Atatürkçülük A.Ş. -YORUM

Sol birleşmişmiş.. Hangi ideoloji, hangi fikir, hangi düşünce üzerinde? diye başlayan yazıda solda birleşme için çok ilginç benzetmeler yapılmış.

Atatürkçülük A.Ş. -YORUM

Sol birleşmişmiş.. Hangi ideoloji, hangi fikir, hangi düşünce üzerinde? Bir berber bir berbere gel beraber bir berber dükkanı açalım ismini de Atatürkçülük A.Ş. koyalım demesiyle bunların birleşmesi arasında ne fark var tümüyle şüpheler içindeyim. Halbuki tam da şu sırada DSP’nin “bi dakka arkadaşlar. Tamam biz de Atatürkçüyüz ama CHP gibi faşist değiliz. İnsan hakları, demokrasi, bir arada huzur içinde yaşama diye bir şey var. Solculuk, ilericilik, demokratlık dediğin de esasen budur. Politikalar paranoya hortlatma üzerine kurulmaz. Darbelere güvenerek meydanlara çıkılmaz. Madem sol istiyorsunuz, kerhen CHP yerine isteyerek DSP” demesi gerekmez miydi? Yani madem ki memleketin bir tarafı (Türkiye’nin aydınlık ve röfleli yüzü) ısrarla sol, ısrarla başı açık bir parti istiyor ama Baykal’dan da memnun değil, al sana farklı söylemle puan kazanmak için nefis bir fırsat. Al arkana da Ecevit’in ruhunu, yürü! Yok. Bir kelle ve ego pazarlığıdır gidiyor. Ha iki holding birleşmiş de yönetim kurulu pazarlığı yapmış ha bunlar birleşmiş.. Umudum “Genç Siviller Rahatsız” oluşumu desem çok mu garip karşılarsınız. Parti değil yazık ki... Bir oluşum. Zaman Gazetesinde bu haftasonu nefis bir röportaj yapılmıştı kendileriyle. İnternette arayın. Son derece ciddi bir şekilde olanı biteni nefis bir ironi ile analiz ediyorlar. Tamamen dalga geçiyorlar. “CHP kazanıncaya kadar seçim yenilensin” diyorlar mesela. “Saltanat geri gelsin, Sezer’in oğlu cumhurbaşkanı olsun” “Darbeler dört yılda bir yapılsın” diyorlar. “Üç CHP oyu 1 AKP oyunu götürsün” “Huzur CHP’de” diyorlar. CHP oyları 5, AKp oyları yarım. DTP oyları sıfır sayılsın” diyorlar. Uzun zamandır bu kadar zeki bir ironi duymamıştım. Kendilerini şöyle açıklıyorlar: “Büyük ideolojilerden kaçarak bir şeyler yapmaktayız. İktidar odaklı değil sivil toplum tabanlı siyasetin anlamlı olduğunu düşünmekteyiz. Daha önce söylediğim gibi vicdanlarımızın peşinden gitmekle meşgulüz. Vicdani siyaset yapıyoruz. Bunun kendisi bir hayli zor bir şey. İdeolojiler bitmiştir gibi bir şey demek değil bu. Ama Türkiye’deki sorunlar o kadar yakıcı ki. Hrant Dink’in katillerinin bulunmasını istemek için, Kürtlerin mağduriyetlerinin giderilmesini talep etmek için, başörtülülere yapılan zenci muamelesine isyan etmek için liberal, sosyalist, İslamcı olmaya gerek yok. Demokratız. Bu, büyük bir iddia. Bunun hakkını vermekle meşgulüz. Demokratlığın ancak bana benzemeyen için de sesini çıkarman gerektiğinde çıkarabiliyorsan bunun namuslu bir demokratlık olabileceğini biliyoruz. Mesela 27 Nisan sonrası ne AKP ne darbe demeyerek. Ne darbe ne de darbe demeye cesaret ederek. Tecavüzcü suçlu; ama kız da mini etek giyip tahrik etmeseydi demek kadar ahlaksızca bir şey bu, şu anda.” Hadise budur. Demokratlık bir parti isminden ibaret değildir. Tuğçe Baran/ Vatan
<< Önceki Haber Atatürkçülük A.Ş. -YORUM Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER