Başkan
Topçu, BBP
Merkez Karar Yönetim Kurulu ve Merkez Disiplin Kurulu üyeleri ile BBP Başkanlık Divanı'nı belirlemek üzere genel merkezde bir toplantı yaptı.
Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Topçu, helikopter kazasının milletin mahşeri vicdanında birçok şüphelerle açık durduğunu söyledi.
Bu şüphelerin giderilmiş olduğunun söylenemeyeceğini ifade eden Topçu, bu
dosyanın devlet erkinin önünde de açık durduğunu kaydetti. Açık duran dosyanın hukuk,
kanun çerçevesinde takip edildiğini ve edileceğini dile getiren Topçu, "Netice itibariyle bizlerin eğer ömrü yetmese, bizlerden sonra gelecek çocuklarımız, bu dosya üzerinde toplu
iğne başı kadar karanlık bir nokta kalmaksızın takip edecek.
Millet vicdanı rahatlatılacak." dedi.
7-8 ilgili yere başvurduklarını, BBP adına kimseyi de peşinen töhmet altında bırakmak istemediklerini vurgulayan Topçu, 29
Mayıs tarihinde
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, Bilgi Teknolojileri Kurulu, Devlet Hava Meydanları
İşletmesi Genel Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığı'yla alakalı 10 sayfayı bulan
Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı'na
aile ve parti adına
dava açıldığını kaydetti.
Kurulan araştırma komisyonunda görev alacakların taraf olan Sivil Havacılık Kurumu'ndan tedarik edilmesini de doğru bulmadıklarının altını çizen Topçu, komisyonun bu olayın ciddiyetine uygun çalışmasını, hassasiyet beklediklerini aktardı.
Mayınlı arazilerin temizlenmesi konusunda bütçeden, olmadı milletten istenerek bir kaynak aktarılmasını isteyen Topçu, Genelkurmay'a verilerek temizleme işleminin yapılması gerektiğini söyledi.
İsrail'e verilmesi halinde Ankara'dan o sınıra kadar büyük Türk milletini yollara dökeceklerini ifade eden Topçu, milletin ellerini iktidarın boğazlarıyla buluşturacaklarını kaydetti.
Terörle mücadele konusunda daha önce Cumhurbaşkanı'ndan Başbakan'a kadar BBP tarafından verilen 55 sayfalık çözüm önerilerine tekrar bakılmasını isteyen Topçu, bireysel özgürlüklerin önünün açılmasını ve Anayasa'nın değişmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Bölücü terörün
lojistik desteğinin kesilmesi gerektiğine işaret eden Topçu, DTP'yi kastederek,
TBMM çatısı altında bunlara
destek verenlerin kanunla, hukukla ağzının kapatılmasını istedi.
Gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da
cevaplayan Topçu,
Ergenekon'dan
tutuklu Erol Ölmez'in Yazıcıoğlu'nun ölümüyle ilgili iddialar konusunda savcılıkların gerekeni yapması gerektiğini söyledi.
Ağzı olanın konuşmaması gerektiğini belirten Topçu, "Elin adamı, gördüğü rüyayı bütün kamuoyuna anlatmamalı. Bununla alakalı yapılması gerekenler bizatihi yapılmalı. Bu haberler nasıl dışarıya çıkıyor, nasıl sızıyor, adam rüyasını nasıl bu kadar pervasızca anlatıyor; bunların hepsine bakılmalı. BBP'nin yaptığı, milletin mahşeri vicdanında cevap bulmayan her soruyu dercetmek, bir yerde toplamak, onları bir süzgeçten geçirip netice itibariyle hukukunu kullanarak kanuna
havale etmektir. Biz şuanda eksik, gedik gördüğümüz hadiseleri kanun önünde ilgililerle bakacağız, konuşacağız, tartışacağız. Neyse sonucuna gideceğiz." diye konuştu.
Ergenekon'dan tutuklu
Erol Ölmez,
Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği helikopter kazasının '
sabotaj' olduğunu iddia etmişti. Ölmez, Yazıcıoğlu'na suikast kararının Ankara'da, 17
Kasım 2007'de kendisinin de katıldığı özel bir toplantıda alındığını ileri sürmüştü.
Erol Ölmez'in adı 3 polisin şehit düştüğü ABD
İstanbul Başkonsolosluğu saldırısında da geçmişti.
Saldırıda öldürülen Bülent Çınar'ın, Erol Ölmez'le
telefon görüşmesi yaptığı ortaya çıkmıştı.
(CİHAN)