Arif Doğan itiraf etti: Ben öldürttüm !

Emekli albay Arif Doğan, JİTEM ile ilgili çok çarpıcı itiraflarda bulundu

Arif Doğan itiraf etti: Ben öldürttüm !

İkinci "Ergenekon" davasının tutuksuz sanığı emekli albay Arif Doğan, "JİTEM benim. JİTEM benimle vardır. JİTEM kadrolu bir kuruluş değildir, geçici süre için kurulmuş operatif istihbarat birliğidir" dedi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunmasını tekerlekli sandalyeye oturarak yapan Doğan, JİTEM'le ilgili açıklamalarda bulundu. Arif Doğan, kendisine zaman verilirse halkına olan borcu nedeniyle JİTEM'i açılayacağını ifade ederek, "JİTEM benim. Veli paşama (Veli Küçük) devrettiğim Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığıdır. JİTEM benimle vardır. Diyeceksiniz 'sen devlet içinde devlet misin', hayır değilim" dedi. Vatan haini olmadığını belirten Doğan, "JİTEM legal değil diyorlar. Genelkurmay, jandarma inkar ediyor. Arif Doğan manyağı çıkmış... Kimseye yalan söylüyor demiyorum ama ben söyleyeceğimi de söylerim. JİTEM kadrolu bir kuruluş değildir, geçici süre için kurulmuş operatif istihbarat birliğidir. İstihbarat artı icraattır" diye konuştu. Doğan, JİTEM itirafçısı Abdülkadir Aygan'la ilgili olarak da "Biri çıkmış 'adamları öldürdük' falan diyor. Böyle bir şey olamaz. Abdülkadir Aygan'ı ben öldürttüm. Askeri, sivili, herkesi suçluyor. Bu adam ölü. Ölmüş insanı kullanıyor PKK, gayet güzel kullanıyor. İsveç'te yaşıyormuş, DNA testi yapılsın, verilecek cezaya razıyım" dedi. Savunmasını yaparken yavaş konuşan Doğan, nefes almakta güçlük çektiğini belirterek, oksijen tüpünü kullanması için duruşmaya ara verilmesini istedi. Bunun üzerine duruşmaya öğlen arası verildi. "JİTEM'İN HEPSİ SİVİLDİR. BİR TEK ASKER BENİM" İkinci "Ergenekon" davasının tutuksuz sanığı emekli Albay Arif Doğan, "JİTEM'in hepsi sivildir. Bir tek asker benim. 10 bin kişi vardır ama 20'den fazlası bir araya gelmez. PKK'nın ölüm bölgesine giren birimdir" dedi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada Doğan'ın savunmasına geçilmeden önce kimlik tespiti yapıldı. Mesleği sorulan Doğan, "Emekli subayım. Eğer dağda 21 sene çalışılan bir meslek varsa, o meslektenim" dedi. Aylık gelirinin fındık ve pamuk geliri ile emekli maaşının 7-8 bin lira olduğunu belirterek, kullandığı 6 cep telefonundan 2'sinin numarasını hatırlayarak, "Kullandığım telefonlar zaten dinlenen yerlerde vardır" diye konuştu. Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün'ün hakkındaki suçlamaları okuduğu sırada, yazılanlara değil, kalbine inandığını, öyle bir insan olsaydı adaleti mahkemeye bırakmayı değil, kendi cezasını kendisinin vereceğini dile getiren Doğan, "Ben vatan haini değilim. 21 yıl dağda mücadele ettim" şeklinde konuştu. Terör örgütü üyesi olduğu bölüm okunduğu sırada da Doğan, "Hangi terör örgütü Başkan" dedi. Şengün de, "İddia olunan Ergenekon örgütü" demesi üzerine Doğan, "Ben bilmiyorum" şeklinde konuştu. Şengün de "okumamı bitireyim. Sizden açıklama isteyeceğim" dedi. Kendisine sorulanlara cevap vermeye hazır olduğunu ifade eden Doğan, "Ben suçlu değilim ki aklanmak için kendimi müdafaa edeyim. Herkesin bilmesi gereken bilgileri aktarmak için müracaat ettim. Benim tek beyanım var. Evimden, yataktan aldılar. Yoğun bakımda ifadem alındı. Tutuklandım" şeklinde konuştu. "BEN İSTİHBARATÇIYIM. HER KONUŞTUĞUM SUÇLU MU DEMEK" Doğan, ölecek de olsa sorulması durumunda cevaplayacağını dile getirerek, "JİTEM'i bilen bir kişi varsa çıksın, size yazı vereyim beni iğneyle öldürsünler" dedi. Hakkındaki iddialara değinen Doğan, "Veli Küçük paşamla irtibatta bulunmuşum. Sedat Peker'e reis demişim. Ben istihbaratçıyım. Her konuştuğum suçlu mu demek. Benim görevim suçlularla irtibata geçmek. Peker ile herkes görüşüyor. İnternete düşen ses benim sesim değildir. Ben aptal değilim. 21 yıl dağlarda yaşadım. Hayvanlaşmadım. İnsanları yaşatmaya çalıştım" diye konuştu. Başından geçen PKK terör örgütü ile mücadele ettiği dönemlere ait anılarından bir kısmını anlatarak, yanmış bir asker ile karnı deşilmiş bir Kürt kızının cesedini görünce yemin ettiğini ifade eden Doğan, "Beni bunlarla suçlayın. Hainlikle suçlamayın. Beni bir daha öldürmeyin. 1000 mermi ile suçlamayın. Her askerde bulunur bunlar. Arif Doğan Türkiye'nin harp planlarını biliyor" dedi. Annesinin Kürt, babasını da Avşar Beyi olduğunu, Kürtçeyi iyi bildiğini ifade eden Doğan, JİTEM ile ilgili açıklamalarda bulundu. Doğan, JİTEM'in esrar, eroin, uyuşturucu kaçakçılığı ile uğraşmadığını, PKK'ya karşı en az 100 kişilik gruplarla çalıştığını belirterek, "JİTEM'in hepsi sivildir. Bir tek asker benim. 10 bin kişi vardır. Ama 20'den fazlası bir araya gelmez. PKK'nın ölüm bölgesine giren birimdir. Buradaki subaylara sorun ölüm bölgesinin ne olduğunu bilmezler" dedi. "JİTEM'İ KURDUĞUMA, KURACAĞIMA PİŞMAN ETTİLER" Doğan, JİTEM olmasaydı bugün 80 bin askerin ölmüş olacağını belirterek, "JİTEM'i kurduğuma kuracağıma pişman ettiler. JİTEM'i lağvettik" dedi. Kalbinde mermi yediği için pil olduğunu şeker, panik atak gibi hastalıkları bulunduğunu belirten Doğan, kendisinde bulunan 2 kalaşnikof silahın da birinin kendisine ait olduğunu, diğerinin de bir Korgeneral Hulusi Sayın'ın bir çarpışmanın sonucunda hediye olarak verdiğini söyledi. Doğan, OHAL bölgesinde öğretmenler de dahil 10 bin tane tabanca dağıttığını belirterek, kendisinde bulunan uyuşturucu maddenin de 20 yıl öncesine ait olduğunu, kendisinde çıktığı belirtilen 3 av tüfeğinin ise barut izlerinin olmadığını anlattı. Subayların her silahta yılda 150 tane mermi istihkakı olduğunu, kendisinin ise 3 silahı bulunduğunu belirterek, silahlardan birini Genelkurmay Başkanının hediye ettiğini, birinin ise kendisinin olduğunu, diğerini de satın aldığını kaydetti. Doğan, mermi istihkakına göre 10 yılda 3 bin mermi olacağını belirterek, 1000 mermiyle kendisinin silah kaçakçısı yapıldığını anlattı. İstihbaratçı olduğu için üst düzey örgüt mensubuyla irtibatlı olmasının doğal olduğunu dile getiren Doğan, "Bana 100 yıl ceza verseler fark etmez. Adalete inanıyorum. Türk adaletine sığınıyorum, PKK adaletine değil. Onlar ben olsaydım Habur'dan geçemezlerdi" dedi. Bir istihbarat sonucu 78 kelle aldığını ifade eden Doğan, Güneydoğu'da görev yaptığı dönemde Mesut Barzani ve Celal Talabani'ye Meclis Başkanı ile görüşmelerinde tercümanlık yaptığını kaydetti. Doğan, Kandil'e yürüyerek giden 21 kişinden biri olduğunu da söyledi. Duruşma Doğan'ın beyanlarının alınmasıyla devam ediyor. "HİZBULKONTRAYI BEN KURDUM. ŞİMDİKİ HİZBULLAH DEĞİL, HÜSEYİN VELİOĞLU'NUN İLK KURDUĞU TEŞKİLATI BEN KURDURTTUM" İkinci "Ergenekon" davasının tutuksuz sanıklarından emekli albay Arif Doğan, "Hizbulkontra'yı ben kurdum. Şimdiki Hizbullah değil, Hüseyin Velioğlu'nun ilk kurduğu teşkilatı ben kurdurttum" dedi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesindeki salonda görülen duruşmada, mahkeme heyetine, millete olan borcunu ödemesi için aracılık ettiğini belirterek, teşekkür etti. Kendisine bırakılması halinde çok üzücü şeyler hatırladığını anlatan Doğan, "Siz sorun ben cevap vereyim" dedi. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün'ün "Savunmanız bitti mi?" demesi üzerine Doğan "Evet" diye yanıt verdi. Başkan Şengün de bunun üzerine Doğan'ın emniyetteki ifadesini okudu. Kendisine ait olduğu ileri sürülen deponun, 20 yıllık olduğunu anlatan Doğan, JİTEM'den ayrıldıktan sonra bu eşyaların orada kaldığını ancak içeriğini kimsenin bilmediğini söyledi. Zabıtlar olmasaydı kendisinin de o depoda nelerin olduğunu bilmeyeceğini dile getiren Doğan, söz konusu depoda kendisi, kızı ve eşinin eşyalarının da bulunduğunu anlattı. Şengün'ün, depoda bazı gizli ibareli belgeler bulunduğunu söylemesi üzerine Doğan, ele geçen belgelerin "kozmik belge" olmadığını belirterek, askeri konuları içeren bir belgenin bir askerde olmasının normal olduğunu söyledi. Doğu ve Güneydoğuda aşiretlerle ilgili bilgilerin yer aldığı bir belgenin ele geçirildiği hatırlatılan Doğan, o belgenin Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan bir belge olduğunu dile getirerek, "Bunun bu bölge için hazırlanmasını tehlikeli buldum. Emniyet, bununla mücadelede büyük bir zayıflatmaya sebep olmuştur. Bu ihanettir. Hiç bir aşirete potansiyel devlet yanlısı ya da örgüt yanlısı diyemezsiniz. Dediğinizde bir potansiyel yaratırsınız" dedi. Doğuda teröre karşı cansiparane savaşan polis ve askerlerin yanı sıra oradaki Kürtlerin de mücadelesinin bulunduğunu anlatan Doğan, bölgedeki aşiretleri kendisinden iyi bilen kimse olmadığı aktardı. "...ÇOK ÜZÜLÜYORUM" Doğan, JİTEM'in çok gizli bir kuruluş olmadığını dile getirerek, şunları söyledi: "JİTEM'in arşivi bende. Kimse bulamaz. Onlar kahraman gibi savaştılar. JİTEM'de 10 bin kişi vardı. İsimlerini söylesem onları da mı yargılayacaksınız? Onlar 100 kişilik bir gruba 10 kişiyle gidiyorlardı. Tek bir asker, Türk halkı ölmesin diye ölüme gidiyorlardı." Konuşması sırasında ses tonunu yükselten Doğan'a Mahkeme Başkanı Şengün "sakin konuşun" dedi. Doğan da "Ama çok üzülüyorum" diye yanıt verdi. JİTEM'in varlığını iki kuvvetin beyanından sonra açıkladığını dile getiren Doğan, "Hizbulkontra'yı da ben kurdum. Şimdiki Hizbullah değil. Hüseyin Velioğlu'nun ilk kurduğu teşkilatı ben kurdurttum. Ben herkesten iyi mücadele ettim. Ben baş koymuşum, bu vatana hizmet etmişim. JİTEM'i kurdum da hata mı ettim" dedi. Başkan Şengün'ün gazeteci Soner Yalçın'ın JİTEM'le ilgili bir yazısını okuması üzerine Doğan, Yalçın'ın JİTEM'in değerlendirmesini yapamayacağını anlatarak, Yalçın'a hakaret içerici sözler sarf etti. SEDAT PEKER İLE İLİŞKİSİ Peker'le ilişkisine de değinen Doğan, polis tutanaklarında Peker'e yönelik "Reis" dediğinin kayda geçirildiğini belirterek, heyete yönelik "Siz şimdi mahkeme başkanısınız. Size Başkan demek suç mu?" diye konuştu. Peker'le ilk defa bir uyuşturucu kaçakçısının yakalanmaması için bir araya geldiğini belirten Doğan, Peker'in kendisine uyuşturucu işiyle uğraşmadığını söylediğini kaydetti. Başka bir görüşmesinin Şile'de bir astsubayın öldürülmesiyle ilgili olduğunu anlatan Doğan, "O adamın çok önemli ve çok gizli hizmetleri olmuştur. Şimdi burada anlatamam onları. Peker'e 'Patron'da derim 'Reis' de derim, ne olmuş?" şeklinde konuştu.
<< Önceki Haber Arif Doğan itiraf etti: Ben öldürttüm ! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER