Arınç,
Manisa Muhtarlar Derneği tarafından Manisa'daki bir restoranda verilen
iftar yemeğine katıldı.
Yemek sonrası konuşan Arınç, 29
Mart seçimlerinde
ülke çapında 500 bine yakın insanın seçildiğini, bu insanların büyük sorumluluk aldığını belirterek, ülke çapında
muhtarların çok kaliteli olduğunu, toplumun sorunlarını bilen,
halkına önderlik yapabilen insanlar olduklarını ifade etti.
Köydes ve Beldes projeleriyle köylerin içme suyu, yol gibi temel ihtiyaçlarının önemli oranda karşılandığını, köylerin yüzde 80'inin içme suyuna kavuştuğunu dile getiren Arınç, Manisa'da da yolsuz ve içme suyu bulunmayan köy kalmadığını söyledi.
Manisa'da son olarak Yuntdağı Kalkınma
Projesi'ni hazırladıklarını, 66 köyü kapsayan bölgede 40 milyon liralık proje hazırladıklarını, 4 sene sonunda bu bölgede gelişmeler kaydedilmeye başlandığını dile getiren Arınç, bölgede 2
gölet yaptıklarını, yenilerini de yapmaya devam edeceklerini ifade etti.
Muhtarların hükümetle olduğu gibi yerel yönetimlerle de ilişkilerinin iyi olması gerektiğini kaydeden Bakan Arınç, yeni Manisa Belediye Başkanı
Cengiz Ergün'ün bu konuya önem vereceğine inandığını ifade etti.
Başkalarının hakkını almayan, makul, haklı ve doğru olan yatırımları yapmaya devam edeceklerini söyleyen Arınç, 2001
krizinin 40 milyar liraya mal olduğunu, bunun onda biri kadar olan parayla Köydes Projesini yaptıklarını, içme suyu sorunun büyük oranda çözdüklerini söyledi.
Arınç, şöyle konuştu:
''Son 1 - 1,5 yıldır dünyada global
ekonomik kriz var. ABD'de başlayan,
Avrupa ülkeleriyle devam eden,
Rusya ve Hindistan'a sıçrayan kriz, bankaları,
finans kuruluşlarını batırdı. Dışarıda
sağanak yağmur yağarken, 'Ben bundan ıslanmayayım' diyemezsiniz.
Türkiye de bu sağanaktan nasibine düşeni aldı. Eskiden ekonomik krizler içerden çıkardı, hükümet beceriksiz olurdu, içeride
kavga olurdu, birbirlerine kitap fırlatırlardı, bir kriz çıkıverirdi. Şimdi krizler içerden değil, ABD'den, Avrupa'dan, Uzakdoğu'dan geliyor, biz de bundan etkileniyoruz.
Çok
şükür 'Bugün dünden daha iyi, ümidimiz daha fazla, işler düzeliyor' demeye başladınız. Ben size tarih veriyorum,
Allah kısmet ederse Ocak ayına kadar bu ekonomik krizin tüm etkileri silinecek, yeni yıla biz tertemiz pırıl pırıl yepyeni imkanlarla gireceğiz.''
-''SÖYLETMEN VURUN TAKTİĞİ''-
Arınç, bir süre önce Libya'yı ziyaret ettiğini, orada
Osmanlı eserlerini gezme fırsatı bulduğunu, Türkiye'den o coğrafyaya bakıldığında kültürü ve tarihiyle Türkiye'nin çok büyük olduğunun anlaşıldığını belirterek, iç ve dış sorunlarını çözerek bir devi yeniden uyandırmaya çalıştıklarını söyledi.
Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''İnşallah yeniden bir dev ayağa kalkıyor gibi Türkiye, tüm sorunlarını içerde ve dışarda çözecek, önü açılacak, ardından uçacak bir noktaya geliyor. Kavgasız, dövüşsüz birbirimizi itham etmeden, kötülemeden, 'Yok sen vatan hainisin, sen bilmem nesin' Bunlara karnı tok milletin artık. Bu kadar ağır suçlamalarla konuştukları için artık kimse de onlara değer vermiyor. Bir iş ya doğrudur ya yanlıştır. Bir insan ya haklıdır, ya haksızdır, ya iyidir ya kötüdür. 'İyidir' derseniz sebeplerini söylersiniz, 'Kötüdür' derseniz sebeplerini söylersiniz. Ama birbirimize ağıza alınmayacak
hakaretlerle Türkiye'nin önünü kesmek için insanları birbirine düşman etmek ve bunu siyasi amaçları için kullanmak amacıyla hareket ederseniz, bu ülkeye büyük kötülük yaparsınız. İnşallah ülkemizdeki bir istikrarsızlığa yol açacak gelişmeler olmasın ki bugüne kadar
ihmal edilmiş tüm işlerimizi bir an önce başlayalım.
Bir siyasi
iktidar halkın desteğiyle ayakta durur, halk desteğini çekerse gider, başkaları gelir. Demokrasi dediğimiz şey de budur. Entrikasız, kansız, darbesiz, hilesiz, hurdasız, Demirel'in tabiriyle 'İşler el değiştirdiği zaman işte
demokrasi vardır'. Yoksa eline
silah alıp onun bunun başına sıkmak demokrasi değil. Ona buna hakaret etmek, küçültmek, itham etmek demokrasi değil. 'Ben daha iyisini yapacağım, o şöyle yapmak istiyor, ben böyle yapmak istiyorum. Benim yöntemim daha doğru, ülkeye daha faydalı' diyebiliyorsanız, elinizi öperiz. Ama 'Söyletmen vurun' taktiğiyle, 'Ağzını kapatın sakın konuşturmayın, bunlar vatan hainidir' derseniz cascavlak ortada kalırsınız, size inanacak üç tane adam kalmaz.
İyi yapanla laf söyleyen arasındaki fark buradadır. Önemli olan bir işi yapabilmek, başarabilmektir. Başarırsanız halk size
destek olur, başaramazsanız halk sizden desteğini alır. Bunun Türk siyasetinde örnekleri çok görülmüştür. Yüzde 22,5 alan parti ondan sonraki seçimde yüzde 1,5'a düşmüş, yüzde 18,5 alan 8,5'u görmüş, yüzde 15,5 alan yüzde 5,5'i zor bulmuştur. Yüzde 47'yi alan da yüzde 7'yi bulamayabilir. Yeter ki halk serbest iradesiyle, millet iradesiyle kararını versin, demokrasi buysa, biz buna varız. ''
İşlerinin
hizmet olduğunu, milletin hakimi değil hizmetkarı olduklarını belirten Arınç, ''Böyle geldik, böyle gideceğiz. Bugün varız, yarın yokuz. Bir iş yaptıktan sonra hakkında 'Allah razı olsun şu yolu şunlar yapmışlardı, bu işi bunlar getirmişti, ne kadar da dürüst adamlardı' derlerse bu en büyük servetidir o insanın. Ama 'Bu insan geldi, sadece laf söyledi, onu bunu yaptı, bunu yedi, onu içti, şunun arkasından gitti, onun önünü kesti.' Bunlar iyi işler değil.
Eser ortada görünmelidir'' diye konuştu.
İftar yemeğine Manisa Valisi
Celalettin Güvenç,
AK Parti Manisa milletvekilleri Mehmet Çerçi ve İsmail Bilen, İl Genel Meclisi Başkanı Dursun Ali Yıldız, Emniyet Müdürü Adem Aydemir, kamu kurumları il müdürleri ve Muhtarlar Derneği üyesi 85 muhtar katıldı.
AA