IMF ve Dünya Bankasının İstanbul'da gerçekleştirdiği yıllık toplantıları sırasında çıkan olaylarla ilgili bilgi veren
Atalay, toplantının güvenliğini sağlamak için her türlü tedbirin alındığını kaydetti. İnsanların toplantıya ilişkin tepki ve düşüncelerini özgün olarak gelip dile getirmeleri gerektiğini ifade eden Atalay,
protesto ve basın bildirilerinin açıklanabilmesi için 14 ayrı yer tespit edildiğini kaydetti.
Toplantılar sırasında 22
sivil toplum kuruluşu tarafından 57 basın açıklaması ve benzeri türde kitlesel etkinliğin gerçekleştirildiğini belirten Atalay, bunlarla ilgili hiç bir olayın meydana gelmediğine işaret etti.
Açıklamalar sırasında farklı bir gurupla ilgili görüntülerin ekranlara yansıdığını anlatan Atalay, şunları kaydetti:
''6
Ekim günü basın açıklamalarını
sendikalar yaptı, hiç bir olay olmadı. Ama bu bu kalabalığın arasına karışan, taşıdığı pankartlar ve yüz maskelerinden ve sloganlardan da daha çok
yasa dışı örgütlerle irtibatlı oldukları zannedilen bir grup vardı ki bunlar ellerinde
molotofkokteyli ve sapanlar, saldırıyor.
Kamu düzenini ve çevredeki vatandaşların güvenliğini adeta çok olumsuz etkileyen, tehdit eden saldırılardı bunlar. Bu protesto değil,
eleştiri değil... Bu tamamen bir saldırı. Bankaların camları kırılıyor, vatandaşlara zarar veriliyor. Tek yaralı var o da polistir, biliyor musunuz? Gözaltına alınan şahısların üzerinden toplam 53 adet molotofkokteyli 4 adet gaz maskesi, 29 adet özel yapım sapan çok sayıda
demir bilye ele geçirildi.''
Atalay, ''yoğun gaz kullanıldığı ve bir vatandaşın
kalp krizi geçirdiğinin'' söylenmesi üzerine, konuyla ilgili tüm ayrıntıların kendisinde olduğunu belirterek olayın tam olarak söylendiği şekilde gerçekleşmediğini dile getirdi.
''Son iki yılda polisin vatandaşa davranışında çok ciddi bir değişim olmuştur. Biz bu konuda adeta seferberlik ilan ettik'' diyen Atalay, sadece dışarda değil polis merkezlerine gelen vatandaşlarında polisteki tavır değişikliğini gördüğünü söyledi.
Polisin daha
yardım edici olduğunu, daha saygılı davrandığını ve vatandaşa daha fazla değer verdiğini anlatan İçişleri Bakanı Atalay, ''
Özgürlükleri yok etme özgürlüğü diye bir şey tanınamaz. Banka camlarını kır bunlara polis müdahale etmek zorunda böyle zamanlarda çevredeki hiç suçu olmayan vatandaşlarda zarar görüyor. Biz şuna müsaade etmeyiz özgürlükleri yok etme özgürlüğü hiç kimsenin elinde yoktur. Sınırlı kalma masum vatandaşın zarar görmemesi. Mümkün olduğu kadar orantılı olma yönündeki hassasiyetimiz sürüyor'' dedi.
-''ORANTISIZ GÜÇ KULLANILMADI''-
İçişleri Bakanı
Beşir Atalay, ''O zaman siz gücün orantısız kullanıldığını düşünmüyorsunuz'' ifadesi üzerine, şunları kaydetti:
''Düşünmüyoruz ama yine de keşke bu görüntüler hiç olmasaydı. Olanca tedbirleri aldık biz. Gelsin bildirisini okusun, pankartını açsın, konuşmasını yapsın, mesajını versin, tepkilerini dile getirsinler. Keşke bu görüntüler olmasa... Bundan en fazla rahatsız olan biziz. Polisin bu tür olaylar içinde görüntülenmesini istemiyoruz. Mecbur kalınca da biz güvenlikiz, diğer vatandaşların hakkını korumak durumundayız. Bankanın camının kırılmamasını da, çevredeki vatandaşın zarar görmemesini de sağlamak bizim görevimiz.''
''Aydın'da bir öğrencinin polisler tarafından dövüldüğü'' yönündeki haberlerin hatırlatılması üzerine, Atalay, polis teşkilatındakilerin yarısının her yıl
hizmet içi eğitimden geçirildiğini söyledi.
Eğitimlerin ana konusunun vatandaşa davranış hukuk içinde kalma ve insan haklarına verilen değer olduğunu ifade eden Bakan Atalay, polisin imajının toplum gözünde daha sempatik hale getirmek için çabalarının sürdüğünü söyledi.
Atalay, istenmeyen herhangi bir durum olması durumunda adaletin hemen devreye girdiğini, kendilerinin de olaya ismi karışan kişiyi
soruşturmanın selameti açısından açığa aldıklarını ve soruşturma sonucuna göre gerekli
disiplin cezasının verildiğini kaydetti.
''Emniyetin içerisinde farklı güçlerin birbirleriyle mücadelesi olduğu şeklindeki iddiaların yersiz olduğunu'' ifade eden Atalay, ''buna kesinlikle müsaade etmeyeceklerini, yanlış tutum içerisine giren polislerle ilgili olayların hepsinin kişisel olaylar olduğunu, teşkilatının tamamını bağlamayacağını'' kaydetti. Atalay, ''geçmiş yıllarda güvenlik güçleri içerisindeki bu tür gelişmelerin maliyetinin çok yüksek olduğunu'' söyledi.
-DİSK GENEL BAŞKANININ VURULMASI-
DİSK Başkanı Süleyman Çelebi'nin ayağından vurulmasının ardından yaptığı açıklamanın hatırlatılması üzerine, Atalay, olayı netleştirmenin yargının işi olduğunu belirterek, siyasi ya da
terör boyutunun olmadığını, zanlının daha önceden de bilinen bir kişi olduğunu ve kendi ifadelerinin bulunduğunu kaydetti.
Atalay, Çelebi'nin kendileri için değerli bir sendika başkanı olduğunu belirterek, olayın ardından İstanbul'a gidip yakından ilgilendiğini, geçmiş olsun dileklerini akraba ve yakınlarına ilettiğini ifade etti.
-''DEMOKRATİK AÇILIM'' ÇALIŞMALARI-
''Demokratik
açılım'' çalışmaları hakkında da bilgi veren Atalay, çalışmaların yoğun bir şekilde devam ettiğini, ilgili
bakanlık müsteşarlıkları ve kendi aralarında toplantılar yaptıklarını söyledi.
Atalay, şöyle konuştu:
''Önümüzde şöyle bir takvim var.
Dışişleri bakanımızın çok yoğun diplomatik ilişkileri oldu.
Suriye,
İran ve
Irak ağırlıklı... Ve
Avrupa Birliği'ndeki
ülkelerin dışişleri bakanlarıyla. Irak'la İstanbul'da iki hafta önce önemli bir toplantı yaptık. Irak'tan 9 bakan gelmişti. Irak
Dışişleri Bakanı ile bizim Dışişleri Bakanımız ve ben bir araya gelmiştik. Bu konuyu değerlendirdik. Önümüzdeki hafta da 3 toplantı var. Önce Suriye'deyiz orada muhatabımız bakanlarla tekrar görüşeceğiz. (Ekim ayının) 14'ünde Mısır'da komşu ülke bakanların katılacağı bir toplantıya katılacağız. Sonra da, 15'inde
Başbakanın başkanlığındaki bir heyetle Bağdatta olacağız. Bütün bu çalışmalardan sonra bizim planımız Ekimin ikinci yarısında bu konuyu mecliste gündeme getirerek orada görüşülmesini sağlamak.''
-''MEKTUP 1-2 GÜNDE ULAŞIR''-
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan tarafından muhalefet partisi liderlerine gönderileceği belirtilen mektubun bugün yollanıp yollanmayacağının sorulması üzerine, Atalay, ''Onun hazırlığı var. 1-2 gün içinde herhalde ulaşır diyebilirim, o konuda çalışıyoruz. O görüşmeler de o tarihe kadar sonuçlanır'' karşılığını verdi.
''Demokratik açılım boyutuyla ilgili çalışmaları büyük ölçüde tamamladık diyebilirim'' diyen Atalay, ''
hazırlıkların bir kısmının ilgili kurumlarca yapıldığını ve hemen yürürlüğe gireceğini, bir kısmının ise
Mecliste gündeme geleceğini'' ifade etti.
-''BU (AÇILIM) TÜRKİYE'Yİ BÜYÜTECEK''-
Bakan Atalay, ''açılıma
destek verenlerin sayısında bir değişiklik var mı?'' sorusuna ise ''
Hükümet olarak, bu konuyu ilk açıkladığımız günlerde yüksek bir destek aldık. Sonra biraz ajite edici, biraz
tahrik ve provoke edici değerlendirmeler oldu. O zaman biraz düşüş oldu ama şimdi daha sakin'' yanıtı verdi.
Çalışmalar hakkında sürekli Başbakan Erdoğan'a da bilgi verdiklerini kaydeden Atalay, şöyle konuştu:
''
Türkiye'nin büyük ve güçlü geleceği için bunu çok önemli görüyoruz. Samimiyetle herkesi buna katkıya çağırıyoruz.
Basının desteğine teşekkür ediyor ve devamını diliyoruz. Bu bir bölgenin meselesi değil, Bu Türkiye'nin meselesi.
Biz terörsüz, huzurlu, kardeşlik içinde bir hayat diliyoruz ve bunu da sağlarız. Türkiye çok güçlü bir ülke. Türkiye eskisi gibi içine kapanık
küçük bir ülke değil. Türkiye uluslararası büyük bir aktör. Kendi içindeki küçük problemlerle boğuşup durmasın. Türkiye büyüyor. Bu Türkiye'yi çok daha büyütecek.''
Yapılan çalışmaların bir ''paket'' değil, bir ''süreç'' olduğunu anlatan Atalay,
iktidar olduktan sonra attıkları adımların hepsinin bu yönde olduğunu, parti tüzük ve
seçim beyannamelerinde bu konuların yer aldığını hatırlattı.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, şunları kaydetti:
''Bizim 3 hükümet döneminde
demokratikleşme açılım
insan hakları özgürlükler konusunda yaptığımız çalışmalar var bunların devamı. Bazı kurumlar bu konuda hazırlık yapıyorlar, açıklama yaptılar. Paket değil ama güzel adımlar atılacak. Sadece güneydoğu meselesi değil başka konular da var. İstiyoruz ki Türkiye daha açık bir toplum olsun kendi sorunlarını daha rahat konuşsun birbirine kenetlensin. Giderek bir yerlerde bunların kullanılabilir tahrik unsuru olarak kalması Türkiye'yi huzursuz ediyor. Herkes biliyor neler bu ülkede ayrımlara sebep oldu. Biz ayrımları kaldırmak için uğraşıyoruz.''
-BAZI DTP'Lİ MİLLETVEKİLLERİNİN İFADEYE ÇAĞRILMASI-
Atalay, ''Bazı DTP'li milletvekillerinin ifadelerinin polis tarafından getirilerek alınmasının söz konusu olup olmayacağı'' şeklindeki soruya, düşüncelerini daha önce açıkladığını belirterek, şu yanıtı verdi:
''Bizim dileğimiz, İçişleri Bakanı olarak ve
emniyet olarak bu konu bize kalmasın. Bu konuyu Meclisimiz halletsin.
Milletvekillerimiz polis kanalıyla yargıya götürülmesin. Bu konuda da bir atmosfer var gördüğümüz kadarıyla. Sayın başbakanımız açıkça ifade etti biz hazırız diye.
Bizim yürüttüğümüz kardeşlik, demokratik açılım, birlik çalışmasına bu da dahil olsun, bu da onun içinde olsun. Bunu da halledelim bu çerçeve içinde diye diliyorum. Bizim eğilimimiz bu yönde.''
-''SÜRECE DTP'NİN DAHA FAZLA KATKI VERMESİNİ DİLİYORUZ''
''DTP'li milletvekillerinin sürece gerekli desteğin verildiğini düşünüyor musunuz?'' şeklindeki soru üzerine, Atalay şöyle konuştu:
''Biz hükümet olarak parti olarak meclisi çok önemli görüyoruz. Millet iradesini ve meclis çatısını çok önemli görüyoruz. Meclis çatısı altında bunlar görüşülsün istiyoruz. Siyasetin içerisinde bunlar halledilsin istiyoruz... Ve bütün siyasi aktör ve partilerin bu sürece daha fazla katkı vermesini, rahatça bir araya gelip görüşmesini ve çözmesini istiyoruz. Millet iradesi ve milletin temsilcileri olan meclisteki partilerimiz milletvekillerimiz. DTP de bunun içerisinde.''
Atalay,
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın konuyla ilgili açıklamasının hatırlatılması üzerine, ''Daha fazla katkı vermelerini diliyoruz.
Siyasi parti olarak bu kendileri için de çok önemli. Siyaset kurumunun güçlenmesi için de çok önemli. Başka yerlere
havale değil kendileri burada daha fazla katkı verir olsunlar'' yanıtını verdi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de ''sorunu biz çözmezsek başkaları gelir çözer'' dediğinin anımsatılması üzerine, Bakan Atalay, ''Bunu şu anlamda söyledim. Bunlar kendilerini bazen çok yetkili bazen de çok yetkisiz görüyorlar'' dedi.AA