Adaletin Vicdanı Gülen Kararı
Bu günlerde ismi dünyanın yaşayan en büyük entelektüelleri arasına haklı olarak girmiş,hatta anket neticesi olarak 1. seçilmiş bulunan,
Fethullah Gülen Hoca Efendi hakkındaki karara aklanma ya da
beraat dememeye çalışıyorum.
Bu olsa olsa Adaletin vicdanı olabilir.
Çalışıyorum zira milletin vicdanında en ufak bir şüpheye yer bırakmayacak kadar
temiz ve saf olan, O ve hareketin suçlanması manasına gelen bu
davadan çıkan neticeyi bir hakkın teslim ve itirafı olarak görüyorum.
Aslında iki defa olma üzere,
Ankara 11. Ağır
Ceza Mahkemesinin beraat kararı ve bu karara
itiraz eden
duruşma savcısının itirazını değerlendiren
Yargıtay 9.Ceza dairesinin oybirliği ile verdiği beraatın onanması kararı, fazlası ile hakikatin tecellisi iken, günlük bir
takım siyasi ve güncel tartışmaların içine çekilmek istenircesine neticeye karşı yapılan itiraz işi bu noktaya getirdi.
Fethullah Gülen davasından çıkan karar eminim ki, Edirne"den Karsa vatan sathında büyük bir sevinçle karşılandı.
Bu sevinç aslında biraz da buruk bir sevinç.
İçinde hasret,gözyaşı,ümit ve dua olan bir sevinç.
Her ne kadar Anadolu"nun dört bir bucağındaki insanının hamiyet duygularını coşturup, kendi ülkeleri yanında bütün bir insanlığa yetecek hamiyetperverlik duyguları ile onları motive eden bir insanın, mahkemeler de 8 yıl boyunca bir terörist muamelesi görmesi bize ayıp olarak yeterse de, son karar bu yanlışın düzeltilmesi adına ancak buruk bir sevinç hâsıl etmiş olabilir.
İnsanlara daha fazla eğitim,daha fazla
diyalog,daha fazla empati, daha fazla sevgi,daha fazla kardeşlik ve daha fazla mutluluk diyen bir Hoca Efendi neden bu tarz istintaklara tabi tutulur ki?
Aslında bu birazda, Peygamber mirasçısı olanların kaçınılmaz olarak karşılaştıkları kader denk bir yol olsa gerek.
Bir başka açıdan bakarsanız kendi ismi ile anılan hareketi, hiçbir zaman şahsına mal etmemiş ve bundan şirkten kaçındığı gibi kaçınmış olan Hoca Efendi, bu davadan çıkan kararı beşer coğrafyasının her köşesinde eğitim ve diyalog elçileri olarak görev ifa eden gönüldaşlarının ve onlara Anadolu"dan
destek olan hamilerinin haklarının teslimi olarak görüyor olabilir.
Tek kişilik terör örgütü gibi saçma sapan ve akıllara ziyan, Gülen den ziyade harekete kast amacı taşıyan bu dava dile kolay tam 8 yıl sürdü.
Bu 8 yıl boyunca hareket aldığı ilhamla hızlandı, genişledi, büyüdü.
Bu gün dünyanın en itibarlı gazeteleri ve yayın organları hareketi incelemek için
Türkiye ve beşer coğrafyasının dört bir tarafında dolaşıyor.
Üniversiteler hareket adına kürsüler kuruyor ve akademik çalışmalar yaptırıyor.
Ne için?
Farklılığını gördükleri ilhamını
Kuran ve Hz. Peygamber"den alan bu mesajın dünyaya neler
vaat edebileceğini araştırmak için.
Bir kısım kem göz ve sözlüler varsın buna inanmayıp, kendi komplo dünyalarında farklı şeyler yumurtlasın hiç önemli değil.
Bu harekete gönül verenler ne yaptıklarını,ne yapacaklarını,varmak istedikleri ilahi rızayı ve insanlığın olabilecek ise kendi ellerinden mutluluğunu hedefleyerek kalb huzurunu yakalayabileceklerini biliyorlar.
Bunun neticesi olarak bu ülkeye
bakan yönü ile...
Tam 110 ülke de ülkemizin ses bayrağı olan Türkçeyi ve insanımızın en geniş manası ile kültürünü dalgalandırdılar.
110 ülke de dalgalandırmakla kalmadılar, ülkemizde bizim sesimiz ve bizim nefeslerimiz ile gönüllerimizi şenlendirdiler.
Anadolu'nun dört bir bucağını her seviye de bir eğitim yuvasına dönüştürdüler.
28
Şubat sürecinde başlayıp, başka bir zorlu sürecin belki de ortasında neticelenen bu dava, umarım ülkemizin diğer akıl tutulması içinde debelendiği konularda da gerçekleşir.
Dün akşam haber bültenlerinde 28 Şubatın fanatik taraftarı olarak Gülen davasında düğmecilik görevi yaparak mahkumiyeti kesinleştirmeye çalışanlar,8 yıl süren bu davanın sonucunu görmezden gelme eğilimi içinde oldular.
Habercilik refleksleri bile bu konuda çalışmadı arkadaşların anlaşılan.
İyi ki milli maç var.
Uzun lafın kısası başlaması muhtemel, gelecek mi gelmeyecek mi yollu tartışmalara ve bu tartışmalar üzerinden yapılacak yorumlara şimdiden gülüp geçtiğimi belirteyim.SALİH YAYLACI/İNTERNETHABER
HOCAEFENDİ HAKKINDAKİ İDDİALARA SON NOKTAYI KOYDU