Almanya Baş
bakanı Angela Merkel'in
Türkiye'ye yaptığı resmi ziyaretin Çanka Köşkü durağında, konuk başbakana Ekonomiden Sorumlu
Devlet Bakanı Ali
Babacan da eşlik ediyordu. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, 'olaylı gece'de sadece
Ali Babacan'ı değil, Alman
Başbakanı Merkel'i de azarladığı ortaya çıktı. Sezer'in, Merkel ve Babacan'la ilgili iki
dosya hazırlattığı ve görüşme sırasında hem Babacan'a hem de Merkel'e bu dosyaları göstererek tepkisini dile getirdiği öğrenildi. Babacan'ın dosyasında Sezer'e dönük Babacan'ın sözleri, Merkel'in dosyasında ise Merkel'in 'Türkiye AB'ye üye olamaz. İmtiyazlı ortak olsun' sözleri bulunuyordu.
'Dosyalı fırça'nın ayrıntılı öyküsü
Cumhurbaşkanı Sezer, henüz medya mensupları görüntülerini alırken Bakan Babacan'a tepkisini dile getirmeye başladı. Sezer, önündeki iki dosyadan, ilkini açmış, medya salon dışına çıkmadan, sert ifadelerle Babacan'la
soğuk şekilde konuşmaya başlamıştı.
Dosyada, 'Ali Babacan'ın
Merkez Bankası başkanlığı ataması sırasında söyledikleri, Cumhurbaşkanına dönük eleştirileri ve '
aday beğendiremedik' haberleri' yer alıyordu.
Babacan, 26 Temmuzda basınla kahvaltısında atama için Köşk'e birden çok aday gönderdiklerini söylemişti. Ertesi gün gazetelerde Babacan'ın ağzından 'aday beğendiremedik' yorumları çıkmıştı. Sezer'i kızdıran ifadelerin bu toplantıya ait olduğu anlaşıldı. Sezer, Babacan'ın 2.5 ay önce söylediklerini unutmayıp, ilk karşılaşmada konuyu gündeme getirdi.
İşte o diyalog:
ÇANKAYA Köşkü'ndeki görüşmede, ilk dosya ile Bakan Babacan'a sitem eden Cumhurbaşkanı Sezer, basın çıktıktan sonra, Alman Başbakan Merkel'e döndü. İkinci dosyayı açan Sezer, Merkel'in
Almanya'da muhalefet lideri iken söylediği 'Türkiye AB üyesi olamaz, imtiyazlı ortak olmalıdır' sözleri ve Türkiye'ye yönelik eleştirilerinin bulunduğu kupürleri gösterdi. Sezer, Merkel'e şunları söyledi: '
Avrupa Birliği, Türkiye'ye karşı çifte standart uyguluyor. Türkiye'nin kabul edemeyeceği şartları öne sürüyorsunuz. Siz muhalefetteyken bizim için imtiyazlı
ortaklık öneriyordunuz. Şimdi AB'yi övüyorsunuz. Tavırlarınız hoş değil.
Kıbrıs ön şart değildi, şimdi karşımıza Kıbrıs şartı çıkartılıyor. AB'nin ne istediğini, ne yapmaya çalıştığını anlayamıyoruz. Almanya, AB'nin en güçlü ülkesi. O halde Türkiye'ye karşı dürüst politikalar uygulanmasına çalışın.'
MERKEL'İN CEVABI
Merkel'e bu sözler tercüme edilince salonda buz gibi bir hava esti. Merkel, şöyle
yanıt verdi: 'Sayın Cumhurbaşkanı, ben Doğu Alman kökenliyim. Yıllarca Doğu Almanya'da komünist rejim altında yaşadık. O zaman demokratik
kavgalar olmazdı. Biz bunları bilmezdik. Ama şimdi demokratik Almanya'nın başbakanıyım. Demokrasi içinde kavga etmeyi öğrendim ama sizinle bu
akşam kavga etmeyeceğim. Ama şunu açıklayabilirim. Partimiz muhalefetteyken Türkiye'nin imtiyazlı ortaklığını savunuyordu. Şimdi biz iktidardayız. Devlet olarak Türkiye'ye verdiğimiz sözler var. Bunlar şimdi iktidarda olan partimizi de bağlar. Almanya'nın devlet olarak verdiği sözlerin arkasındayız.'
Merkel, Köşk'ten ayrılırken yanındakilere dönerek 'Hayatımda böyle bir olay yaşamadım. Hem Türk hükümetinin bir bakanını azarlıyor hem de konuk ettiği bir Alman Başbakanı'na tepki gösteriyor. İnanamıyorum' dedi.
Akşam