Arınç,
referandumla ilgili
yasanın dün Meclis'ten geçtiğini anımsatarak, ''
CHP bunu
Anayasa Mahkemesi'ne getirecekmiş ve bir yıl içinde referandum yapılamazmış'' sözleri üzerine, mevcut
kanunda Anayasa değişikliklerinin referanduma götürülme süreci olan 120 günün 60 güne indirildiğini hatırlattı.
Yüksek Seçim Kurulu'nun ''Biz 60 gün içinde de referandum yaparız'' demesi üzerine
Anayasa Komisyonu ve
TBMM Genel Kurulu'nun bunu rahatlıkla kabul ettiğini ifade eden Arınç, ''Bunda kızacak, bunda gücenecek, bunun altından başka anlamlar çıkaracak bir şey yok. Yani bir
halk oylamasına gidilecekse artık teknolojinin geliştiği bir çağdayız 120 gün beklemeye gerek yok. Hatta bizim talebimiz 45 gündü, YSK'nin talebiyle 60 güne indi. Buna herkesin sevinmesi gerekir'' dedi.
Bu kanunun çıkmasının çok olağan, çok doğru ve çok makul bir şekilde gerçekleştiğini belirten Arınç, Anayasa'nın hangi şartlar altında referanduma gidilebileceğini öngördüğünü, bununla ilgili yasada ne yapılması gerektiği konusunu da hükme bağladığını söyledi.
Halk oylamasına gitmenin demokratik bir yöntem olduğuna işaret eden Arınç, 2007 yılı
Ekim ayında Anayasa'da yapılan değişikliklerin referanduma götürüldüğünü anımsattı ve yüzde 70 ''iştirak'' ve yüzde 67,5 ''
evet'' oyuyla kabul edildiğini kaydetti.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin o zaman da referanduma katılmamak, katılınılırsa ''hayır'' oyu kullanmak noktasında
propaganda yaptığını, diğer muhalefet partisinin de böyle bir propaganda yaptığını ifade eden Arınç, şöyle devam etti:
''Ama gördüğünüz gibi halkımız yüzde 70 ile katıldı, yüzde 67,5 ile Meclisin milletvekili
seçimi 4 yıla indirilmesi, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi konusunu kabul etmiş oldu.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin seçimle, referandumla arası çok iyi değil. 60 yıldan bu yana seçimlerden başarıyla çıkmadı. Cumhuriyet Halk Partisi'nin en büyük başarısı 1977'de rahmetli Ecevit'in yönetiminde girdiği, yüzde 40'dan daha fazla oy kazandığı bir seçimdir. Sayın Baykallı seçimlerin en büyük
oy oranı yüzde 20 olmuştur. Onlar için yüzde 20 ve ana muhalefet partisi olabilmek büyük bir başarı olarak kabul ediliyor. Seçimlerden ürken, çekinen bir partinin halk oylamalarından çekinmesi ve ürkmesi de mümkündür. İşte 2007 referandumu böyle bir sonucu karşımıza getirmiştir.''
''DÜN İDDİA ETTİKLERİ KONU AYNEN 367 KONUSU GİBİDİR''
Arınç, oysa demokrasilerde hatta
Avrupa demokrasilerinde yerel yönetimlerde bile yasa oylamalarında sık sık referandum yoluna gidildiğini belirterek, şunları söyledi:
''
Egemenlik milletinse bazı konularda karar vermeyi halka bırakmak fevkalade doğrudur. Cumhurbaşkanını halkın seçmesi konusu referandumla kabul edilmesine rağmen Cumhuriyet Halk Partisi bugün dahi, 'Aman halka gitmeyelim, yine TBMM'de Cumhurbaşkanını seçelim' demektedir. Böyle bir fobi içerisinde olduğundan şimdi yeni çıkan yasayı da büyük bir endişeyle iptal ettirmeye çalışıyor.
Anayasa Mahkemesi'ne gideceklermiş. Doğrudur, bugüne kadar 50 kanun çıktıysa 49'u için gitmişlerdir. Ama gittikleri zaman neyi ileri sürecekler, hangi gerekçeleri ileriye koyacaklar bunu doğrusu anlamakta zorlanıyoruz.
Dün iddia ettikleri konu aynen 367 konusu gibidir. Kimsenin hukuki bulmadığı ama işe yarayabileceği düşünülen bir argüman maalesef kullanılmıştır ve verdiği karardan dolayı eminim Anayasa Mahkemesi fevkalade yıpranmıştır. Çünkü 367'nin hiçbir hukuki tarafı yoktur. O siyasi bir manivelaydı. TBMM'de Cumhurbaşkanı seçtirmemek için birilerinin bulduğu argümanı Anayasa Mahkemesi de maalesef kabul etmişti.''
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınç, bir yıl içerisinde seçimle bir yıl içerisinde referandumu birbirinden ayıramayan bir zihniyetin bulunduğunu söyledi.
Arınç, Türk Patent Enstitüsü'nün (TPE) 2009 ödülleri dağıtım töreninin ardından gazetecilerin, referandumla ilgili yasanın dün Meclis'ten geçtiğini anımsatarak, ''CHP bunu Anayasa Mahkemesi'ne getirecekmiş ve bir yıl içinde referandum yapılamazmış'' sözleri üzerine, bir yıl içerisinde seçimle bir yıl içerisinde referandumu birbirinden ayıramayan bir zihniyet bulunduğunu belirtti.
Referandum seçim olmadığını,
halk oylaması olduğunu ifade eden Arınç, Anayasa değişikliklerinin ancak referanduma götürülebildiğini söyledi.
Arınç, şöyle devam etti:
''Oysa
milletvekili seçimi olsun, mahalli seçim olsun adayların ortaya çıktığı, partilerin yarıştığı bir seçimdir. Bunun iler tutar tarafı yok. Ama böyle bir gerekçeye dayanarak bu kanunu iptal ettirme yoluna gideceklerse o kendi bilecekleri bir şeydir.
Benim onlara naçizane bir tavsiyem var, CHP yetkililerine. Halk oylamasına giderken
AK Parti dahil tüm partilerin yapacağı bir tek şey var. Bu referandumda ne oylanacak, bunlar nedir, niçin değişiyor? Bunların doğrularını, yanlışlarını halkın önüne götürebilmektir ve kararı aklı selimle, sağduyu ile halkın vermesini temin etmektir.
Biz şahsen böyle bir imkan doğduğunda yani 367'nin altında bir oyla Anayasa değişiklikleri geçtiği takdirde, halka diyeceğiz ki, 'getirmek istediğimiz ve savunduğumuz ilkeler şunlardır, bize göre bunlar doğru.' CHP'de demeli ki, 'şunlar doğrudur ama bunlar yanlıştır.' Kararı halk verecektir. Halkın oyuna
itiraz etmenin 'o vereceği kararı bilmez, hep yanlış yapar, onun aklı buna yetmez'' diye düşünmenin demokrasilerde yeri olmadığına inanıyorum.''
Arınç, konuya ilişkin olarak, 330 ile 367 arasında kaldığı takdirde, Anayasa değişiklikleri konusunda halka giderek, ''bunun şurası doğrudur, şunun için gereklidir ve karar sizindir'' diyeceklerini söyledi. Bülent Arınç, Cumhuriyet Halk Partisi ve
Milliyetçi Hareket Partisi'ne tavsiyede bulunarak, ''Halkımıza bunların doğru ve yanlış yanlarını göstersinler ve kararı onların vermesini beklesinler'' diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Arınç, başka bir soru üzerine de, herkesin tavsiyelerini büyük bir dikkatle takip ettiklerini ve bunun gereklerini yerine getirdiklerini sözlerine ekledi.