Avrupa, ırkçı partileri bile kapatmıyor

Avrupa'da siyasi parti kapatmak, çok istisnai durumlarda başvurulan bir yöntem. Demokratik geleneği güçlü ülkelerde ise en son siyasi partiler 50 ya da 80 yıl önce kapatılmış.

Avrupa, ırkçı partileri bile kapatmıyor

İngiltere, Danimarka, İtalya gibi ülkelerde savaş gibi son derece istisnai durumlarda parti kapatılırken, Hollanda'da kadınlara karşı açıktan cinsiyet ayrımcılığı yapan partiye karşı hiçbir müeyyide uygulanmıyor. AB ve Avrupa Konseyi üyesi ülkelerde parti kapatmaya ilişkin düzenlemeler büyük farklılık gösterse de siyasi parti kapatmanın demokratik geleneğe zarar verdiği ve en son çare olarak düşünülmesi gerektiği en temel demokratik ilkelerden biri olarak kabul görüyor. Yahudi Soykırımı'nın ardından 'ırkçılık' konusunda büyük hassasiyet gösteren AB'nin hemen her ülkesinde ırkçı partilerin faaliyetlerini yürütmesi, örgütlenme özgürlüğüne atfedilen önemi gösteriyor. 'Avrupa'nın vicdanı' olarak bilinen Avrupa Parlamentosu'nda bile örgütlenen ırkçı Kim- lik, Gelenek ve Hükümranlık Partisi, yaklaşık bir yıl faaliyetlerini sürdürdükten sonra kendini feshetti. Avrupa'da partiler ırkçı da olsa, rejimin değiştirilmesini savunsa da şiddete başvurmadıkça kapatılamıyor. Almanya ve İtalya'da bağımsızlık talep eden siyasi partiler var. Özel şartlarda istisnaları olmakla birlikte Avrupa'da şiddete başvurmayan ırkçı partilere bile tahammül edilmesi geleneği var. Yakın zamanda şiddet ve teröre bulaşmamış siyasi partilerden kapatılanı yok. Belçika, Yunanistan ve Avusturya gibi AB üyelerinin anayasalarında siyasi parti kavramı dahi bulunmuyor. Almanya'da kapatma davasını sadece meclis ya da hükümet açabiliyor Siyasi partiler Federal Anayasa'nın 21. maddesi ile teminat altında olup, özgürlükçü düzenin işlemesi noktasında ayrıcalıklı ve özel bir konuma sahip. Parti kapatmanın neredeyse demokrasi karşıtlığı ile eş tutulduğu Almanya'da sadece iki parti kapatıldı. 1952'de kapatılan Sosyalist İmparatorluk Partisi (SRP), Nazilerin (NSDAP) devamıydı. Almanya, 1956'da ise Almanya Komünist Partisi'ne Soğuk Savaş hüküm sürerken kilit vurdu. Günümüz Almanya'sında siyasi bir partinin kapatılması neredeyse imkânsız. Kapatma için "çok ağır gerekçelerin olması" şart. Parti kapatmada tek yetkili merci olan Federal Anayasa Mahkemesi, bir partinin "anayasaya aykırı eylemlerinin" ispatlanması ile parti kapatılmasına hükmedebiliyor. Anayasanın 21. maddesinin 2. fıkrasında parti kapatma gerekçeleri sıralanıyor. Özetle, "eğer bir partinin hedefleri ve partiye mensup olan kişilerin davranış ve eylemleri, özgürlükçü-demokratik düzeni yok etmeyi amaçlıyorsa, devletin varlığını tehlikeye sokup anayasaya aykırı eylemlerde bulunuyorsa" mahkeme, partiyi kapatabilir. Ancak bir partinin kapatılması için dava başvurusunu şahıslar yapamıyor. Dava dilekçesi sadece Federal Meclis (Bundestag), Eyalet Temsilciler Meclisi (Bundesrat) ve Federal Hükümet tarafından kaleme alınabiliyor. Bir savcının herhangi bir partinin kapatılma talebiyle dava başvurusu yapma yetkisi yok. 2001'de Federal Meclis, Eyalet Temsilciler Meclisi ve Federal Hükümet'in ortak başvurusu ile demokratik düzen ve yabancılar karşıtı aşırı sağcı NPD'nin kapatılması için yapılan başvuru, Anayasa Mahkemesi tarafından 2003'te "usul hatası" gerekçe gösterilerek geri çevrildi. Fransa'da laiklik karşıtı faaliyetlerin odağı Cumhurbaşkanı Sarkozy Fransa'da siyasi partilerin feshedilmesine ve siyasilere yasak getirilmesine ilişkin anayasal ya da yasal bir düzenleme bulunmuyor. Bir parti, içişleri bakanlığı tarafından hazırlanan ve cumhurbaşkanının başkanlık yaptığı bakanlar konseyinde onaylanan bir genelge ile kapatılabiliyor. Kapatma kararı alınan partinin, temyiz için mahkemeye başvurma hakkı bulunuyor. Fransa'da 1958'de kurulan 5. Cumhuriyet tarihinde hiçbir siyasi parti kapatılmadı. Fakat, aşırı sağcı ırkçı partilere destek veren şiddet eğilimli bazı siyasi gruplar feshedildi. Son olarak 2002'de, içişleri bakanlığının genelgesiyle aşırı sağcı Unité Radicale hareketi; kin ve şiddeti körükleyen ırkçı bir ideolojiye sahip olduğu gerekçesiyle kapatıldı. Davanın hemen öncesinde parti üyesi Maxime Brunerie, dönemin Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'a karşı başarısız bir suikast girişiminde bulunmuştu. Kapatma genelgesi, 1936'da çeteler ve özel milis gruplarıyla ilgili çıkarılan bir kanuna dayandırılıyor. İlgili kanun, "Bir insana ya da gruba karşı; kökeninden veya bir ırka, millete veya dine aidiyetinden ya da ait olmamasından dolayı, ayrımcılık, kin ve şiddet provoke eden" grupların ve derneklerin feshedilmesini öngörüyor. Son yıllarda, aşırı sağcı Jean Marie Le Pen'in Milli Cephe partisine yönelik kapatma çağrıları gündeme gelse de bu konuda bir gelişme olmadı. Laikliğin kalesi Fransa'da Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy; Vatikan'da, Riyad'da ve Paris'te yaptığı konuşmalarda dinin toplumsal hayattaki rolünü savunarak Fransa'nın geleneksel laiklik ilkesini tartışmaya açtı. Roma'da, "Değerlerin aktarılmasında, iyi ve kötü ayrımının öğretilmesinde, öğretmenin papazın yerini alamayacağı" dile getirilince Fransa'da yer yerinden oynadı. Sarkozy'nin dini değerleri öne çıkaran bu çıkışları üzerine başta mason locaları olmak üzere laiklik savunucusu çok sayıda sivil toplum örgütü harekete geçerek sert tepki gösterdi. Fakat, ne bu konuşmaları yapan Sarkozy'ye ne de laiklik kanununda küçük değişiklikler yapmaya hazırlanan hükümete karşı bir dava açıldı. İngiltere'de siyasî parti en son İkinci Dünya Savaşı sırasında kapatıldı Kökleri 18. yüzyıla dayanan siyasi partiler tarihinde, parti kapatılmasına hemen hemen hiç rastlanmıyor. Bu, işlenen suçlardan siyasi partilerin değil, parti mensuplarının sorumlu tutulmasından kaynaklanıyor. Suç sayılabilecek bir fiil olduğunda ceza, siyasi partilerin tüzel kişiliğine değil, kanuna uygun davranmayan parti mensubuna kesiliyor. Kuzey İrlanda'nın bağımsızlığı için mücadele veren yasadışı İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu (IRA)'nun siyasi kanadı Sinn Fein'in faaliyetlerine bugüne kadar sınırlama getirilmedi. Terörle Mücadele Kanunu çerçevesinde sadece canlı yayın yoluyla IRA'ya mesaj verebileceği vehmi ile Sinn Fein lideri Gerry Adams'ın sesinden yayın yapılmasına yasak getiren İngiltere, bu yasağı, İrlanda Barış Süreci'nin dönüm noktası olarak bilinen 1994 yılı Ekim ayında kaldırdı. Büyük Britanya siyasi tarihinde parti kapatılmasıyla ilgili tek örneğe savaş döneminde rastlanıyor. Savaş öncesi faaliyetlerinde üniformalı gösterileriyle hatırlanan Britanya Faşistler Birliği (BFB), İngiliz tarihinin kapatılan tek siyasi partisi. Almanya ile İngiltere arasında savaşın devam ettiği yıllarda kurulan BFB, çıkarılan bir kanunla olağanüstü savaş şartları gerekçe gösterilerek kapatıldı. İtalya'da ayrılıkçı parti koalisyonda AB'nin kurucu üyelerinden İtalya'da parti kapatmak mevzuat açısından mümkün; ama hiç uygulaması yok. İtalyan Anayasası'nda parti kapatma ile ilgili tek düzenleme, siyasi hayatta faşist parti kurulamayacagı ile ilgili. Eski İtalya Dışişleri Bakanı Gianfranco Fini'nin kurduğu Sosyal Hareket (Movimento Sociale) faşist ilkelere sahip olmasına ragmen faaliyetlerine müdahale edilmedi. Bu siyasi hareket zamanla değişime uğrayarak bir önceki yasama döneminde iktidar ortakları arasında yer alan Milli İttifak Partisi (AN)'nin çekirdeğini oluşturdu. İtalya'da mevcut anayasaya karşı olan partiler bile kapatılmıyor. Ayrılıkçı Kuzey İttifakı Partisi (Lega Nord-KİP) ve Güney Tirol Halk Partisi (Sudtirol Volks Partei) iki örnek. İtalya'yı kuzey ve güney diye ikiye ayırmayı amaçlayan, başkenti Roma'dan Milano'ya taşımak isteyen KİP, bir önceki yasama döneminde iktidar ortakları arasında yer aldı. İlk modern siyasi partinin 1892'de kurulduğu İtalya'da ilk kitle partisi olan İtalyan Sosyalist Partisi'nin kuruluşundan günümüze kadar İtalya'da hiçbir parti yargı yoluyla kapatılmadı. İtalya'da parti kapatmaya örnek olarak sadece diktatör Benito Mussolini'nin kurduğu Faşist partinin ülkede II. Dünya Harbi esnasında yaşanan rejim değişikligi sırasında ortadan kaldırılmasını sayabiliriz. Danimarka, Alman siyaseti takip eden partiyi bile engellemiyor Siyasi partilerin kökleri 1870'lere kadar uzanan Danimarka'da tarihinin ilk ve tek parti kapatma olayı II. Dünya Harbi esnasında, ülke Alman işgali altındayken yaşandı. Almanların baskısıyla, 22 Ağustos 1941'de Komünist Parti ve dernekler kapatıldı. Meclisin aldığı bu karar, bağımsızlığın kazanılmasından sadece 11 gün sonra 16 Mayıs 1945'te kaldırıldı. Bu olay dışında parti kapatma Danimarka'nın gündemine hiç girmedi. Partilerle ilgili madde anayasanın 78. maddesinde bulunuyor. Maddenin 1. fıkrası herkesin parti kurmaya hakkı olduğunu ifade ederken, 2. fıkrada 'Hedefine şiddetle ulaşmak isteyen, şiddetle başkalarının fikirlerini değiştirmeye çalışan parti ve dernekler, mahkemede yargılandıktan sonra kapatılabilir' deniliyor. Dava kraliyet savcısı tarafından adalet bakanının muvafakati ile Yüksek Mahkeme'de açılabiliyor. Birçok ülkede yasak olan Nazi yanlısı partiler Danimarka'da serbest. Bu partiler 'Yahudilerin toplama kamplarında öldürüldüğü koca bir yalan. Asıl suçlu onları açlığa terk eden Amerikalı ve İngilizler' gibi açıklamalar yapıyor. Güney Cutland'da Alman azınlığın kurduğu Slesvigsk Parti, Alman yanlısı fikirlerine rağmen kapatma davasıyla karşılaşmadı. Aşırı fikirlere sahip bu partiler mahalli seçimlere katılırken, yeterli imzayı bulamadıkları için genel seçimlere katılamıyor. 'Danimarka Danimarkalıların' sloganıyla hareket eden aşırı sağ Danimarka Halk Partisi mecliste kilit konumda olup, Liberal-Muhafazakâr azınlık koalisyon hükümetini dışarıdan destekliyor. Yabancı ve AB karşıtlığının bayraktarlığını yapan parti çalışmalarını yargı baskısı olmadan devam ettiriyor. İsveç tarihinde kapatılan parti yok İsveç'te parti kapatma gibi bir cezai müeyyide yok. Irkçı Sverige Demokrater (İsveç Demokrat) Partisi bile serbestçe faaliyette bulunabilirken, evrensel ilkelere ve kanunlara aykırı eylem ve söylemleri olsa bile müeyyide uygulanmıyor. İsveç tarihinde parti kapatma hususu 1934 ve 1940'ta olmak üzere iki defa tartışılmış. II. Dünya Harbi esnasında sağ partilerin teklifi ile Komünist Parti kapatılmak istenince, Sosyal Demokrat Parti temsilcileri bu teklife şiddetle karşı çıkmış ve o günden beri de parti kapatma tartışması bir daha gündeme gelmemiş. İsveç'te, dünyada benzerine rastlanamayacak bir parti daha var; Korsan Parti. İnternetten bedava film, müzik veya oyun indirilmesinin cezalandırılmasına karşı olanların kurduğu parti, seçim kampanyalarının tek konusunun "internetteki dosyaların paylaşımının cezadan muaf tutulması ve entelektüel mülkiyetin kaldırılması" olacağını açıklamıştı. Avusturya, Nazi partisi istemiyor Anayasasında laiklik maddesi bulunmayan Avusturya'da, siyasi partilere ilişkin hükümler siyasi partiler kanununda düzenleniyor. Anayasasında siyasi partilerin kuruluşu ve faaliyetlerine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmuyor. Ancak Nasyonal Sosyalist yani Nazi Partisi'ni canlandırmak yasak. Siyasi partiler kanununda, partiler Avusturya Devleti'nin "mütemmiz cüzü" olarak tarif ediliyor. Avusturya'da Sosyal Demokrat Parti (SDP) Nazi yanlısı ve ırkçı siyaset güttüğü için 1934'te kapatıldı. Ancak SDP'nin en güçlü kapatılma gerekçesi terör faaliyetlerine bulaşmış olmasıydı. Irkçı Jörg Haider'in Hürriyet Partisi, 2000'de hükümet koalisyonunda bile yer almış ve ardından AB tarafından "karantinaya" alınmıştı. Irkçı partiye karşı herhangi bir kapatma girişimi yaşanmadı. Hollanda'da Hıristiyan şeriatı isteyen partiye dokunulmuyor Bir siyasi partinin en son 30 yıl önce kapatıldığı Hollanda'da, Hıristiyan şeriatı isteyen ve kadınlara açık ayrımcılık uygulayan SGP'ye karşı kapatma girişimi olmadı. 30 yıl önce kapatılan CP partisi, ırkçılıkla mücadeleyi ele alan anayasanın birinci maddesi uyarınca kapatılmıştı. 1978'de kapatılan parti, daha sonra ismini CP'86'ya çevirdi. CP'86 da tüzüğü açık şekilde ırkçı ve yabancı düşmanı olduğu ve parti üyeleri Fas asıllılara karşı saldırılarda bulunduğu için mahkemece 1998'de feshedildi. Şu an henüz yayınlanmayan Fitne filmi tartışmalara yol açan Geert Wilders'in PVV'si (Özgürlükçü Parti), CP'ye göre daha ırkçı olmasına rağmen herhangi bir dava açılmış değil. Hollanda'da parti kapatılabilmesi için savcıların davadan önce adalet bakanından izin alması gerekiyor. Hollanda'nın "şeriatçı" partisi ise Avrupa'da cinsiyet ayrımını savunan belki de tek parti. Hollanda Parlamentosu'nda ve Senato'da ikişer milletvekiliyle temsil edilen Kalvanist kökenli Reformcu Devlet Partisi (SGP), İncil'in öğretileri doğrultusunda siyaset yapmasına rağmen bugüne değin neredeyse hiçbir müeyyide ile karşılaşmadı. 90 yıllık tarihinde ilk defa iki sene önce, 'kadınlara ayrımcılık yaptığı' gerekçesiyle içişleri bakanı, mahkeme kararıyla partinin aldığı hazine yardımına el koydu; ama bu karar daha sonra üst mahkemeler tarafından bozuldu. Kadınların partiye üye olmalarını ve aktif görevler üstlenmelerini yasaklayan SGP'liler, yönetimle ilgili tüm işlerin erkekler tarafından yapılması gerektiğini düşünüyor. Belçika, sadece para cezası veriyor Belçika Anayasası'nda siyasi partilere bir atıf olmadığı gibi, parti kapatma gibi bir mehfum da bulunmuyor. Belçika'da siyasi partilerin tüzel kişiliği bulunmadığı için kapatılmaları da mümkün olmuyor. Ancak bu partileri destekleyen derneklere para cezaları kesilebiliyor. 2002'de ırkçı Flaman Menfaatleri Partisi (Vlaams Belang)'ne karşı bir hükümet kuruluşu olan Irkçılıkla Mücadele Derneği'nin açtığı dava sonucu partiyi destekleyen 3 derneğe para cezası verildi. O zamanki ismi Flaman Bloku olan parti, kendi isteğiyle ismini Flaman Menfaatleri'ne çevirdi. Belçika tarihinde kapatılmış bir siyasi parti bulunmuyor. ZAMAN
<< Önceki Haber Avrupa, ırkçı partileri bile kapatmıyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER