Kaplamalarında
kanserojen madde asbest bulunduğu belirtilen geminin sökümünün
İzmir Aliağa'daki tesislerde yapılması planlanıyordu.
Ancak gemide bildirilen bir tondan çok daha fazla asbest olduğu iddiaları üzerine,
Türkiye Hollanda'dan teyit istedi. Hollanda'dan beklenen teyit belgesi henüz gönderilmediği için geminin Türk karasularına girmesine izin verilmiyor.
'Otopan' adlı gemi
Yunanistan'ın Sisam Adası açıklarında demirledi. Türk karasularına yakın olması nedeniyle de bir sahil güvenlik botunun gemiyi uzaktan takibe aldığı bildirildi.
"1 ton değil, 10 ton asbest" iddiası
Geminin Türkiye'ye gelmek üzere yola çıkması üzerine, aralarında
Greenpeace üyelerinin de bulunduğu Tehlikeli Gemi Sökümünü Önleme Girişimi üyeleri, geminin Türk karasularına girmeden Hollanda'ya geri gönderilmesi gerektiğini bildirmişti.
Girişim üyelerini temsilen konuşan
avukat Arif Ali Cangı,
Çevre ve
Orman Bakanlığı tarafından 7 temmuz 2006 tarihli kararla geminin Türkiye'ye gelmesine izin verildiğini, ancak izin sürecinde verilen bilgilerin doğru olmadığını söylemiş ve ''yapılan bildirimde, gemide yalnızca 1 ton asbest bulunduğu bildirilmiştir… Otopan gemisindeki gerçek asbest miktarı net 10 ton, brüt 60 tondur” demişti.
Bakanlık yetkilileri dünyada birçok ülkede gemi söküm işleminin yapılmakta olduğunu, ancak bunun bazı kuralları olduğunu belirtiyor.
Gemilerin öz ağırlığında asbest ya da amyant olması Türkiye'ye girişine ya da söküm yapılmasına engel değil. Eğer atık madde geminin öz ağırlığında değil, üzerinde ise gemiye izin verilmiyor.
Tek gemi söküm tesisi Aliağa'da
Türkiye'deki tek gemi söküm tesisi İzmir Aliağa'da. 1976 yılında kurulan tesiste 20
işletme faaliyet gösteriyor.
Yılda ortalama 150-200 bin ton gemi sökümü yapılıyor, 50 milyon dolarlık gelir elde ediliyor.
Aliağa Gemi Söküm Tesisleri'nin yıllık toplam kapasitesi 900 bin ton. Tesis bu kapasitesi ile dünyada üçüncü sırada.
Aliağa'ya başta Hollanda olmak üzere
Fransa,
Almanya Danimarka, Yunanistan,
Arnavutluk,
Ukrayna ve Rusya'dan
hurda gemiler geliyor. Tesiste yaklaşık bin 500
işçi çalışıyor.
Çevre örgütü Greenpeace'e göre, her yıl hurda gemilerle Türkiye'ye 168 ton zehirli
boya, 980 kilo kurşun ve kadmiyum gibi ağır metallere bulaşık akü, 16 milyon litre yağ ve petrol artığı, 70 ton PVC kaplı
kablo, 700 kilogram
civa ve PCB içeren
lamba tüpü giriyor.
MV/Ulla 2004'te batmıştı
2 bin 200 ton toksik atık taşıyan
İspanya bandıralı 'MV/Ulla' gemisi, 6 eylül 2004'te
Hatay İskenderun Körfezi'nde batmıştı. O günden bu yana geminin
denizden çıkarılma işlemleri sürüyor.
Ulla gemisi, 'toz kömür' olarak belirtilen yükü Cezayir'e boşaltamayınca 2000 yılının mart ayında giriş yaptığı
İskenderun Limanı'nda bekletilmeye başlanmıştı. Yapılan incelemelerde, yükün '
termik santral baca kurumlarının oluşturduğu tehlikeli toksik atık' olduğu tespit edilince gemi mühürlenmişti.
Çevre ve
Orman Bakanlığı yetkililerinin yanı sıra Denizcilik Müsteşarlığı, Liman Başkanlığı ile İskenderun ve
Mersin Deniz
Ticaret Odaları'ndan görevlilerin de bulunduğu ekipler, incelemeler yaparak, bir bölümü çürümeye yüz tutan geminin Türk karasularından çıkarılması ve İspanya'ya gönderilmesi yönünde
rapor hazırlamıştı.
İskenderun Limanı yetkilileri de araştırmalar sonucu geminin batma riski bulunduğu, bunun sonucunda deniz canlıları ve insanlar için olumsuz sonuçlar doğabileceğini bildirmişlerdi.