Kamuoyunda ''
Atabeyler Grubu'' olarak bilinen
soruşturma kapsamında, 2
emniyet müdürü, 2
subay ve 2
astsubayın da aralarında bulunduğu 10 kişinin yargılandığı davada,
tutuklu 5 sanığın tutuksuz olarak yargılanmasına karar verildi. Mahkeme heyeti
sanıkların tutuklu kaldığı süre, davanın niteliğinin değişme durumu ile
delil durumunu gözönüne alarak tutuklu sanıkların
tahliyesine karar verdi.
Ankara 11. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde tutuklu olarak yargılanan yüzbaşı Murat Eren, astsubay Erkut Taş, astsubay Yasin Yaman,
üsteğmen Yakup Yayla,
işadamı Yunis Akkaya'nın tutuksuz olarak yargılanmasına karar verildi. Sanıkların tutuklu kaldığı süre ve delil durumu göz önüne alınarak tahliyesine karar verildi.
Sabah saatlerinde başlayan duruşmada ilk olarak tutuklu sanıklar dinlendi. Duruşmanın sabahki bölümünde dinlenen
Yüzbaşı Murat Eren, iddianamede kendisine yönetilen suçlamaları kabul etmemişti. Eren, Eryaman'da Yunis Akkaya'nın evinde ele geçirilen askeri malzemelerin eğitim amaçlı prototip yapmak için kullanılacağını belirtti.
Astsubay Erkut Taş, kendisine yönelik suçlamaları kabul etmeyerek, kendisinin bugüne kadar devletin birliği ve bütünlüğü için çalıştığını belirtti. Taş, kendisinin
Genelkurmay Başkanlığı Özel Hareket Dairesi'nde
bomba imha uzmanı olarak görev yaptığını, subay ve astsubaylara bu konuda eğitim verdiğini belirtti. Bomba yapımında kullanılan malzemelerin miktarlarının az olduğunu öne süren Taş, bu maddelerin sadece eğitim amaçlı olarak bulundurduğunu kayddeti. Taş, kendisinin görev yaptığı yerin değişmesi üzerine kendisinde eğitim amacıyla bulunan bu maddeleri teslim edecek kişi bulamadığı için dışarı çıkardığını kaydetti. Taş, kaldığı evde iki kardeşinin bulunmasından dolayı bulunan malzemeleri önce Yasin Yaman'ın babasına ait Hasanoğlan'daki eve götürdüğünü, daha sonrada Yunis Akkaya'a ait eve taşıdığını anlattı.
Polis tarafından patlayıcılarla ilgili olarak hazırlanan raporunda gayri ciddi olarak değerlendiren Taş, kendisine Emniyet'te katıldığı bir kursta verilen
bomba imha setinin bile yok edilmesinin istendiğini öne sürdü. Taş, ele geçirilen malzemeleri gayri nizamı harp amaçlı temin ettiğini kaydetti. Askeri savcılıkta alınan ifadeleri
baskı altında verdiğini öne süren Taş, "Murat Eren 7 saat, ben 45 dakika ifade verdim. Komutanlar olayı fazla büyütmeyin telkininde bulundu." dedi.
Astsubay Yasin Yaman ise
mahkemede verdiği ifadesinde evinde ele geçirilen "Atabeyler" isminin ve bayrağının
Genelkurmay Başkanlığı Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda kurs görürken oluşturulan 32 kişilik grup için
senaryo gereği verilmiş bir isim olduğunu belirtti. Amblem ve
yeminin hiç bir öneminin olmadığını öne süren Yaman, yemin ve şildin kendi paralarıyla hazırlandığını ifade etti.
Kendisine yönelik suçlamaları kabul etmeyen Yaman, Erkut Taş'la aynı birimde çalıştıklarını ve devre arkadaşı olduklarını vurguladı. Astsubay Taş'ın 'Evde bazı askeri malzemelerim var. Kardeşlerim kurcalamaması için emniyetli bir yerde muhafaza etmek istiyorum.' demesi üzerine çanta içindeki malzemeleri Hasanoğlan'daki babasının evine bıraktıklarını kaydetti. Yaman aramalarda ele geçirilen
dinamit lokumlarına ise kendisinin
balık avlama amacıyla bir taş oçağından temin ettiğine işaret ederek, ,"Balık tutmak için kullanacaktım. Dinametlerin varlığından rahatsız oldum. Ve
bomba imha uzmanı olduğunu bildiğim Erkut'a verdim. " dedi.
Astsubay Yaman,
Başbakan Erdoğan'ın subay evlerindeki evinin yakınları ile bazı BİM mağazalarının yerlerinin işaretlendiği ajanda konusunda ifade verdi. Yaman, soruşturma sırasında ele geçirilen ajanda da yer alan
krokiler ve notların özel kuvvetler komutanlığında gösterilen kurs kapsamında verilen senaryo gereği gösterilen eğitim çalışmaları olduğunu iddia etti. Gerçek notların imha edildiğini belirten Yaman, "
Kursların bir kısmı kıtada bir kısmı tatbikatta bir kısmı da şehir merkezlerinde veriliyor. Kroki ve notlar o zaman yazılmıştı, başka bir anlamı yoktu." dedi.
Yüzbaşı Eren'i 6 yıldır tanıdığını belirten Yunis Akkaya, suçlamaları ise kabul etmedi. Akkaya, kendisinin askere ve polise bir sevgisinin olduğuna işaret ederek, "
Vatan için çalışan herkese yardımcı olmaya çalışırım" dedi. Akkaya, Yüzbaşı Eren'in kendisinden Güneydoğu'da dağıtmak için
telsiz ve saati temin etmesini istediğini ve bunu kabul ederek yerine getirdiğini söyledi. Akkaya, Genelkurmay'da teröre karşı mücadele eden devletin güvendiği bir askeri personelin gayri nizami bir iş yapacağını düşünmediğini anlatarak, "Eren ve Taş'ın evine bırakmak istedikleri çantayı kabul ettim. İçinde ne olduğunu bilmiyordum. Kanun dışı bir malzeme olduğunu düşünmedim." dedi. Askeri malzemeleri Hasanoğlan'dan Eren ve Taş'la birlikte getirdiklerini ifade eden Akkaya," Benim eve bıraktılar. Görevden döndükten sonra alacaklarını söylediler." dedi. Akkaya emniyette ve savcılıkta verdiği ilk ifadeleri kabul etmedi.
Üsteğmen Yakup Yayla ise Murat Eren'le ÖKK'da görev yaptıklarını ve çalıştıkları birimlerin farklı olduğunu belirtti. Yayla, olaylarla ilgisinin olmadığını, ele geçirilen askeri malzemelerden bilgisi bulunmadığını, Yüzbaşı Eren dışında kimseyi tanımadığını kaydetti. Eren'in yapmak istediği ani
tehlike ve saldırılara karşı geliştirmeyi düşündüğü
savunma planınından bilgisinin olmadığını söyledi.
Davada tutuksuz olarak yargılanan İsmail Bilici ise iddiaları kabul etmeyerek, kendisinin yakalanan maddelerle ilgili hiç bir bilgisinin olmadığını ifade etti. Bilici, kendisinin Murat Eren'in Yunis Akkaya aracılığı ile tanıdığını ve 3-4 defa oturup yemek yediklerini kaydetti. Bilici, kendisinin BİM mağzası çevresinde
keşif yaptığı yönündeki iddiaların gerçek olmadığını kaydetti.
Sanık Mehmet Karatepe de iddia edilen suçları kabul etmedi. Sanık
Cemal Hasan Özdeş, Yunis Akkaya ve Yüzbaşı Murat Eren'in kendisini ziyaretinde birlikte yemek yediklerini söyledi. Özdeş, yemekte ise genel konulardan konuştuklarına belirterek, yöneltilen suçlamaları kabul etmedi. Mustafa Reşit Çavdar ise Yunis Akkaya ve Murat Eren'in kendisine hayırlı olsun ziyaretinde bulunduklarını ve yemekte buluştuklarını söyledi. Çavdar, Akkaya ve Eren dışında üç kişinin daha olduğunu kaydetti.
Soruşturmanın Merzifon'dan bir internet kafeden gönderilen e-mailden yola çıkılarak yapıldığının hatırlatılması üzerine Çavdar, bu olaydan kendisinin haberinin olmadığını, haberi olması durumunda kendisinin gerekli soruşturmaya başlatacağını ifade etti.
Sanık avukatlarının müvekkilerinin içerde kaldığı süre, delillerin durumu ve davanın niteliğinin değişme durumu gözönüne alınarak tahliye edilmelerini istediler.
Savcı Salim Demirci'de Yakup Yayla ve Yasin Yaman'ın tahliye edilmesini talep etti. Mahkeme heyeti duruşmaya verdiği 15 dakikının ardından beş tutuklu sanığın tahliye edilmesine karar verdi.