Yıldırım'ın talebi olmadığı halde sevk edildiği
Ankara Numune Hastanesi'nden verildiği ileri sürülen '
psikolojik sorunları sebebiyle gözetim altında tutulmalı'
raporu üzerine bazı çevreler, '
Ergenekon ve
Danıştay bağlantısının tartışmalı hale geldiğini' dillendirmeye başladı.
Zira Yıldırım, Danıştay ve
Cumhuriyet Gazetesi'ne saldırı kararını Ataşehir'de bir apartmanda
Alparslan Arslan ve
Veli Küçük'le birlikte yaptıkları bir toplantıda aldıklarını söylemişti. Elde edilen
belge ve
tanık ifadelerinin yanı sıra Yıldırım'ın açıklamalarını da dikkate alan
Yargıtay, Danıştay ve Ergenekon
dava dosyalarının İstanbul'da birleştirilmesine karar vermişti.
Yıldırım hakkında yoklama kaçağı olmak suçundan açılan davada ilginç gelişmeler yaşandı.
Gaziantep 10. Asliye
Ceza Mahkemesi’nin talimatı üzerine Ankara 11. Asliye Ceza Mahkemesi, Yıldırım’ı, bir süre önce akli dengesinin yerinde olup olmadığının tespiti için
Ankara Numune Hastanesi Psikiyatri Servisi’ne sevk etti. Burada muayeneden geçirilen Yıldırım’a sağlık sorunları nedeniyle gözetim altında tutulmasına dair rapor verildiği öğrenildi.
Bu noktada dikkat çeken bir husus var. Türkiye'de binlerce yoklama kaçağı bulunuyor. Bugüne kadar da sırf yoklama kaçağı olduğu gerekçesiyle hakkında
soruşturma ya da dava açılan kimse yok gibi.
Danıştay saldırısı ve bazı Ergenekon
sanıkları ile ilgili çarpıcı itiraflarda bulunan Yıldırım’a sırf bu yüzden dava açılması düşündürücü bulunuyor. Üstelik bu dava gerekçe gösterilerek
akıl sağlığı konusunda rapor istenmesi de “Yıldırım’a deli raporu verilerek, Asrın Davası’na
darbe vurulmak mı isteniyor” sorusunu akıllara getiriyor.
Ergenekon soruşturması kapsamında hazırlanan ikinci iddianamede, 'Danıştay saldırısının
örgüt tarafından yürütme organını devirmeye kalkışma eylemi olarak planlandığı' aktarılıyor. Ayrıca, Ergenekon'la Danıştay'ı birbirine bağlayan tek
delil ve ifade Osman Yıldırım'a ait değil. Ergenekon iddianamelerinde bu konuyla ilgili onlarca delil bulunuyor.
İşte danıştay-ergenekon bağlantıları:
DanIştay saldırısından sonra yapılan aramada
tetikçi Alparslan Arslan'ın üzerinde
Ulusal Haber basın kartı ve Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği ibareli kartvizit ele geçirildi.
SaldIrIdan birkaç gün sonra
emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin
intihar girişiminde bulundu. Alparslan Arslan'la irtibatı tespit edilen Tekin, 'azmettirici' olmakla suçlanıyordu. Yakalandı, ifadesi alındı ve ardından serbest bırakıldı. Ancak aylar sonra bu kez Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklandı.
Alparslan Arslan'ın kullandığı cep telefonunun 2000 yılından itibaren dökümü
mahkeme kararıyla istendi. Arslan'ın
Muzaffer Tekin'in kullandığı 0532 291 xx xx No'lu GSM hattı ile 35 kez görüştüğü belirlendi.
OrtaklarI arasında Muzaffer Tekin'in de yer aldığı
Doğuş Faktoring şirketinin avukatının Alparslan Arslan olduğu tespit edildi. Arslan,
Ergenekon sanıklarından Hüseyin ve Rasim Görüm'ün de avukatıydı.
MUZAFFER Tekin'in Danıştay saldırısından yaklaşık 9 saat önce telefonundan 64
mesaj çektiği tespit edildi. Mesaj
Susurluk hükümlüsü İbrahim Şahin'den gelmişti. Tekin'e bu konu soruldu. Mesajda 'yine mor dağlara
bulut çöküyor, o dağlarda kalanlar bilir' şeklinde ibareler olduğunu ve hoşuna gittiği için arkadaşlarına gönderdiğini savundu.
Ümranİye'de ele geçirilen ve emekli Astsubay
Oktay Yıldırım'a ait olduğu iddia edilen 27 el
bombasıyla Cumhuriyet Gazetesi'ne atılan bombaların aynı seriden olduğu belirlendi. Üstelik Cumhuriyet'e bomba atanlardan biri Alparslan Arslan'dı. Bombaların bulunduğu sandıkta Oktay Yıldırım'ın
parmak izleri tespit edildi.
Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Derneği Başkanı
Taner Ünal, Danıştay saldırısını, Muzaffer Tekin grubunun yaptığını söyledi.
SaldIrInIn ardından Danıştay sanıklarının
banka hesaplarında artış olduğu tespit edildi. Ergenekon iddianamesinde, Alparslan Arslan'ın babası İdris Arslan'ın,
tutuklu sanıklar İsmail
Sağır, Tekin Irşi ve Erhan Timuroğlu'nun hesaplarına değişik tarihlerde ve özellikle davanın
duruşma tarihlerinden önce değişik miktarlarda para yatırdığının tespit edildiği anlatıldı.
DanIştay sanıklarından Erhan Timuroğlu,
yargılanma sürecinde Alparslan Arslan'ın "Biz yakında çıkacağız, fazla kalmayacağız, hepimiz çıkacağız." dediğini belirtti.
Mahkemenİn görmediği bu bağlantılar sebebiyle Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı harekete geçti. Danıştay davasında sanıklar hakkında mahkemeye gönderilen belgeler dışında, Ergenekon soruşturmasına ait tüm belge ve beyanların getirtilerek yeniden bir karar verilmesini istedi. Yerel mahkemenin kararı bozuldu. Ve dava Ergenekon'la birleştirildi. 8 sanık, önümüzdeki günlerde Ergenekon'da yeniden yargılanacak. İddiaya göre
cinayet, '
türban kararı' sebebiyle değil, 'ülkede
kaos oluşturmak' için işlendi.