- "Biz 14 Temmuz 2011’de devlete rağmen demokratik özerkliği ilan etmiştik"
- "Bu özerkliği başarıya ulaştırmak yine önemsediğimiz yerel yönetimler üzerinden olacak."
- "Özgür demokratik yerel yönetimler modelimizi devletten beklenti içine girmek yerine kendimiz uygulamaya çalıştık"
- "Diplomatik ilişkileri 30 Mart 2014’ten sonra harekete geçirmek istiyoruz. Dört parçadaki Kürtler bu kapsamda birbirine yakın olacak."
BDP'nin yerel yönetimlerden sorumlu Muş Milletvekili Demir Çelik, devleti beklemeden Doğu ve Güneydoğu'da yerel yönetimlerde seçimler sonrası bölgesel özerkliği yaygınlaştıracaklarını, "Kardeş Belediyecilik" uygulaması ile Türkiye, İran, Irak ve Suriye'deki Kürtleri bir araya getireceklerini ve sınırları fiilen kaldıracaklarını bildirdi.
Milliyet'in haberine göre, BDP'nin tartışma konusu olan "Demokratik Özerklik" uygulaması seçimlerden sonra hayata geçirilecek. Projenin mimarları arasında yer alan Çelik, Kürtleri dört ülkede konfederasyon temelinde bir araya getirmeyi amaçlayan özerklik projesini anlattı. Çelik, şunları kaydetti:
KRİTERLERİN UYGULANMASI: 2009 seçimlerinden hemen sonra özgür demokratik yerel yönetimler modelimizi kazandığımız belediyelerde uygulamaya koyduk. Diyarbakır Sur Belediyemizin 2004-2009 yıllarında uygulamaya koyduğu çok dilli belediyecilik çıkışını fırsata dönüştürerek, yerel yönetimlerimizde bu modelinin ışığında bir kısım uygulamalara başladık. Türkiye gibi ulus üniter devletlerin hakkımız olsa da, bir kısım haklarımızı vermeyeceğini bildiğimizden dolayı onu beklemek yerine, devletten beklenti içine girmek yerine kendimiz uygulamaya çalıştık. Birçok belediyemizde eğitim destek evlerinde, Kürt dilinin öğrenimi, eğitimi, kamusal alanda kullanılmasını, keza sağlık evleri üzerinde parasız erişilebilir nitelikte anadilde sağlık hizmeti sağlandı. Bununla yetinmedik. Kadın dayanışma, destek evleri ya da kültür evleri diyerek birçok belediyemiz, Kürt kültürünün yaşatılması, sanat, edebiyat, müzik, resim yapılması gibi benzeri çalışmalar gerçekleştirdi.
KAMUSALI BİREYSEL ALANA İNDİRGEDİK: Son 5 yılda Kürdistan'ın dağını, ovasını, nehirini, ırmağını, kentini, kasabasını Kürtçe isimleri ile resmiyete kavuşturulması girişimlerinde bulunduk. Bu yönlü bir kısım pratik adımlar ördük. Kentlerin giriş ve çıkışlarına Kürtçe Türkçe olmak üzere 'Hoşgeldiniz', 'Güle Güle' tabelaları astık. İl genel meclisinden, valilikten, kentin, dağın, ovanın isimlerinin değiştirilmesine yönelik taleplerde bulunduk. Resmi müracaatlarımız sonuç vermemiş olmasına rağmen defacto olarak bu isimleri uygulamakla kalmadık. Kürdistan'ın çok kimlikli olması nedeniyle Süryanilerin, Ermenilerin, Azerilerin, Acemlerin, Türklerin, Arapların, Kürtlerin iç içe yaşayan gerçekliğine bağlı olarak, çok dilli çalışma başlattık. Kamusal alandaki hizmetleri bireysel alandaki hizmete de aksettirtmeye başladık. Dükkan isimlerinin Kürtçe yazılması, bir kısım dükkanlardaki hizmetin karşılanmasının Kürtçe ile ifade edilmesi gibi çalışmalar, giderek yerellerimizde ete kemiğe büründü.
AMAÇ DEMOKRATİK KONFEDERAL BİRLİK: Özellikle de 30 Mart 2014’e yüklediğimiz misyon ile bu manada da anlamlıdır. Çünkü biz 14 Temmuz 2011’de devlete rağmen demokratik özerkliği ilan etmiştik. Bu özerkliği başarıya ulaştırmak yine önemsediğimiz yerel yönetimler üzerinden olacak. Bu manada biz hem elimizdeki mevcut belediyeleri korumayı esas alıyoruz hem de bu belediyelere ilave yeni belediyelerle, bir bütün Kürtlerin ağırlıklı ve yoğun yaşadığı yerellerden, bu yerindelik ilkesi çerçevesinde hem yerel yönetimlerin idari mali özerkliklerine kavuşturması mücadelesini yürüteceğiz hem de bölgenin siyasal özerkliğe kavuşturulmasının mücadelesini yürüteceğiz.
DÖRT PARÇADA KÜRT BİRLİĞİ: Bunu yaparken sadece Türkiye Kürdistanı ile sınırlı kalmaksızın, parçalanmış, ilhak edilmiş bir coğrafya olmasından hareketle Suriye Kürdistanı, Irak Kürdistanı, İran Kürdistanı ile de demokratik konfederal ilişkiler dediğimiz, sınır üstü, sınırlar ötesi ilişkilerin önce Kürtlerin ulusal birliğine hizmet eden, sonrasında da, 'Ortadoğu Halklarının Demokratik Konfederal Birliği'ne hizmet eden, bir rolü, bir görevi yüklenelim istiyoruz.
SINIRLARI ESAS ALMAYACAĞIZ: Sınırları esas almadan, biz mevcut sınırları her ne kadar güvenlik koridorları ile çevirmişsek de, surlar, tellerle örülmüş ise de, bir kısım gözetleme kulelerinde, noktalarında askeri kontrol varsa da biz bunları meşru görmüyoruz. En nihayetinde 1. Dünya Savaşı'nın ortasında İngiliz Emperyalizminin Ortadoğu halklarına dayattığı suni sınırlardır. Biz, Başur’daki (Kuzey Irak) Kürdün de Rojava’daki (Suriye) Kürdün de, Bakur (Türkiye) ve Rojhelat'taki (İran) Kürdün de kaderinin ortak olduğundan hareketle, bu sınırlara bağlı kalmadan sınırları esas almadan, ekonomik demokratik, ekolojik kültürel, birikimlerimizi, değerlerimizi ortaklaştırmak, varsa sorunlarımıza problemlerimize çözüm aramak noktasında ortak refleks geliştirmek istiyoruz.
"KARDEŞ BELEDİYECİLİK" İLE SINIRLAR KALDIRILACAK: Seçimlerden sonra bizim uygulamaya alacağımız 2 olay var. Biri parçalanmış Kürdistan coğrafyasından hareket ile, ‘Kardeş Belediyecilik’ uygulamasına gideceğiz. Örneğin Nusaybin ile Kamışlı, iç içe ama tel örgülerle duvarlarla ayrıştırılmış. Bunlar kardeş belediye ilan edilerek Kamışlı’nın eksiğini, gediğini Nusaybin üzerinden, Nusaybin'in ise Kamışlı üzerinden sağlayacağız. Aynı şeyi, Erbil, Dohuk, Zaho üzerinden yapacağız. Zaten bir kısmını başlatmışız. Şu anda Başur ile Türkiye Kürdistanı'nda 11 belediye arasında kardeşlik hukuku başladı, yürüyor. Aynı şekilde Serhat'ın bir kısım belediyelerinden Van, Hakkâri, Kars ve Ağrı’yı, Rojhelat'taki belediyeleri ile 'Kardeş Belediyecilik' temelinde ortaklaştıracağız.
DÖRT ÜLKEDEKİ KÜRTLER ORTAKLAŞACAK
Buna paralel aynı zamanda Kürtlerin Ulusal Demokratik taleplerini mevcut siyasal projelerimiz çerçevesinde çözüme kavuşturmak için bir kısım konferanslar seminerler, paneller, uluslararası diplomatik ilişkileri 30 Mart 2014’ten sonra harekete geçirmek istiyoruz. Dört parçadaki Kürtler bu kapsamda birbirine yakın olacak.
DTK'YA NASIL ŞEKİL VERİLECEK?: Seçimden sonra Türkiye Kürt Bölgesi için düşündüğümüz 'Demokratik Toplum Kongresi', öncü pozisyonunu sürdürecek. Ama aynı şekilde Başur’daki ya da Rojava’daki, Rojhelat’daki Kürtlerin de farklı kesimlerden, sınıflardan müteşekkül olması, heterojen bir toplum olmasından hareket ile, her düşünce ve kesimin kendisini kongrede örgütleyebilme hakkına fırsat veren adımları önemsiyoruz.
HEDEF ULUSAL KONGRE: Bakur'da faaliyet gösteren DTK benzeri oluşumların, Başur, Rojhelat ve Rojava'da hayata geçirilmesi gerekir. Bu kapsamda üstte, 'Kürt Ulusal Kongresi' oluşacak. Alt örgütlenmeler, parçalar üzerine örgütlenmeli, ama üst kongre parçaları dikkate almayan bütün Kürdistan coğrafyası; sadece Kürtleri kastetmiyorum burada, Ezidi, Süryani, Ermeni, Alevi, Acem, Arap, Çerkez, Türk, Türkmen, Kürt herkesi kapsayan bir üst oluşum olsun istiyoruz. Bu eskiden beri olan bir çalışmadır. BDP-DTK cenahı olarak biz Kürt ulusal birliğini, Kürt Konferansında, Kürt Konferansının yolunu açacağı, bir üst kongrede buluşmayı önemsiyoruz.