İzmir Özel Koruma Bölüğü'nde askerlik yaptığı sırada,
nöbet tuttuğu garajda ölü bulunan Piyade Er Vahit Uzun'un
ailesi davayı
Avrupa'ya taşıdı. Baba ‘Oğlumu
JİTEM öldürdü, üzeri örtüldü' iddiasında. Şanlıurfalı Er Ali Yüksel'in ailesine, çocuklarının
ölümü için önce “şehit”, ardından “
intihar” en sonunda da “
kaza” dendi. Ailenin başvurusu üzerine
mahkeme ayrıntılı
soruşturma istedi.
İzmir Özel Koruma Bölüğü'nde askerlik yaptığı sırada, nöbet tuttuğu garajda ölü bulunan Piyade Er Vahit Uzun'un ailesi davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (
AİHM) taşıdı. 30
Aralık 2006 tarihinde şakağından tek kurşunla vurulmuş halde bulunan oğlunun intihar ettiğine inanmayan acılı
baba Sait Uzun, yıllardır askerî yargıda olayın izini sürdüğünü, çaldığı bütün kapıların yüzüne kapandığını belirterek AİHM'e başvurdu.
Oğlunun JİTEM'in bazı yasadışı ilişkilerini öğrendiği için
infaz edildiğini ve intihar süsü verildiğini iddia eden baba Uzun, olayla ilgili bilgi almak için başvurduğu askerî makamlardan da ‘oğlun intihar etmiş, olayı daha fazla kurcalama' cevabını aldığını belirtti. “Oğlum kesinlikle intihar etmedi. Onu JİTEM öldürdü” diyen uzun, olaydan iki hafta önce
Manisa Gölmarmara'daki evlerine
sivil giyimli dört rütbeli askerin gelip aile ve oğluyla ilgili bir sürü soru sorduğunu öne sürdü. Bu ziyaretten sonra da oğlunun ölüm haberinin geldiğini belirten Sait Uzun, “Birileri bana bu ziyaretin nedenini açıklasın. Oğlu askerde olan kaç aile birileri tarafından ziyaret edilerek, sorguya tutuluyor. Oğlum onların kirli ilişkilerini öğrendi ve infaz edildi.
Askerî mahkeme ‘intihar' diyerek dosyayı kapattı. Biz de olayı AİHM'e taşıdık” diye konuştu.
Burası JİTEM, dikkatli olun
Baba Uzun, ölümünden bir gün önce bölüğünde görüştüğü oğlunun kendisine sık sık ‘Baba, burası JİTEM'in yeridir. Sakın benimle
Kürtçe ve
politika konuşmayın. Bu konuda çok dikkatli olun. Aksi takdirde başımıza çok kötü şeyler gelebilir' şeklinde uyardığını söyledi. Görüşmenin ardından bir gün sonra görüşmek üzere ayrıldıklarını ifade eden Uzun, gece saat 3.30'da bir astsubay'ın bir polis ve doktor eşliğinde eve gelip, ‘Oğlunuz intihar etti' dedikten sonra gittiğini belirtti. “Onun intihar etmediğini adım gibi bildiğim için olayın araştırılması için girişimlerde bulunduk. Talebimiz üzerine Ege Ordusu Komutanlığı
Askerî Savcılığı kısır bir araştırma yaptı. Bazı asker kişilerin ifadelerini alarak olayın intihar olduğu ve ‘kavuşturmaya yer olmadığı' yönünde bir karar verdi. Karara karşı yaptığımız
itirazlarımızın hiç biri dikkate alınmadı” diyen baba Uzun, kendilerinden habersiz yapılan otopsinin tekrarlanması taleplerinin dahi reddedildiğini kaydetti.
Askerî savcının, evlerine gelen askerlerin kim olduklarının araştırılması yönündeki isteklerini dikkate almayarak kendilerine ‘O kişilerle ilgili bilgimiz var fakat size bilgi veremeyiz' yanıtını aldığını kaydetti.
Günlüğün sayfaları yırtılmış
Oğlunun askerde düzenli olarak günlük yazdığını söyleyen Uzun, kendilerine teslim edilen not defterinin birçok sayfasının yırtılmış olduğunu belirtti. Kendisine verilen evraklarda bir
kartpostal da bulunduğunu ifade eden Uzun, “Sözde, oğlum ölmeden bir gün önce olmayan bir sevgiliye bir kart yazmış. Kartta onu çok sevdiği gibi şeyler yazılıydı. Oğlumun bir sevgilisi kesinlikle yoktu. Ve daha da önemlisi karttaki yazının oğlumun el yazısıyla uzaktan yakından bir ilgisi yok. Sonradan yazarak cebine koymuşlar” iddiasında bulundu.
Esrarengiz telefon
Oğlunun intihar ettiğine kesinlikle inanmadığını belirten baba Uzun, “Çünkü oğlumun ölümünden sonra aynı bölükte askerlik yapan bir asker arkadaşı beni telefonla arayarak ‘Oğlun intihar etmedi. O öldürüldü. Askerliğim bittikten sonra size gerçeği anlatacağım' dedi. Daha sonra o askeri araştırdık fakat bir daha bulamadık.
Ailenin avukatı Turan Aras, olaya ilişkin kararın yeterli ve gerekli araştırma yapılmadan verildiğini ve bunun için itiraz ettiklerini vurgulayan Aras, askerî mahkemenin ise başvurularını reddetiğini söyledi. Aras, iç hukuk yolları tükendiği için davayı AİHM'e taşıdıklarını ifade etti.
TARAF