Asker - Rektör kumpası !

Türkiye yeni bir "fişleme" skandalını konuşuyor.

Asker - Rektör kumpası !

Hemen hemen herkesi fişleyen daha da ötesi istediği gibi Türkiye oluşturmak için çeşitli planlar yapan 'Cumhuriyet Çalışma Grubu'nun rektörlerle gizli toplantılar düzenlediği ortaya çıktı. Haberi yapan Taraf gazetesi, toplantının ayrıntılarını bugün gündeme taşıdı. Post modern darbe ismiyle hafızalarımıza kötü bir anı olarak kazınan 28 Şubat süreci, fiilen devam ediyor. Bunun en büyük örneği ise 28 Şubat'ın baş aktörü olan Batı Çalışma Grubu'nun yerine kurulan Cumhuriyet Çalışma Grubu... 28 ŞUBAT MANTIĞI DEVAM EDİYOR Taraf Gazetesi'nin 2 gündür manşetten duyurduğu habere göre, Cumhuriyet Çalışma Grubu, Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde kuruldu. Ak Parti'yi iktidara taşıyan seçimlerin hemen ardından kurulan çalışma grubu, o günden bu güne Türkiye'nin her yerinde birçok insanı fişledi. HERKES FİŞLENİYOR! Taraf'ın haberine göre Cumhuriyet Çalışma Grubu rektörlerle sıkı bir irtibat halindeydi ve rektörlerle özel toplantılar yapıldı. REKTÖRLERLE EL ELE 19 Eylül 2003'te dönemin Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur ve rektörlerin yaptığı gizli toplantıda 28 Şubat'a duyulan özlem dile getirildi. 15 rektörün yer aldığı toplantıda "devletin alt kademelerinin 28 Şubat'ın önemini kavrayamadığı" şikayeti dile getirildi ve post modern darbenin devam etmesi istendi. 28 ŞUBAT ÖZLEMİ ÇEKİYORLAR Eruygur ile rektörler toplantılarda 24 madde görüştüler. Maddeler arasında bazıları ise çok dikkat çekici. ASKERİ GÖREV ÇAĞIRDILAR Toplantıda Genelkurmay Başkanı'nın açıklama yapması gerektiği ve hükümetin icraatlarına karşı, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Cumhuriyetin temel niteliklerini korumakta kararlı olduğunu söylemesi gerektiği ortaya kondu. Ayrıca Jandarma'nın kuran kursu, rektör seçimi, idari yargı hizmetleri ve ilk öğretim konularında devreye girerek katı kurallar uygulaması istendi. AK PARTİ'Yİ BİTİRME PLANLARI Toplantıda Ak Parti içinde yaşanması muhtemel olayların yakından takip edilmesi gerektiği ve 2004'teki yerel seçimlere kadar partiyle mücadelenin sonuçlanacağı fikri dile getirildi. Ayrıca merkez sağda yeni bir lider bulmak için askerin devreye girmesi gerektiği, bunun için baskı ve korku gerektiği vurgusu yapıldı. VALİLER BİLE FİŞLENDİ Toplantılarda fişlemelerden örnekler de verildi. Fişlemelerde dönemin Edirne Valisinin Cuma namazına gittiği ve Malatya Valisinin çocukların Kuran kursuna gitmesine göz yumduğu bilgisi yer aldı. Ayrıca ilginç bir not dikkatleri çekti. Fişleme raporlarında İmam Hatip Liselerinde başörtülü öğrencilerin sayısının arttığı iddia edildi. İMAM HATİPTE BAŞÖRTÜLÜ SAYISI ARTMIŞ! Cumhuriyet Çalışma Grubu ile rektörle arasında yapılan toplantıda ayrıca, ilköğretim okullarından, üniversite yurtlarına, Mit'ten, üniversiteye kayıt işlemlerine varana kadar birçok konu da ele alındı.

Dehşete düşüren yapılanma...

Gizli toplantıda alınan eylem kararları

Jandarma'ya rektör ricası; Personelimi fişler misin? Jandarma İstihbarat Dairesi bünyesindeki Cumhuriyet Çalışma Gurubu Kasım 2006’da 15 üniversite rektörünün seçim sürecinde devreye girerek adaylara artı eksi puanlar verdi…. JANDARMA SEZER İÇİN HAZIRLADI 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in 29 Kasım 2006’daki rektör atamalarından 10 gün önce hazırlanan Jandarma belgesinde 86 rektör adayından ‘olumsuz’ değerlendirilen yedisinin adının karşısına ‘eksi’ işareti var. TÜRBAN KARŞITLIĞI ARTI PUAN Taraf’ın haberine göre Jandarma’nın ‘artı’ verdiği adaylardan Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi’nin bugünkü rektörü Zehra Seyrikli’nin ‘Laik Türkiye’de türban konusu gündeme bile getirilmemeli’ şeklindeki açıklaması raporda ‘olumlu’ görüş gerekçesi sayıldı… ‘EKSİ’ PUAN ALANLARDAN BİRİ ATANDI Bir Genelkurmay yetkilisinin ‘Sezer’e sunuldu’ dediği raporda kendi üniversitelerinde en fazla oyu almış üç rektör adayına ‘eksi’ puan verildi. Sezer, jandarma’nın ‘olumsuz’ değerlendirdiği yedi adaydan sadece Nafi Baytorun’u rektörlüğe atadı… Postmodern darbe 28 Şubat sürecinde kurulan Batı Çalışma Grubu'nun yerine geçen Cumhuriyet Çalışma Grubu (CÇG) ile ilgili ilginç ayrıntılar ortaya çıkıyor. CÇG'nin üniversite rektörleri ile gizli toplantı yaptığı ifade edilen Taraf Gazetesi'nin haberine göre Jandarma İstihbarat Dairesi'ne bağlı bu illegal kurumun faaliyetleri, merkez sağa lider aramaktan öğretim üyelerini fişlemeye kadar uzanıyor. Yine haberde karargahtaki gizli görüşmelerde nelerin konuşulduğu belgelere dayanarak aktarılıyor. 2003'teki bir toplantıda ise 15 rektörün, dönemin Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur'dan öğretim görevlilerinden bazılarının fişlenmesini istediği kaydediliyor. Gazetenin elindeki belgelere göre, dönemin Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur'un rektörlerle 19 Eylül 2003'te yaptığı 'gizli' toplantıda 'askerin merkez sağda lider olabilecek kişilerle temasa geçmesi gerektiği, iktidar alternatifi ortaya çıkaracak bir parçalanma için baskı ve korku gerektiği'ne de yönelik kayıtlara alındı. Toplantıda rektörlerin Eruygur'dan ilginç bir 'fişleme' isteği oldu. Rektörler, üniversitedeki öğretim görevlilerinden bazılarının fişlenmesini, ordunun 'sivil' toplumu harekete geçirmesini ve idari yargıya ve ilköğretim okullarına müdahalesini istedi. İç sayfaya 'Rektörler de derin çalışıyor' başlığıyla taşınan haberde, Eruygur ve 15 rektörün yaptıkları toplantıdan notlar aktarılıyor. Gazete, önceki gün varlığını açıkladığı Jandarma İstihbarat Dairesi'ne bağlı CÇG'nin toplumun geniş kesimiyle siyaseti ve sivil toplumu yönlendirmek amacıyla iletişim içinde olduğunu aktarıyor. Haber, bir Genelkurmay yetkilisi tarafından gazeteye ulaştırılan resmi CD ve bilgilere dayandırılıyor. Rektörlerin, Eruygur'u ziyareti 'gizli' kapak yazısıyla sunuluyor. 'İstihbarat Başkanlığı Aşırı Sağ Faaliyetler Şube Müdürlüğü'nce rapor haline getirilen görüşmenin başlığı ise '19 Eylül 2003 tarihinde rektörlerle yapılan toplantıda görüşülen konular' olarak belirlenmiş. Toplam beş sayfadan oluşan ve 24 maddeden oluşan görüşmeyle ilgili raporda, rektörler ve Eruygur arasında irtica tehlikesinden, '2004 yerel seçimlerine kadar AKP'nin sıkıştırılması' gibi pek çok konu konuşularak çeşitli kararlar alınıyor. Buna göre, devlet yapılanmasında, 28 Şubat süreciyle başlatılan 'irtica' ile mücadeledeki icraat döneminin yerini tekrar izleme ve gözlem dönemine bıraktığı aktarılıyor. Adalet (İdari Yargı dahil) ve emniyet teşkilatında irticaî yapılanmanın yoğunluk kazandığı, devletin alt kademelerinin 28 Şubat'ın anlam ve önemini tam olarak kavrayamadığı üzerinde duruluyor. İrticaî odakların, kısa vadede etkilerinin minimize edilebilmesi için asker, üniversite ve sivil toplum kuruluşlarının güç birliği yapmasının şart olduğu, mevcut yönetim üzerinde baskının artırılmasının gerektiği belirtiliyor. İrticanın tam anlamıyla önlenebilmesi için, eğitim sistemine, özellikle ilköğretim okullarına hakim olmak gerektiği belirtilen kararda, minik irticacıların kafalarının bu seviyedeyken değiştirilmesinin gerektiği, ilköğretim müdürlerinin seçiminin rektör seçiminden daha önemli olduğu üzerinde duruluyor. Raporda, polis meslek yüksek okulları ve akademisindeki eğitim öğretimin büyük önem taşıdığı, bu okulların yöneticilerinin psikolojik eğitimden geçirilmeleri gerektiği aktarılıyor. Ayrıca, Cumhuriyet Çalışma Grubu'nun raporunda Milli Güvenlik Kurulu'nun yapısındaki değişiklikten duyulan rahatsızlık dile getiriliyor. Kur'an kurslarına dikkat! Daha kötüye gidişin önüne geçebilmesi için; Kur'an kursu, rektör seçimi, idari yargı hizmetleri, ilköğretim okulları gibi konularda Jandarma'nın yasalardan kaynaklı görev, yetki ve sorumluluklarını tam olarak yerine getirmesi gerektiği rapora geçiriliyor. Merkez sağda lider olabilecek kişilerle temasa geçilmesi ve bunun asker tarafından yapılmasının gerektiği, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararından sonra yeni bir iktidar alternatifinin ortaya çıkabileceği, parçalanma için baskı ve korku gerektiği anlatılıyor. Raporda ayrıca, üniversite öğretim üyeleri içinde irticaî düşünce yapısına sahip olanlar hakkında MİT, Emniyet ve Jandarma'dan hiçbir rapor ve bilgi gelmediği, bu nedenle bunlar hakkında uzaklaştırma işleminin yapılamadığı anlatılıyor. Rektörlere destek şart! Alınan kararlardan biri de 'mücadelede rektörlere destek verilmesi' oluyor. 53 devlet üniversitesinin kadro ve bütçe açısından kıskaç altında tutulduğu, bunun maksadının öğretim kadrosu ve öğrenciyi kışkırtıp kaos ve çatışma ortamı yaratmak olduğu kayda geçiriliyor. Rektörlerden 15-20'sinin 'Kubilay' olmaya hazır olduğu, içlerinde mevzî değiştireceklerin de bulunduğu bilgisine yer veriliyor. Toplumda müttefik bulmak ve müttefiklerin birbirini desteklemesi zorunluluğunun olduğu, CHP'nin de bu kapsama alınması gerektiği, müttefik olabilmenin asgari müştereklerinin laik demokratik sosyal hukuk devleti ve Atatürk ilke ve devrimleri olduğu, 25 Ekim 2003'te öğretim üyelerinin cübbeleriyle Anıtkabir'e yürüyecekleri ifade ediliyor.
<< Önceki Haber Asker - Rektör kumpası ! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER