Anayasa Mahkemesi bugün toplanarak
AK Parti ile ilgili
kapatma davası için karar duruşması tarihini belirleyecek.
Ağustos ayının ikinci veya üçüncü haftasına denk gelen bir tarih olması bekleniyor.
Gittikçe artan iyimser bir karar bekleyişine rağmen, gerçekçi bakış açısını savunanlar, kapatma yönünde bir karar çıkacağını iddia ediyor.
Karar sadece bir kişiyi, bir partiyi değil,
Türkiye'de hukuk devleti anlayışına dayalı demokratik sistemin geleceğini de yakından ilgilendiriyor.
Karar ne olursa olsun, Türkiye bu krizin de üstesinden gelecek güce sahiptir.
İlk günden beri buna inanıyorum.
Olası bir kapatma kararının yaralarını da sarar bu
ülke.
Öyle bir olgunluğu var.
Sıkıntı, kökten-laikçi kesimin tavrında.
Kendisinden farklı düşünen, giyinen herkesi satılmış, vatan haini, düşmanla işbirlikçi gören bir anlayış bu.
Kendilerince vatan hainleri olanlara
yaşam hakkı tanımayan, onlarla aynı havayı solumak istemeyenlerden oluşuyor bu
kamp.
Deniz kenarında, kendi halinde oturmuş
yaşlı bir hacı teyzeyi
taciz edebilecek kadar gözü dönebiliyor.
Çünkü böyle bir ruh haliyle yönlendiriliyorlar.
Dünyadaki tüm ülkelerin tek hedefi olduğuna inanıyorlar, Türkiye'de ılımlı bir
İslam devleti kurmak, Türkiye'yi bölmek, Kıbrıs'ı "sattırmak."
Çünkü onu duyuyor, onu okuyorlar.
Çocukluklarından beri görünmeyen bir düşman paranoyasıyla yetiştirilmişler.
"Yurtta sulh, cihanda sulh" diye bir sözü dillerinden düşürmüyorlar ama dört bir yanımızın düşmanlarla dolu olduğuna inanıyorlar.
Kendinden farklı olduğunu gördüğüne de düşman muamelesi yapıyorlar.
Kıbrıs'ta diplomasi yoluyla
çözüm arayışı başlayınca kıyameti koparıyor, "Kıbrıs'ı satıyorlar" diye.
Avrupa Birliği yolunda reform yapılınca "Askerin elini zayıflatmak için reform yapıyorlar, bunlar takiyeci" diyorlar reformlar yavaşlayınca da "Bak bunların zaten niyeti yok" deyip işin içinden çıkıyorlar.
Patronlarının inşaat işleri,
ihale takipleri, bankalarla vıcık vıcık ilişkilerini görmüyorlar.
Ergenekon'a komedi filmi muamelesi yapıyorlar.
Böyle yaptıkça da kampları keskinleştiriyorlar.
Kürt meselesinde olmadığı kadar yüksek bir gerilim var.
Bu bilinçli biçimde yaratılmış bir ortam.
Bu size ve çıkarlarınıza bir süre uygun düşebilir ama çocuklarınız böyle bir atmosferdeki ülkede nasıl yaşayacak düşünüyor musunuz?
Asıl tehlikenin farkına varıyor musunuz?
ERGUN BABAHAN/SABAH