Sivas Emniyet Müdürlüğü'nde haberleşmeden sorumlu şube müdürü
Saim Ece,
Sivas katliamına ilişkin çarpıcı bir iddiada bulundu.
Saim Ece olay günü bazı
emniyet müdürlerinin olaylara müdahale etmek yerine 'apoletlerini sökerek' ortadan kaybolduklarını söyledi. Ece, "Akşamüstü
oteldeki
yangın çıkmadan önce en kritik zamanda etkili olması gereken bazı emniyet müdürleri, yağmur gibi taş yağarken ortadan kayboldular. Gizli bir el onlara 'Kaybolun, müdahale etmeyin' dedi. Birileri emir verdi, bazı şube müdürleri apoletlerini söküp sıradan polisin içine karışıp, kayboldular. Görenler var... Apoletlerini niye söktükleri, niye saklandıkları çözülürse, iş çözülür" dedi.
Ece, yaşadığı önemli bir olayı ise şu şekilde aktardı: "Olaylar var, taşlar yağıyor, bir iki el
silah patladı. Bir kadının polise doğru ateş ettiğini gördüm. Onu takip ettim ve yakaladım.
Askerin birisi G-3'ü göğsüme dayadı, 'Bize ateş eden bu' dedim. 'Bırak' dedi. Sırtında sahra telsizi vardı. Bunun üzerine
tugay komutanına gittim. Anlattım, o askerin boyunu posunu da
tarif ettim ama hiç işlem yapılmadı. Bunlar zapta geçmedi. Olayın takibi yapılmadı"
Yakın tarihin kanlı ve karanlık sayfalarından biri olan Sivas katliamının sis perdesi yavaş yavaş aralanıyor.
Aksiyon Dergisi, bu hafta kapağında şahitlerle görüşerek "Sivas'ta o gün"ü irdeledi.
Dönemin Sivas milletvekili
Ziya Halis, olayların önlenmesi konusunda devletin isteksiz davrandığını savundu. Olayları çıkaranların silahlı kişiler olmadığını ve rahatlıkla engellenebileceğini belirten Halis, "Asker
tedbir almıyor, hükümet 8 saat tedbir almıyor. Burada pasif tutum sergileyen devletin rolü var. Bu önlenebilirdi ve niye önlenemedi?" sorusunu yöneltti.
Dönemin Sivas Valisi Ahmet Karabilgin ise o gün
yardım alamamaktan şikayet etti: "Mülki yönetimlerde asker toplumsal olaylarda sözlü olarak 'emrinizdeyiz' diyor ama geri planda kalmayı, uygulamada izlemeyi seçiyor. Asker, topluluğun gerisinde kaldı ve seyretti Sivas'ta. Otel yangını başladığında o vakte kadar hem Genelkurmay'dan hem de İçişleri Bakanlığı'ndan beklediğimiz yardım gelmedi. Olaylar bittikten sonra sokaklar askerle doldu."
Yaşananları en yakından izleyen ve Aziz Nesin'in merdivenlerden indirilişini çeken Hürdoğan Gazetesi'nin sahibi Sirer Doğan da o güne ilişkin çarpıcı bir iddiada bulundu. Doğan'a göre otelde kâtip olarak çalışan bir kişi vurularak öldürülmesine rağmen
otopsi raporlarına ölümü
boğulma olarak geçirildi.