TBMM Başkanı
Bülent Arınç, Ana
yasa Mahkemesinin, ''Cumhurbaşkanı seçiminin birinci ve ikinci turunda toplantı yeter sayısının 367 olması gerektiği'' yönündeki kararının gerekçesini değerlendirirken, ''Ben bu gerekçeyi, kendi şahsi hukuki görüşüm çerçevesinde, bu konuda yaptığım araştırmalar,
Mecliste yaptığım konuşmalar, uygulamaya yönelik ortaya koyduğum çerçeve içerisinde ikna edici ve hukuki zemini olan bir düşünce olarak görmüyorum'' dedi.
Gerekçeli kararın açıklanmasını önemli gördüklerini belirten Arınç, ''
Anayasanın 153. maddesine göre
Anayasa Mahkemesi kararları gerekçesi ile birlikte yayınlanır. Gerekçesi daha sonradan yazılmaz. Ancak iş yükünden dolayı bu gerekçeler daha sonra yayınlanıyor. Hatta bazen gerekçesi yazılmamış kararlar da elimizde mevcut'' diye konuştu.
''BU ÇOK BÜYÜK BİR ÇELİŞKİ''
''Cumhurbaşkanı seçimi sürecinin kilitlenmesi, yapılan Anayasa değişikliklerinin kısmen referanduma, kısmen de Anayasa Mahkemesine gitmesi ile Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in görev süresinin 16 Mayıs'ta bitmesine rağmen yenisi seçilene kadar göreve devam ediyor olması bir fasit döngüyü, bir kısır döngüyü ortaya çıkardı'' diyen Bülent Arınç, ''Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararına bakmak, okumak mümkün oldu. Bundan dolayı kendimizi bahtiyar sayıyoruz'' dedi.
Bütün soruların cevaplarının bir kaç noktada özetlenebileceğini ifade eden
TBMM Başkanı Arınç, şöyle devam etti:
''Bu defa bu karar 9'a 2 verilmiş görülüyor. Halbuki ilk incelemede 4 üye, 'Bu meclis kararıdır. Bu Meclis kararları Anayasa Mahkemesine tabi değildir. Biz bu işleme bakamayız' diye oy kullanmış. Bunların içinde Sayın Başkan Tülay Tuğcu da bulunmaktadır. Ancak bu 7'ye 4 reddedilince işin esasına girilmiş. Bu sefer de o iki üye, ''Madem işin esasına girildi.Biz de 367 yanlısıyız' diye oy kullanmışlar. Bence bu çok büyük bir çelişki. Çünkü Anayasanın 148, 149 ve 150. maddeleri...'Anayasa Mahkemesi nelere bakar, nelere bakmaz' denilirse, Meclis kararları bu denetimin içinde görülmüyor. Yargısal denetime tabi değil. Ancak bir şekilde 'Yeni bir
içtüzük ihdas edilmiştir', 'Bir dolanma vardır' gibi gerekçelerle bazen Anayasa Mahkemesi bunları denetim içine alabiliyor.
Başkan Tülay Tuğcu ve diğer üyenin muhalefet şerhi çok doyurucu, 'Biz Meclisin siyasi kararlarına denetim yapamayız. Bu bizim işimiz değildir' diyorlar. Bunun bundan sonra da düşünülmesi lazım.''
YENİ BİR DÜZENLEME
Arınç, Anayasa Mahkemesi kararı olduğu için buna uymak zorunda olduklarını belirterek, ''Zaten uymuş bulunuyoruz. Ama Anayasa Mahkemesi
kanun koyucu değildir. Bir işlemi iptal eder, yasa koyucu yasama meclisi tekrar yeni bir kanun maddesi veya Anayasa maddesi yapabilir. Dolayısıyla biz bundan sonra Anayasa Mahkemesi kararına göre
cumhurbaşkanı seçmek durumunda değiliz. Yasama
organının bu konuda yeni bir
düzenleme yapması ile karşı karşıyayız'' diye konuştu.
Gerekçeyi ''tatminkar ve ikna edici'' bulmadığını söyleyen TBMM Başkanı Arınç, ''Anayasa Mahkemesi bir kanunun bir maddesini iptal edip, 'onun yerine şu maddeyi koydum' diyen bir organ değildir. Sadece iptal eder veya reddeder'' dedi.
Şimdiki Anayasa Mahkemesi kararına göre, şu anda Cumhurbaşkanı seçimine gidilse TBMM Genel Kurulunda 367'yi araması ve mevcutsa tura başlaması gerektiğini anlatan Arınç, şöyle devam etti:
''Ben gerekçeyi, kendi şahsi hukuki görüşüm çerçevesinde, bu konuda yaptığım araştırmalar, Mecliste yaptığım konuşmalar, uygulamaya yönelik ortaya koyduğum çerçeve içerisinde ikna edici ve hukuki zemini olan bir düşünce olarak görmüyorum.
Benim bu gerekçeden anladığım; Cumhurbaşkanı seçimleri diyor ki; 102. madde bunu yazdığına göre, içtüzüğün 121. maddesi
102. maddeye atıf yaptığına göre, 'ben cumhurbaşkanı seçimi turlarında üçte iki çoğunluk ararım' diyor. Ancak nitelikli karar yeter sayısı isteyen mesela 'afla ilgili,
Anayasa değişikliği ile ilgili Meclis Başkanlığı seçimi ile ilgili olanlarda aramam' diyor. '102. madde sadece Cumhurbaşkanı seçimine yönelik hem toplantı yeter sayısı hem karar yeter sayısıdır' diyor.''
MECLİS BAŞKANI SEÇİMİ
Meclis Başkanlığı seçiminde ise bundan sonra da bundan önce yapıldığı gibi asgari 184 toplantı yeter sayısı aranacağını anlatan TBMM Başkanı Arınç, ''İlk iki turda 367, son üçüncü turda 276, son dördüncü turda da üçüncü turda en çok oy almış iki
aday arasından hangisi en çok oy alırsa onunla bitmiş olacak'' diye konuştu.
''Anayasa Mahkemesi bir sihirli kelimeye takılmış o da 'uzlaşmadır' diyor. İkincisi ise '367'yi her halükarda ararım' diyor'' diyen Arınç, ''Ama bu kararın gerekçesinin böyle açıklanmış olması 366 üyeyi bir tarafa koyuyor, 184 üyeyi bir tarafa koyuyor. Demokrasiler çoğunluğun herşeyiyle
egemen olduğu rejimler değil, ama azınlığın da çoğunluğa tahakküm ettiği rejimler değil. 366'lı bir çoğunluk 367'yi bulamadığı için 184'ün isteğini yapmak zorunda kalacak. 184 milletvekiline sahip bir parti gelecek 'benim istediğimi seçmek zorundasın' diyecek...'' dedi.
''Uzlaşmanın nasıl olacağı'' şeklindeki bir soruya ise Arınç, ''Şöyle olabilir. Rahmetli Ecevit o dönem
Hüsamettin Özkan ile Cumhurbaşkanı seçimi için geldiklerinde ben o zaman Fazilet Partisinin grup başkanvekili idim. Cumhurbaşkanı için bize
teklif ettikleri 4 ismin dördü de olmadı. Başka bir isim ortaya çıktı. 'Siz bize 5 tane isim verin, biz onlardan bir tanesini seçip size bildirelim veya biz size 5 isim verelim, siz onlardan bir tanesini aday gösterin' dedik. Buna hayır dediler
evet demediler'' yanıtını verdi.
''22 Temmuz seçimlerinden sonra sizin o zaman ortaya attığınız bu görüş uzlaşma formülü olarak yeniden gündeme gelebilir mi?'' sorusu üzerine TBMM Başkanı Arınç, ''Elbette gelebilir. Bu seçimin öncesinde de gelebilirdi...'' diye konuştu.
AA