatlı gibi Yasak'ın da, 1987-88'de MİT tarafından, yurtdışında PKK ile mücadelede kullanıldığını söyledi.
Abdullah Çatlı ile 1979'dan beri tanışıyor. Adamları 1988'de Milliyet Gazetesi'ni bastı. 1989'da İnci Baba'yı vurdu. 5 Haziran 1997'de
Gazeteci Mahmut Övür'e yapılan saldırıyı azmettirdiği ileri sürüldü.
Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı'na talimatla ifade verdi ve hakkında gıyabi
tutuklama kararı kaldırıldı. 1
Ekim 1997'de Şişli'de bir pavyonda yakalandı.
Mahmut
Şahin'in kızı Fatmagül Şahin'i ölümle tehdit etmek suçundan çıkarıldığı
Üsküdar Cumhuriyet Savcılığı tarafından
delil yetersizliğinden serbest bırakıldı.
Korkut Eken, İstanbul DGM Savcılığı'nda 24 Şubat 1997'de verdiği ifadede MİT'te görevli olduğu 1987 - 88 tarihlerinde Çatlı ve
Aliye Yasak ile tanıştığını ve bu kişilerle MİT'in yurtdışında PKK'ya yönelik bazı istihbari faaliyetlerinde birlikte çalıştıklarını söyledi.
Drej Ali, Susurluk skandalının baş aktörlerini bir araya getiren kızkardeşinin düğünüyle de gündeme geldi.
Adı Buffalo'ya karıştı
Et kaçakçılığı ile ilgili başlatılan Buffalo Operasyonu'na Yasak'ın adı da karıştı. Et kaçakçılığının
elebaşı olarak bilinen İsak Romano'nun yaralanması olayında azmettirici olduğu öne sürülen Yasak, burnundan
ameliyat olmak için yattığı Florance Nightengale Hastanesi'ndeki odasında gözaltına alındı. Sorgulanmak için
Ankara'ya götürülen Yasak, daha sonra serbest bırakıldı.
Ankara DGM Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen "Buffalo Operasyonu" sonucunda hazırlanan 128 sayfalık iddianamede, çıkar amaçlı suç
örgütünün elebaşı olduğu bildirilen İsak Romano ile "Drej Ali" lakaplı Ali Yasak ve Bucak aşiretinden Mehmet Bucak'ın, 12'şer yıldan 28'er yıla kadar ağır
hapis cezasına mahkum edilmeleri istendi.
İddianamede, Ali Yasak'ın kurulan örgüt içindeki anlaşmazlık sırasında gözdağı vermek amacıyla İsak Romano'yu ayağından vurdurma ve sanıklardan Ömer Faruk Kamaç'ın bürosunu bombalattırma eylemleri sırasında da silah ve
patlayıcı madde kullandığının, iddialar arasında yer aldığı belirtildi.
SAMİ HOŞTAN KİMDİR?
Derin Devlete yönelik dev Ergenekon Operasyonu'nda 'Arnavut Sami' lakaplı Sami Hoştan da içeri alındı. Peki kim bu Arnavut Sami?
'Arnavut Sami' olarak da biliniyor. 2. MİT Raporu'nda DHKP - C ile ilişkili olduğu,
İspanya,
Hollanda ve
Kolombiya bağlantılı uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı öne sürülen Hoştan Eski İstanbul Sheraton Oteli gazinosunun da ortaklarındandı.
2. MİT Raporu'nda Tarık Ümit'in kaçırıldıktan sonra Abdullah Çatlı tarafından Arnavut Sami'nin çiftliğinde sorgulandığı ileri sürüldü.
Suç işlemek için çete oluşturmak iddiasıyla İstanbul 6. No'lu DGM'de
İbrahim Şahin,
Ayhan Çarkın, Ercan
Ersoy,
Oğuz Yorulmaz,
Ziya Bandırmalıoğlu, Ayhan Akça, Enver Ulu, Mustafa Altunok, Abdülgani Kızılkaya, Korkut Eken,
Yaşar Öz ve Ali Fevzi Bir'le birlikte tutuksuz yargılanıyor.
Hoştan,
Topal cinayetiyle ilgili olduğu iddiasıyla
Beyoğlu 1. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde taammüden adam öldürmek suçuyla
Haluk Kırcı,
Serdar Özdağ, Ali Fevzi Bir, Ayhan Çarkın, Oğuz Yorulmaz,
Ercan Ersoy, Mustafa Altunok ile birlikte yargılandı. Bu davadan
Mart 1998'da
tahliye olan Hoştan, tutuksuz olarak yargılanıyor.
Hoştan, 11
Nisan 2000'de pasaportunun uzatılması için başvurusunun ardından bir görevlinin incelemesi sonucu, uyuşturucu madde kaçakçılığı yaptığı gerekçesiyle gözaltına alındı. 1993 yılında yakalanan ve 63 kilo eroinin sahibi olarak gözaltına alınan Ökkeş Koylan isimli uyuşturucu satıcısı poliste verdiği ifadesinde, daha önce Hollanda ve Almanya'ya bir TIR içerisinde yaklaşık 100 kilo eroin götürdüğünü ve bu eroinin sahibinin Sami Oştan olduğunu söyledi. Yapılan inceleme sonucunda Oştan soyadlı uyuşturcu kaçakçısının Sami Hoştan olduğu anlaşıldı.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü
Organize Suçlar Şubesi'nde sorgulanan Hoştan, sorgusunun ikinci gününde fenalaşarak hastaneye kaldırıldı.
Şeker hastası olduğu belirlenen Hoştan'ın nezarethanede sık sık istifra ettiği belirtildi.
Hoştan hakkında 17 Nisan 2000'de "Teşekkül halinde uyuşturcu
ihraç etmek" suçundan 15 - 30 yıl arasında ağır hapis cezası istemiyle dava açıldı. DGM
Cumhuriyet Savcısı Sudi
Güner tarafından hazırlanan iddianamede, Hoştan'ın Hollanda'da 8 yıl önce ele geçirilen 100 kilogram eroini bu ülkeye gönderdiği belirtildi.
İstanbul DGM Başsavcılığı, 3 Mayıs 2000'de Hoştan'ın "Türk Parasını Koruma Kanunu'na aykırılık" suçundan yargılanmasını istedi.
Başsavcılık,
görevsizlik kararında "Hoştan'ın 1991 ve 1992 yılları arasında yurtdışına uyuşturucu ihraç ettiğini ve bundan elde ettiği parayı Türkiye'ye getirmiş olabileceği kanaatine varıldığını" belirterek sanığın ikametgahının bulunduğu
Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı'nca "kara para aklamak" suçundan yargılanması gerektiğini bildirdi. Hoştan'ın toplam servetinin 2.5 trilyon olduğu belirlendi.
Susurluk davasında 4 yıl hapis cezası aldı
Susurluk'taki
trafik kazasının ardından ortaya çıkan karanlık ilişkilerle ilgili 14 sanığın yargılandığı dava dördüncü yılın sonunda karara bağlandı.
Karara göre, Özel
Harekat Dairesi eski Başkan Vekili İbrahim Şahin ve MİT eski görevlisi Korkut Eken, "Cürüm işlemek için çete oluşturmak ve bu çeteyi yönetmek" suçundan 6'şar yıl, aralarında Hoştan'ın da bulunduğu 12 sanık da yine "Cürüm işlemek için çete oluşturmak"tan 4'er yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Sanıkların tümüne yurtdışına çıkma yasağı konuldu. Ceza onaylandığı taktirde İnfaz Yasası'na göre daha önce 31 gün cezaevinde tutuklu kalan Hoştan, 555 gün hapis yatacak.
ATALAY: HERŞEY SAVCILIĞIN KONTROLÜ ALTINDA
İçişleri Bakanı Beşir
Atalay, İstanbul Ümraniye'de bir gecekonduda ele geçirilen patlayıcılara ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile avukat Kemal Kerinçsiz'in de aralarında bulunduğu çok sayıda kişinin gözaltına alınmasıyla ilgili, “Gelişmeleri takip ediyoruz. Her şey savcılığın kontrolü altında” dedi.
Bakan Atalay, TBMM'de gazetecilerin operasyona ilişkin sorusuna, “Gelişmeleri takip ediyoruz. Her şey savcılığın kontrolü altında devam ediyor. Konuyla ilgili İstanbul'da bir açıklama yapılacak” karşılığını verdi.
Ümraniye Çakmak Mahallesi
Güngör Sokak'taki bir gecekonduda ele geçirilen el bombaları, TNT kalıpları ve fünyelere ilişkin İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, Veli Küçük ile Kemal Kerinçsiz'in de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına alınmıştı.
AVUKATLARI İLE GÖRÜŞEMEYECEKLER
Gözaltına alınan Sami Hoştan'ın avukatı Yadigar Gürbüz ve Engin Zorbay'ın avukatı
Yıldırım Çavuşovalı, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne gelerek müvekkilleri hakkında bilgi almaya çalıştı.
Emniyet çıkışında basın mensuplarının sorularını cevaplayan Avukat Yıldırım Çavuşovalı, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün operasyonda gözaltına alınan zanlılarla avukatlarının 24 saat görüştürülmemesi yönünde karar aldığını söyledi. Avukat Kemal Kerinçsiz'in gözaltında olmadığını ancak operasyon kapsamında arandığını ifade eden Çavuşovalı, "Kendisi de gözaltına alınabilir. Ben de çok fazla birşey bilmiyorum. Operasyonun kapsamını çok genişletmişler. Müvekkillerimizle görüşemedik." dedi.
Bu arada, Sami Hoştan'ın avukatı Yadigar Gürbüz ise, basın mensuplarının sorularını yanıtsız bıraktı.
CİHAN - DHA