2007'de
Meclis gündemine alınan ancak
Cumhurbaşkanlığı krizi nedeniyle görüşülemeyen Milli Arşiv Kanun Tasarısı yeniden Meclis'e taşınıyor. Tasarı kabul edilirse dünyanın en büyük
arşivlerinden sayılan
Osmanlı arşivi çürümekten kurtulacak.
Hükümet, 2007 yılında özellikle
Ermeni soykırımı iddialarına karşı
Türkiye Cumhuriyeti'nin kendisini daha iyi savunabilmesi ve dünyadaki hukukunu koruyabilmesi için birinci elden tarihi kaynakların yer aldığı arşivlerini
yasal güvence altına almak için Milli Arşiv Kanun Tasarısı'nı Meclis gündemine aldı. Bu yeni düzenlemeyle arşiv adını taşıyan
kanun ile belgelerin tespiti, tefriki, toplanması, korunması, restorasyonu, muhafazası, tasnifi, çoğaltılması ve hizmete sunulması düzene sokulacaktı.
Elektronik ortamda üretilen bilgeler de arşiv tanımına alınacak, Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü kurumsal kimlik vasfını kazanacaktı. Ayrıca arşivlerle ilgili görevlerini yerine getirmeyerek belgelerin yok olmasına sebep olanlar, arşiv belgelerini çalanlar, satanlar, bilerek satın alanlar, kasıtlı olarak tahrip edenler ve yurtdışına çıkaranlar hakkında ağır cezai
yaptırımlar getirilecekti. Mahzenlerde çürüyen tarihi arşiv belgelerinin yeniden düzenlenmesi için hazırlanan Milli Arşiv Kanunu Yasa Tasarısı Teklifi 2007 yılında Meclis gündemine alındı ancak Cumhurbaşkanlığı krizi nedeniyle görüşülemedi.
TASARI TEKRAR GÜNDEME ALINMALI
Aradan geçen 3 yıl sonrasında Türk Arşivciler Derneği önderliğinde Türk Büro-Sen, Büro Memur- Sen ve
Bağımsız Büro-Sen temsilcileri, Milli Arşiv Kanun Tasarısı'nın tekrar gündeme alınmasını istiyor. Türk Arşivciler Derneği Başkanı
Hacı Haldun
Şahin, Türkiye'nin 150 milyon civarındaki Osmanlı arşiv malzemesiyle dünyanın en büyük arşivine sahip olduğunu belirtti. Ancak milletin hafızası olan arşivlere sahip çıkacak kadroların yetersiz olduğuna dikkat çeken Şahin, arşivcilerin 24 yıldır
sözleşmeli personel statüsünde çalıştığını, 540 arşivciden 300'den fazlasının sözleşmeli olduğunu diğerlerinin ise
vaat edilen kadrolara sahip olmadığını kaydetti.
1980'E KADAR UNUTULDULAR
Şahin, mahzenlerde çürüyen tarihi arşiv belgelerinin yeniden düzenlenmesi ve uzman kadroların yetişmesi için ‘Milli Arşiv Kanunu'nun bir an önce çıkarılması gerektiğini ifade ederek şöyle devam etti: “Osmanlı döneminde arşivcilerin özel statülere sahipti ve arşivciler iyi eğitim almış kişiler arasından seçiliyordu. Cumhuriyet'in kuruluşundan 1980'e kadar devlet arşivlerinin adeta unutuldu. 1986 yılında dönemin iktidarı tarafından önemli hamleler yapıldı ancak bu gelişmelerin mesleğe çözüm değil, sadece birtakım kolaylıklar sağladı.
Milli arşivlerdeki sorunları geniş kapsamda tespit ettik ve
rapor haline getirdik. 2007 yılında arşivcilerin girişimiyle hazırlanan Milli Arşiv Kanunu'nun
erken seçim ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri nedeniyle TBMM'nin gündemine gelmedi. Milli arşivlerin artık acil olarak köklü değişikliğe ihtiyacı var. Özel ve kamu kurumlarında uzman olmayan kişilerce yapılan çalışmalar yüzünden birçok tarihî belgenin kaybolduğunu ve yanlış arşivleme sonucu zayi oluyor.”
Nesrullah SONAY/BUGÜN