Yalman
darbe planı konusunda ‘masum' olduğunu anlatmaya çalışadursun, Taraf'a gelen
Balyoz belgeleri arasında bulunan Yalman'ın komutanlığındaki Kara
Kuvvetleri'nin 2003'te hazırlayarak 1'inci
Ordu'ya gönderdiği ‘AKP Değerlendirme Raporu' oldukça dikkat çekiyor.
5-7
Mart 2003'teki seminerden 24 saat önce, Balyoz planında
imzası bulunan
Birinci Ordu Komutanı Çetin Doğan'ın emriyle 29'u
general 162 subaya, AKP hükümetinin üç aylık icraatlarının yer aldığı 60'ar sayfalık bir
rapor dağıtılarak okumaları istenmiş.
Org. Özkök'ün ‘muhatap' olarak gösterdiği Kara Kuvvetleri'nin hazırladığı bu rapor,
Genelkurmay'ın darbenin konuşulduğu seminerle ilgili “Dış tehdide yönelik savaş oyunu” savunmasını ve Çetin Doğan'ın ‘
AK Parti ismi gibi aktı. Yeni kurulan bu hükümetten herkesin beklentisi vardı. Değiştim diyene değişmedin denir mi' açıklamasını da yalanlıyor.
Dönemin Karar Kuvvetleri Komutanı
Orgeneral Aytaç Yalman tarafından hazırlatılan “Durum Değerlendirilmesi” başlıklı raporlar 24 Ocak-30 Ocak ve 31 Ocak-20
Şubat 2003 tarihleri arasında AKP'nin atama ve icraatları ve irticai gelişmeler hakkında
gazetelerde çıkan haberlerin derlenmesi sonucu oluşturulmuş.
Raporda gazete haberleri verildikten sonra KKK'nın konuyla ilgili değerlendirme notları da düşülmüş. AKP'nin iktidardaki üç ayının değerlendirildiği raporların AKP'nin atamalarıyla ilgili kapsamlı fişlemeler içeren dört ayrı eki var.
1 Ordu'daki darbe toplantısına katılan subayların
psikolojik alt yapılarının hazırlanması için okutulan Kara Kuvvetleri'nin AKP raporu
Aytaç Yalman'ın başını ağrıtacak gibi.
İşte dönemin Birinci Ordu Komutanı Çetin Doğan'ın 5-7 Mart 2003 tarihinde yapılan seminere katılacak herkese bir gün önce
İstihbarat Başkanı Kur.
Albay İzzet Ocak imzalı talimatla okumalarını emrettiği “Durum Değerlendirmesi Raporu'ndan (31 Ocak 2003-20 Şubat 2003)” satır başları:
ERDOĞAN'IN SİYASİ YASAĞI
Genel: Dönem içerisinde; basın yoluyla işlenen suçlar hakkındaki
yasanını onaylanması AKP'de Erdoğan'ın yetkilerini artıran tüzük değişikliği, valiler
kararnamesi, Eğitim Reformu adı altında YÖK'nda yapılması ön görülen değişiklikler,
kurban derileri, güvenlik soruşturmaları hakkında Başbakanlığın MİT'e yazdığı yazı, Hükümetin
Irak konusunda ABD'yle
işbirliği yapması gibi konular ön plana çıkmıştır.
Olaylar ve gelişmeler:
a: Yasa-
Tüzük değişiklikleri:
1: Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, daha önce af niteliğinde olduğu ve TBMM'de 5'te 3 çoğunlukla kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle iade ettiği basın yayın yoluyla işlenen suçlara ilişkin
dava ve cezaların ertelenmesine dair kanunda değişiklik yapılmasına ilişkin kanunu, TBMM'de 5'te 3 çoğunlukla aynan tekrar kabul edilmesi üzerine onayladığı, (
Cumhuriyet, 11.02.2003)
Söz konusu yasa ile R. Tayyip Erdoğan'ın Siirt'te yaptığı konuşmadan aldığı cezanın yok sayıldığı, adli sicil kaydını mahkemeye başvurmaya gerek kalmadan otomatik olarak silindiği, bu yasanın Erdoğan'ın milletvekili seçilmesinin önündeki engelleri kaldırmak için çıkarılan yasalara ilave yedek olarak çıkarıldığı,
b. Başbakanlığın, bugüne kadar 3
Kasım seçimleriyle kadük olan 200'e yakın yasa tasarısını yenileyerek
Meclis'e gönderdiği, irtica ile mücadele yasalarından Pompalı tüfeklere sınırlama getirilmesine ilişkin yasa tasarısının Meclis'e sunulduğu, diğer irtica yasa tasarılarının askıda tutulduğu, (Cumhuriyet. 6.02.2003) Hükümetin, irtica yanlılarının aleyhine olabilecek bir
düzenleme yapması mümkün görülmektedir.
VALİLER FİŞLENMİŞ
d. Kadrolaşma:
(1) AKP Hükümetinin hazırladığı
Valiler Kararnamesinin Cumhurbaşkanı tarafından 31 Ocak 2003 tarihinde onaylandığı, kararname ile 58 ile vali ataması yapıldığı, 30 valinin de merkeze alındığı, kararnamenin Cumhurbaşkanının çekinceleri doğrultusunda hazırlandığının basında yazıldığı, ayrıntılı listenin Ek'te sunulduğu,
- Atamalarda; Mülkiye Başmüfettişi olarak
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı BİT'lerle ilgili hazırladıkları raporlarda soruşturmaya gerek olmadığını belirten Enver Salihoğlu'nun
Rize Valiliği'ne, Hüseyin
Avni Coş'un
Bingöl valiliğine, İçişleri Bakanı Aksu'nun yakını Yusuf
Ziya Göksu'nun da
İzmir valiliğine atandığı, (Cumhuriyet. 13.02.2003)
Ayrıca ataması yapılan 9 valinin 1) daha irticai görüşü benimsediğine dair bilgilerin mevcut olduğunu,
Emeklilik yaşının 61'e indirilmesi durumunda, çoğu merkezde 40'a yakın vali ile 80 civarında üst düzey Dişileri Bakanlığı personelinin
emekli edileceği ve yeni bir atama kararnamesi daha hazırlanacağı,
Bürokraside yapılan veya yapılması düşünülen büyük çaptaki yer değişikliklerinin, özellikle de sınırımızda sıcak çatışmanın muhtemel olduğu bir dönemde, devlet yönetiminde zafiyat yaratacağı değerlendirilmektedir.
(2) Yeni
Şafak Gazetesi Yazarı Fehmi Koru'nun; Başbakan'ın MİT'e bir yazı göndererek, atanacak kişilerle ilgili güvenlik soruşturmasında yer alan raporların dedikodulara değil, mahkemelerin ‘kanıt' kabul edeceği türden somut bilgi ve belgelere dayandırılmasını istediği şeklinde basında bir yazının yer aldığını,
Kamu görevlileri hakkında, TSK dahil çeşitli kaynaklardan elde edilerek,
Başbakanlık Uygulamayı Takip ve Koordinasyon Kurulu (BTK)'nda toplanan bilgilerin, Başbakana yakınlığıyla bilinen
Gazeteci Fehmi Koru'ya psikolojik harekat amaçlı olarak verildiği değerlendirilmektedir.
(3) İçişleri Bakanı Aksu'nun yayımladığı
genelge ile, memurlar hakkında isimsiz, imzasız, hayali isimli şikayet dilekçelerinin işleme konulmamasını istediği, (
Milliyet. 03.02.03)
Genelgenin, haksız yere suçlananlardan ziyade, irticai faaliyette bulunanları korumayı amaçladığı değerlendirilmektedir.
BİKİNİLİ BİLLBOARD KRİZİ
e.
Kurban Bayramı:
(1) Bu yıl toplam 2,5 milyon
Müslüman'ın hac görevini yerine getirdiği, Türkiye'den 105 bin kişinin (7'si AKP milletvekili) Hacca gittiği, (Haberturk. 11.02.03)
Türk
Hacı adaylarının,
Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali'ndeki reklam panosunda bulunan bikinili manken fotoğrafına tepki gösterdikleri, kaldırılması için imza topladıkları, bunun üzerine havaalanı yetkilerince reklamın üzerinin örtüldüğü, reklamı veren
firma sahibinin, 200 bin dolara panoyu kiraladığını, bu gün bundan rahatsız olduklarını söyleyenlerin, yarın Atatürk resminden de rahatsız olduklarını söyleyerek kaldırılmasını isteyebileceklerini ifade ederek uygulamaya tepki gösterdiği, (
Star. Vakit. 03.02.2003)
Olayda, dinin “iyiliği emret kötülüğü yasakla” hükmünden hareketle dini referans alarak çevrenin düzenlendiği, dolayısıyla
inanç özgürlünün sınırlarının aşıldığı değerlendirilmektedir.
TÜRBARLI KIZLAR İZLENMİŞ
f. Eğitim-Türban:
(2) M.E.B.
Erkan Mumcu'nun,
Sabah Gazetesine verdiği bir mülakatta; “Türban konusu sonuç itibarıyla
Anayasa Mahkemesi kararları ile bir çerçeve içine alınmış durumda. Ben yetişkin insanların (üniversite öğrencileri kastediliyor) kendilerine hangi biçimi verecekleri konusunda hiç kimsenin müdahale edememesi gereğine inananlardanım. Ama siz devlet memuruysanız kamusal bir erk kullanıyorsanız bu olmaz” şeklinde
cevap verdiği. (Sabah. 27.01.02)
(3)
Ankara Milli Eğitim Müdürlüğünün talimatı üzerine,
türbanlı öğrencilerin açık
öğretim sınavlarına girmesine izin verildiği, (Cumhuriyet. 31.01.03)
Konya Selçuk Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi'nde türbanlı öğrenci sayısının öğretim yılı başından beri artarak devam ettiği ve 418 kız öğrenciden 416'sının halen türbanlı olarak derslere girdiği, konunun İl Emniyet Komisyon Toplantısında gündeme getirildiği, rektörün bilgi vermek üzere bir sonraki toplantıya çağrılmasının kararlaştırıldığı, Bingöl
İmam Hatip Lisesi'nde, türbanlarını çıkarmamakta direnen 12 kız öğrenciye okul yönetimince 3 gün okuldan uzaklaştırma cezası verildiği, (Diğer Haber Kaynaklar)
Siyasi idarenin türban konusundaki tutumunun; laik düşünce yapısına sahip okul yönetimlerini pasifize ettiği, irticai görüşü sahip
yönetici ve öğrencileri ise cesaretlendirdiği, mevcut yasalara gör
laiklik ilkesine aykırı olarak türbanın serbest bırakmanın mümkün olmadığına göre AKP'nin sorunu bu şekilde vaziyeti idare etme yöntemiyle fiilen çözmeye çalışacağı değerlendirilmektedir.
NAZLI ILICAK YAKIN TAKİPTE
h. TSK ile ilgili gelişmeler:
(1)
Meclis Başkanı Bülent Arınç'ın;
Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarına yaptığı ziyaretlerin ardından yakın çevresine yaptığı değerlendirmede, “Onların ilk defa bu kadar yakından tanıdım. Çok mutlu oldum. Bu memleketin çocukları ve vatansever insanlar. TSK'nın başında, bu kadar iyi yetişmiş, bu kadar başarılı, günümüze ve geleceğimizi çok iyi bilen bir kadronun olması beni gerçekten sevindirdi.” İfadelerini kullandığı, Bu ziyaretler sırasında; gazeteciler aracılığıyla değil, bire bir görüşülmesi, türban tartışmalarıyla TSK'nin eleştirilmemesi ve tedirgin edilmemesi hususlarında fikir birliğinin sağlandığı, (
Emin Pazarcı. O.B. Tercüman. 26.01.03)
(2)
Nazlı Ilıcak'ın bir mülakatta, “Türkiye'nin bir an önce
Kıbrıs meselesini hallederek AB'ye girmesi gerektiğini, ordunun
sivil otoritenin altında olması gerektiğini, maalesef
batının baskısı olmadan bunu çözmenin mümkün olmadığını, yoksa üçüncü dünya ülkesi olacağımızı, çünkü insanların askerden çok korktuğunu, bu korkunun 28 Şubat'tan sonra insanların iliklerine işlediğini” söylediği. (Aktüel 22.01.02)
(3) Nazlı Ilıcak'ın “Sizler, çok önemli mevkilere gelmenize rağmen değişmiyorsunuz…
Aman hep böyle kalın…” sözlerin karşılık Bülent Arınç'ın “… Üç büyük
tehlike var. Mevki-makam, para ve kadın! .. Bu üç noktada bizim imtihanımızı çok zor … Cilveler işveler bizi bazen yanıltabilir. Bizde biraz para kazananlar, önce arabasını, sonra da karısını değiştirir!” şeklinde cevap verdiği, (Sedat Arseven. Tercüman. 30.01.03) (Kürşat Bumin Yen Şafak. 02.02.2003)
1 MART TEZKERESİ
3. Değerlendirme:
AKP'nin, TBMM'nde yapınla oylamayla, halkı Müslüman olan Irak'a kaşı muhtemel bir harekatta kullanılmak üzere Türkiye'deki üslerin modernizasyonu için ABD'ye izin vermesi ile; ABD ve müttefiklerinin desteğini alacağı, partinin buna ihtiyacının olduğu çünkü Refahyol deneyiminden sonra kendilerini güvende hissetmediği, iç politikada TSK engelini aşmada Batı ile işbirliğinin gerektiğine inandığı, Son gelişmeler karşısında, AKP aracılığıyla bir şeriat düzeninin gelmesinden ümidine kesen bir kısım İslamcıların, Saadet Partisine dönebileceği, hattı Siyasal İslamcı Terör örgütlerinin güç kazanabileceği,
Hükümetin, gerek MİT'e yazdığı iddia edilen “adli makamlara intikal etmeyen konularda şahıslar hakkında rapor yazılmaması” yönündeki yazısı, gerekse İçişleri Bakanlığının “isimsiz imzasız ihbar mektuplarına işlem yapılmaması” yolundaki genelgeleriyle, irtica faaliyetler karışan (dini istismar eden)
kamu görevlilerinin korumayı amaçladığı değerlendirilmektedir.
Aktif haber