GERÇEKLEŞİRSE FELAKET OLUR

Yusuf Gezgin, seçim sonrası Türkiye'nin başına gelmesi muhtemel felaketi yazdı.

<B>GERÇEKLEŞİRSE FELAKET OLUR</B>

Seçim Sonrası Felaket Senaryoları Hükümet içeride, aristokratik düzene vurduğu sarsıcı darbelerle, derin-karanlık odaklara soktuğu çomaklarla; dışarıda, yaptığı cüretkâr açılımlarla, ülkenin hinterlandını genişleten dış politika tercihleriyle epeyce kurbağa ürkütmüş durumda. Türkiye son yıllarda kendisi için çizilen sınırları zorluyor, önüne konan engelleri, çitleri yıkıyor. Bu durumdan 1920’lerde coğrafyamızı yapılandıran harici aktörler de; onların içerideki ayrıcalıklara sahip, beyaz bekçileri de fazlasıyla rahatsızlar. İçte ve dışta hükümetin uygulamalarına karşı epeyce gaz birikti. Emekli askerlerin ve darbeci gazetecilerin günlükleri; deşifre olan darbe planları; sivil olduğu zannedilen, postala dayalı güdümlü eylemler; bu gaz birikimin tezahürü faaliyetler. Hükümet ve ona akıl verenler bilmeliler ki, egemen güçlerin ve global aktörlerin koydukları görünür-görünmez ambargoları aşmak, ülkeye biçilen elbiseyi zorlamak, verilen rolü değiştirmeye çalışmak kolay değildir. Mücadeleye girerken, milletin desteği, sandıktan elde edilen zafer önemlidir; ancak, yeterli değildir. Böyle bir mücadele için içteki ve dıştaki düşmanların her türlü hile ve kuralsızlığıyla baş edebilecek bir devlet adamlığı, basiret gerekir. Hainlerin zapturapt altına alınacağı, ama ahmakların başkalarına malzeme olmayacağı bir siyaset gerekir. Kuzu postuna bürünmüş kurtları, masumiyet zarfına girmiş hainleri dikkate almak gerekir. Hükümet şimdiye kadar mucizevî bir şekilde öldürücü darbelerden kurtulabildi. Ancak ayakta kalmak ve açılımları devam ettirmek istiyorsa, içten ve dıştan gelebilecek muhtemel senaryolara hazırlıklı olmalıdır. Hükümet şu ana kadar irade ortaya koydu ve demokratikleşmeyi, demokratik batılı dostlarımızın dahi rahatsız olacağı kadar millet lehine genişletti. Hükümet Türkiye için asrın başında kurulan denklemi zorlamaya başladı. Batı; bu ülkede, batı değer ve menfaatlerinin bekçisi militer zihniyetin ve egemen aristokratik yapıların kirlenmişliğine ve karmaşık ilişkilerine rağmen, bu kadar ırgalanmasından rahatsız olur. Demokrasi adına ve AB hürmetine de olsa, bu kesimler ülkedeki temel dengelerin millet lehine değişmesini istemezler. İşte bu nedenlerden dolayı AKP hükümetinin seçim sonrası, içten ve dıştan gelebilecek bir kısım felaket senaryolarına hazırlıklı olması gerekmektedir. Seçim sonrası neler olabilir ülkede? Felaket senaryoları neden seçim sonrasına bırakılmaktadır? Devreye sokulacak felaket senaryolarının seçim sonrasına bırakılması tamamen hesap-kitap işidir. Derin, gayrı milli yapılar demokratik sürece ve millet iradesine yapılan açık veya kapalı müdahalelerin, sandıkta aleyhlerine nasıl geliştiğini yakın zamandaki örneklerden gördükleri için, bu defa zamanlamayı iyi düşündüler. Seçimden sonra hükümeti ve ülkeyi bekleyen en önemli felaket; hazırlıkları yapılan yeni kapatma davasıdır. Hükümet anayasa değişikliğini her gündeme getirdiğinde, demokratik açılımlar yapmayı telaffuz etiğinde, statükodan beslenen yapılar tarafından “kapatılmakla” tehdit edildi. Ama AKP bu tehditleri aştıktan sonra sürekli kulağının üzerine yatmayı tercih etti ve tehlikenin geçtiğini düşünerek; kendilerine aman vermeme kararlılığında olan karanlık yapılarla mücadeleden vazgeçti. Her defasında köklü demokratik düzenlemeler yapmamanın faturasıyla yüz yüze kaldı. Birileri şu sıralar, üstelik hukuk dışı mahfillerde, hararetle AKP’yi kapatacak malzeme dermekle meşguller. Dosyalarını tekmil ettiklerinde nasıl olsa kucağına koyup dava açtırabilecekleri bir savcı bulurlar. Milletin sinirlerine yerlermiş gayrı milli derin yapıların, bu millete olan kin ve nefretini tahmin edemeyenler; “bu kadarını da yapmazlar, millete, ülkeye yazık değil mi?” diye düşünebilirler. Ama bu kesimler kendilerine yararı olmayan hiçbir hayırdan hazzetmezler, kendi küçük hesapları namına milletin huzurunu, ülkenin geleceğini karartmaktan imtina etmezler; hatta bunu kasten yaparlar. Bir öncekinde beklemedikleri bir şekilde kazaya uğrayan “kapatma” meselesini, bu defa ülkeyi kaosa sürükleme pahasına yapmayı düşünüyorlar. Asıl hedef olan AKP’yi kapatıp hükümeti düşürmenin yanında, gerilimden beslenen ve kapatmayı bir nimet kabul eden DTP’ yi de kapatarak; “bir oradan, bir buradan” diyerek, kapatmayı makul göstermeye çalışabilirler. Sonrasında da DTP tabanını sokaklara dökebilir, kaos ve kargaşa ortamının hazırlanmasında bu cenahtan, manivela etkisiyle yararlanabilirler. AKP’li siyasetçilerin de haberdar olduğu kapatma hazırlığı ülkenin önünde ciddi bir tehlike olarak durmaktadır. Seçim sonrası Türkiye bir düelloyla karşı karşıya kalacaktır. Ya AKP hızlıca yasal-anayasal değişiklikleri yaparak kendini kurtaracaktır; veya karşı tarafın kapatma tetiğine dokunmasıyla kaos süreci başlayacaktır. Seçim sonrası senaryolarda tarafların eli, hükümetin alacağı oy oranıyla yakından ilgilidir. Bu nedenle 29 Mart seçimleri yerel seçimlerden öte, bir referandum niteliği taşımaktadır. Seçim sonrası devreye sokulabilecek senaryolar arasında PKK ve Kürtlere dayalı provakatif, kitlesel eylemlerle, sarsıcı cinayetlerle tansiyonu yükseltme ve ülkeyi karıştırma da vardır. PKK’nın dağdan indirilmesinin konuşulduğu, terörün toplumsal tabanının zayıfladığı şu dönemde, yapılması planlanan sınır ötesi harekât da bir kısım sıcak olayların gelişmesine neden olabilir. “Çakma” irticacılarla önümüzdeki günlerde irticanın yeni sürümleri piyasaya sürülebilir. Bu konuda vatandaş epeyce duyarlılık kazanmış olsa da, AKP tabanının ve muhafazakâr kesimlerin serinkanlı olmasına şiddetle ihtiyaç vardır. Zira sarsıcı eylemler arasında AKP tabanını tahrik edecek, galeyana getirecek cinayetler ve olaylar da tasarlanmaktadır. Uçları görülmeye başlanan önemli bir tehlike de Alevi kesimin “hak arayışı” adı altında meydanlara, sokaklara dökülmesi ve hükümete, toplumun diğer kesimlerine karşı katı bir muhalefete başlamasıdır. Alevileri tahrik etmek ve sokağa dökebilmek için, “dinci” görünümlü kimselerin Alevi önderlere suikast düzenlemesi de gündemdedir. Alevi toplumu bunca acı tecrübeden sonra temkinli ve dikkatli davranacaksa da; hem Alevi hem Sünni kesim içinde kullanılacak figüran bulmak zor olmayacaktır. Özellikle Alevi görünümlü kripto ecnebiler, Ermeni kökenliler, Aleviliği İslam dışı gösterme ve kaos-kargaşa projelerine malzeme yapma konusunda tecrübelidirler. Alevilerle ilgili hesapların arkasında içteki derinler kadar, dıştaki gâvurlar vardır. Derin odakların seçim sonrası için planlamasını yaptıkları önemli bir konu da; Ergenekon davasını önce yüz geri etmek, sonra da bu davanın arkasında gördükleri kesimlerden intikam almaktır. Ergenekon davasıyla ve ortalığa saçılan kasetlerle, belgelerle madara olan “müesses nizamın bekçileri”, fiyakalarını bozan Ergenekon davasının arkasında, iki kesimi görmektedirler. Bunlardan birisi hükümet, diğeri de “Fetullahçı” denilen kesimdir. Kapatma davası ve kaos projeleriyle hükümetin sırtını yere getirmeyi hedefleyen azgın azınlık; ayrıca malum cemaate yönelik pek çok çalışma içindedirler. Seçimlerden sonra cemaati linç etme çabaları hızlanacaktır. Sivil mahkemelerin inisiyatifinde yürüyen Ergenekon davasının rövanşı, sadece kaos projeleriyle değil, askeri yargı üzerinden de alınmaya çalışılacaktır. Ergenekoncuların Ergenekon davasının cenderesinden kurtulabilmeleri için; ortalığın karışmasına, toz duman olmasına, huzursuzluğun ülkeye hâkim olmasına; provokasyonların, kundaklamaların, çatışmaların çıkarılmasına ihtiyaç vardır. Şu sıralar harıl harıl bunun hazırlıkları yapılıyor. Seçim sonrasına ait karanlık senaryolar yazılıyor; yeni kapatma davasından, Ergenekon’un üstünü kapatmaya, hükümeti düşürmeye, Kürt-Türk, Alevi-Sünni çatışmalarını körüklemeye kadar mutfak çalışmaları yapılıyor. Bütün bu derin, karanlık faaliyetlerin moderatörlüğünü, kipanın altında duvara karşı ağlayan adam yapıyor… Önümüzde zorlu bir süreç durmaktadır. Herkesin ve herkesimin sağduyulu olmasına, aklıselimle hareket etmesine ihtiyaç vardır. Hükümet, demokratik açılımlara ve Kürt sorununun, Alevi probleminin çözümüne yönelik yapıcı adımlara devam etmelidir. Yargı, karanlık-derin odakların temizlenmesi konusunda tereddüt etmeden yürümeli, kuru tehditlerden korkmamalıdır. Azgın bir kısım azınlık hariç, Türk milleti ülkenin bağırsaklarının temizlenmesinin arkasındadır. Millet; devletin temizlenmesini, şeffaflaşmasını arzu etmektedir. Geride bıraktığımız süreçte TSK, içinde barındırdığı cuntacı, karanlık ilişkilere bulaşmış personelden dolayı epeyce yıprandı. Bu kurumun karanlık faaliyetlerle anılmasından rahatsız olan yetkililer, suçluların perdelenmesinin önüne geçmeli ve bir şekilde temiz ve toplumla, hukukla barışık hale gelmeli, millete güven vermelidirler. Milletin 5000 yıllık kurumunu millete karşı kullanmaktan vazgeçmeli; şahsi hırslar, darbe hevesleri, derin hedefler hesabına bu köklü kurumu daha fazla yıpratmamalıdırlar. Darbeciler, cuntacılar çabaladıkça daha fazla çamura batıyor ve bu milletin güzide kurumlarını da aynı çamurla karalıyorlar… Türkiye artık bir avuç azınlıkla, azgın aristokratla idare edilecek bir ülke değil! Türk milleti dün kolayca güttüğünüz, eline vurup ekmeğini aldığınız “cahil” insanlar değil! Bu macerayı daha fazla devam ettirmeye çalışmayın! Gelin bu ülkenin eşit, hukuka uyan vatandaşları olarak yaşam sürmeyi kabul edin! Bu kadar kirli çamaşırınız açığa çıktıktan sonra hala debelenmeye devam ederseniz, korkarım milletin sillesi ağır olacak size!.. Seçimden sonra ülkede havanın ağırlaşacağı anlaşılıyor. Yüzyıldan fazladır ülkenin sinirlerine çöken aristokratik, bürokratik azınlık, ayrıcalıklarını bırakmamak için şiddetli bir mücadeleye girişecek görünüyor. Bu mücadelede Türkçü olduğunu iddia eden bazı “Kek Türkler” derinlerin yanında yer almaktadır. Kürtlerin haklarını savunduğunu iddia eden bir kısım “Kek Kürtler” ise Ergenekon’un öbür ucu, aynı yapının başka bir parçası PKK ve onun siyasi uzantısının yanında durmaya devam etmektedirler. Asrın mücadelesinde millet mi; millete, demokrasiye, sivil yönetimlere tahammülsüz derin yapılar mı galip gelecek hep beraber göreceğiz!.. YUSUF GEZGİN-AKTİFHABER
<< Önceki Haber GERÇEKLEŞİRSE FELAKET OLUR Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER