Kendisine yönelik tehdidin bir milat olduğunu söyleyen Miroğlu, CHP ile yapılan dirsek temasından KCK'ya kadar bir çok konuda tartışılacak açıklamalar yaptı, işte o sözler! 'BANA YÖNELİK TEHDİT BİR MİLATTIR, ARTIK FİKİRLER DAHA RAHAT SÖYLENECEK' "Doğrusunu isterseniz tehdidi ben geride bıraktım. Bu aslında bir Orhan Miroğlu hadisesi değil. Geleceğimizle ilgili söz söyleme durumunda olan aydınlara karşı örgütün niteliği ne olursa olsun herhangi bir siyasi grup tarafından yöneltilmiş susmayı talep eden bu üslup Türkiye'nin geldiği aşama itibariyle, çok makul görülmüyor. Ama bu da bir milat oldu bence. Bu milattan sonra Kürt aydınları olsun, Kürt hareketini izleye Türkiyeli aydınlar olsun herhalde fikirlerini daha rahat söyleyebilecekler. PKK tarafından yapılan açıklamalar, Öcalan'ın son görüşme notlarında söylediği şeyler de olumlu olarak değerlendirilmesi gereken şeylerdir. Korumalı hayata hala da alışamadım. Umarım en kısa sürede sona erer. Bu PKK'dan bir endişe duymanın da ötesinde burası Türkiye'de bu şekilde hedef gösterildiğin zaman sadece bir grubun falan değil herkesin hedefi haline geliyorsunuz. Bunu çok somut örnekleri var geçmişte maalesef." 'KÜRT TOPLUMUNDA SİLAHIN ROLÜ ALGISI KALMADI' "Silahın gelecekte oynayacağı rol üzerinden bir algı Kürt toplumunda da Kürt siyasetinde de kalmadı. PKK da buna dahil. Kandil'den de yapılan açıklamalar, Türkiye'den giden gazetecilere söylenen şeyler silahlı mücadeleye çok büyük görevlerin atfedildiği şeyler falan değil. Biraz da bir çaresizlik var gibi. Tabi ki 25-30 yıl önce dağa çıkmış insanların Türkiye'ye dönmesi teknik bir hadise değil. Silahsızlanma konuşulurken genellikle siyasi meselelerin dışında konuşuluyor. Bu doğru bir şey değil." 'ÖCALAN'DAN FİKRİ DEĞİŞİM BEKLİYORUM, SİVİLLİĞİ ÖNE ÇIKARMALI' Programda Rıdvan Memi'nin, "Öcalan'ın devlet ve ordu algısı eskidi" derken neyi kastediyorsunuz sorusu üzerine Miroğlu şunları söyledi: "Şunu kastediyorum. Özal döneminin dışında PKK ile çözüme yönelik ciddi bir temasın olduğu inancında değilim. Bugün tablo farklılaşmıştır tabi. Öcalan'ın beklentisi Türkiye'nin muhtemel siyasi değişikliğine yönelik bir beklenti değil ama daha ziyade asker ve sivil bürokrasinin çözüm arayışına yönelik bir beklenti. Bunun eskidiğini düşünüyorum ben. Öcalan Bekaa'dayken de Türkiye'ye getirildikten sonra da kendisiyle yapılan görüşmeler güvenlik amaçlı görüşmelerdi. Çözümü hedefleyen görüşmeler değildi. Bugün artık Öcalan'ın şunu söylemesini beklerim ben, yani Türkiye'de bir çok şey değişmişken yani asker sivil bürokrasi, bu savaşın 25 yıl sürmesinin en önemli sebebi olan bir takım kurumların Türkiye'nin sivilleşme yönünde yeniden biçimlendiği bir dönem yaşanırken sivilliği öne çıkaran davranışları kendi hareketine yollamasını işte bunları ortaya çıkarmasını falan isterim. AK Parti iktidarını yok saymak AK Partiyi bunun önünde bir engel görmek gibi bir algının yanlış olduğunu düşünüyorum, bu anlamda eski diyorum." 'KÜRT HAREKETİNİN SİYASİ MUHATABI CEMAAT DEĞİL, AK PARTİ'DİR' Kozmik Oda'da son günlerde tartışılan Gülen Cemaati ile iletişim meselesi de konuşuldu, Miroğlu şunları söyledi: "Cemaat Erbil'de de var. Hastaneler var vs. Cemaat dediğimiz mesele Kürt hareketinin siyasi temaslar kurabileceği bir takım siyasi adımlar atabileceği, Öcalan'ın görüş notlarında ifade ettiği gibi ittifaklar değil yani. Bugün Türkiye'deki Kürt hareketinin önümüzdeki 5 yıldaki siyasi muhatabı AK Parti iktidarıdır. Eğer 2011 de değişiklik olmazsa.." Bu sözleri üzerine Rıdvan Memi'nin "Peki Gülen cemaati bu sorunun çözümünde önemli bir etken midir" sorusuna Orhan Miroğlu şu yanıtı verdi: "Gülen cemaatinin bölgedeki gücü ve etkinliği, İslami hareket üzerindeki pozisyonu ve AK Partiyi etkileme gücü bakmından tabi ki önemsenmesi gereken bir hareket. Cemaat siyasi muhatap falan değil ama önemsenmesi gereken ve çözüm sürecinde de çok kolaylaştırıcı işler yapmış bir hareket. Öcalan'da benin gördüğüm cemaati bir siyasi muhatap olarak düşünmesi. Bu da bana biraz problemli geldi. Ancak, Zaman gazetesinin, yazarlarının, Kürt meselesine dair algının değişmesinde rolü vardır. Eğer Kürt meselesi bugün bu boyutta tartışılıyorsa bunda Gülen Cemaati'nin büyük bir etkisi vardır." 'PKK'DA KEMALİZM ALGISI DEĞİŞMELİ, KÜRT TOPLUMUNDA KARŞILIĞI YOK' "Kemalistlerle kürtleri biraraya getrime projesinin Kürt toplumunda bir karşılığı yok. Artık bitmesi gereken bir dönemi yeniden başlatmak için çareler aramanın bir mantığı yok. Yani Kemalizmi güncelleştirin dedi mesela Öcalan. Bu hiçbir zaman Kürtlerin görevi falan değildir. Güncelleşecek ne kaldı Kermalizmde. Tam bir tasfiye süreci yaşanıyorken. Bu devlet algısı asker sivil bürokrasiyle ilgili PKK da olsun Öcalan'da olsun var olan algı sonuç olarak Kemalizmi önemsemeye götürür." 'KÜRT HAREKETİNDE İTTİHATÇI BİR YÖN VAR VE BUNUNLA YÜZLEŞMELİ' "Kürt hareketinde böyle bir eğilim var. Bu işin tarihinde maalesef İttihatçı yöntemleri hatırlatan bir yön var. Bununla er geç yüzleşeceklerdir. Tabi bu yüzleşmenin bir travmaya dönüşmemesi gerekiyor. Travmaya dönüşmemesi için de herkes bir şeyler yapabilir. Benim de yapmak istediğim bu." 'CHP İLE KURULAN TEMASLAR NEO İTTİHATTIÇILIKTIR' "Bu aslında PKK nın Türkiye demokrasisiyle Kürtlerin daha sıkı temas etmeleri için geçirmesi gereken bu dönüşümün de önemli bir parçası. Yani Türk ittihatçılığı bugün hangi noktaya geldi? CHP ile kurulan temaslar ki ben buna Neo İttihatçılık diyorum bu bir olgu aslında, Ergenekon'un talebi Ergenekon'la ortaya çıkan şey bir iktidar talebidir ve bu iktidar talebinde Türkiye için çok açık bir biçimde 1923 lerin toplumu özlemi var." 'KCK ASLINDA PKK'NIN KENDİSİDİR, SİYASİ YAŞAMDA VAR OLMA ÇABASIDIR' "KCK sistemi PKK'nın toplumla ilişkisini kuran bir sistem. Aslında PKK nın kendisidir KCK dediğimiz hadise. Ondan farklı bir şey değil yani. Ama tabi bu aynı zamanda günlük siyasi yaşamda var olma çabasıdır. Transformasyon dediğimiz meselenin de önemli bir unsuru aslında. O bakımdan ben KCK davasının Kürtçe konuşmak isteyen insanların davası olarak algılanmasına tepki gösterdim. Kürtçe konuşmak tabi ki çok önemli ama bu davada Kürtçe konuşma meselesi o kadar öne geçti ki KCK nın bir siyasi dava olarak önemini gölgede bıraktı. Bu tıpkı PKK ile ilgili Türkiye'nin algısı üç maymunları oynama sürecinden geldiyse ve ondan bir türlü kurtulamıyorsa PKK yı doğru bir biçimde değerlendiremiyorsa medyası ve toplumu ülkenin KCK için de korkarım aynı şeyi yaşamak üzereyiz." 'KUZEY IRAK, ZAHO'YU AB'YE AÇILAN KAPI OLARAK GÖRÜYOR' Kuzey Irak'ta KDP kendisini yeniliyor. Yaşlı peşmergeler kuşağı artık gençlere teslim ediyor partiyi gibi bir tablo var. Kuzey Irak toplumu belli bir noktaya gelmiş bir kere. 7 yıllık bir muhasebe yapıyor.Irak Federe Devleti'nin kurulma sürecinden bugüne.Ama şunu söyleyeyim, Kürtler bugün şu noktaya geldiler, 'Zaho kapısı bizim gelecekte AB'ye açılan kapımızdır". 'DEMİREL, GÜREŞ, SEZGİN, AĞAR, ERKAN, AVCI...MUSA ANTER CİNAYETİNDEN YARGILANMALI' Kozmik Oda'da Musa Anter cinayeti de konuşuldu. Rıdvan Memi, Anter'in katledildiği gece yanında olan ve ağır yaralanan Miroğlu'na, geçtiğimiz hafta bir kez daha yaptığı suç duyurusunda neden Süleyman Demirel, Doğan Güreş, İsmet Sezgin, Mehmet Ağar, Ünal Erkan ve Hanefi Avcı'nın da yargılanmasını talep ettiğini sordu. Miroğlu şunları söyledi: "Çünkü Görevlerini yerine getirmediler. Etkin bir soruşturma yapılması için herhangi bir şey yapmadılar. O dönemde bu insanlar asker sivil bürokrasi içinde önemli görevlere sahiptiler. Tamamen üstü örtüldü."