Eleştiriler ‘af tartışması’, ‘yetkisini Anayasa’dan almayan ancak kararları bağlayıcı olan Milli İstihbarat Koordinasyon Kurulu’, ‘Kararları yargı denetimi dışında dördüncü kurum oluşturulması’ ve ‘ucu açık, sınırsız yetki’ konuları üzerinde yoğunlaştı.
1) YASAL TEMİNATLA ÖRTÜLÜ AF MI GELİYOR
Bugün Gazetesi'nin haberine göre, yeni yasayla MİT mensuplarına ceza ve infaz kurumlarındaki tutuklu ve hükümlülerle önceden bilgi vermek suretiyle görüşme olanağı sağlanıyor. Terör örgütleri dahil, milli güvenliği tehdit eden bütün yapılarla irtibat kurabilme imkanı getiriliyor. Hükümet, MİT’in şimdiye kadar yaptığı faaliyetlerin hukuka uygun olduğunu iddia ediyordu. Hukukçular “MİT’in yaptıkları hukuka uygun ise bu kanun neden çıkarılıyor” sorusuyla af tartışmasının kapısını araladı. Yürürlükteki yasal düzenlemelerin MİT’in söz konusu faaliyetleri yapabilmesi için yeterli olmadığına bu nedenle de yasal teminata ihtiyaç olduğuna dikkat çekiliyor. Abdullah Öcalan da MİT’le görüşmelerin yasadışı olduğunu birçok kez belirterek, yasal düzenleme talep etmişti.
330 OY GEREKLİ
Hukukçular “Kanunu hazırlayanlar bu suçları işleyenlere af sağlama adına söz konusu fiilleri suç olmaktan çıkarıyor. Bu açıkça bir af kanunudur” görüşünü dile getirerek Anayasa’nın 87’nci maddesini hatırlattı. Genel ve özel af ilanına ancak TBMM’nin üye tam sayısının beşte üçünün yani 330 oyla karar verebileceği kaydedildi. Kanuna gerek olduğu yönündeki gerekçenin “Önceden MİT tarafından yapılanların hukuksuz olduğunu kabul etmek” anlamına geldiği vurgulandı.
2) MGK’NIN YETKİLERİNDEN DAHA GÜÇLÜ OLACAK
MİT Yasası’yla oluşturulmak istenen Milli İstihbarat Koordinasyon Kurulu’nun yapısı ve aldığı kararların bağlayıcılığı bir başka tartışma konusu oldu. Anayasa gereği en üst kurum olarak kurulan Milli Güvenlik Kurulu’nun kararları bile istişari mahiyette olmasına rağmen, kanunla Anayasa’da karşılığı olmayan ancak kararları ‘bağlayıcı nitelikte’ olacak bir yapı oluşturuluyor. Anayasa gereği Türkiye’de devletin milli güvenlik siyasetinin tayini, tespiti ve uygulaması ile ilgili MGK yetkili. Kararları tavsiye niteliğinde olan Kurul’un üyelerinin kimlerden oluşacağı da Anayasa’da net bir şekilde yer alıyor. Oysa anayasaya aykırı bir şekilde kurulan ve kararları bağlayıcı olacak olan Milli İstihbarat Koordinasyon Kurulu’nun kimlerden oluşacağı bile tam belli değil.
YETKİ GASPI
MGK varken yeni MİT Kanunu’yla yetki gaspı yapıldığını vurgulayan uzmanlar, bu yaklaşımla askeri kesim ülkenin güvenliği konusunda devre dışı bırakılarak güvenlik konusunun tamamen MİT’in inisiyatifine bırakıldığına dikkat çekiyor.
3) YARGI DENETİMİ DIŞI BIRAKILAN DÖRDÜNCÜ KURUM
Türkiye’de yargı denetimi dışında tutulan YAŞ, HSYK ve Cumhurbaşkanı’nın tek başına aldığı kararlar bile eleştirilirken yeni yasayla MİT’in faaliyetleri de yargı denetimi dışına çıkarılıyor. MİT kanunu ile Anayasa’ya aykırı bir şekilde yargı denetimi dışında kalan dördüncü bir yapı oluşturuluyor. Yasaya eklenen “Cumhuriyet savcıları, MİT görev ve faaliyetleri ile mensuplarına ilişkin herhangi bir ihbar veya şikayet aldıklarında veya böyle bir durumu öğrendiklerinde MİT ile temasa geçerler. Konunun MİT’in görev ve faaliyetlerine ilişkin olduğunun anlaşılması veya belgelendirilmesi üzerine adli yönden başkaca bir işlem yapılamaz ve herhangi bir koruma tedbiri uygulanmaz” hükmü ile MİT’e Anayasa’ya aykırı bir şekilde yargı muafiyeti getiriliyor. Bu düzenleme ile MİT “Görevimizdir, bizim faaliyetimizdir” dediği hiçbir şey yargı tarafından sorgulanamayacak.
4) YABANCI İSTİHBARAT HANGİSİ: CIA Mİ, EL MUHABERAT MI?
Yasadaki en çok eleştiri alan noktalardan biri de MİT’e verilen sınırsız yetkiler. Yeni düzenlemede yer alan “Yabancı istihbarat teşkilatlarının kullandığı usul, yöntem, imkan ve kabiliyetler ile teknolojik gelişmeleri takip etmek, uygun görülenleri temin etmek, kullanmak veya uygulamak” maddesi en ucu açık ve tehlikeli madde olarak dikkat çekiyor. Yabancı istihbarat teşkilatlarından kastedilen hangisi: CIA mi, MOSSAD mı, Esed’in El Muhaberat örgütü mü?
“Yabancı istihbarat teşkilatlarının kullandığı usul ve yöntemleri uygulamak” derken hangi istihbarat teşkilatının yöntemlerinin kullanılacağı belirsiz bırakılıyor. Uzmanlar bu madde ile MİT’e MOSSAD ve CIA gibi adam öldürme yetkisi ile Guantanamo benzeri oluşuma gitme imkanının sağlanabileceğini belirterek, “Ölüm cezası kaldırılmış bir ülkede kanun ile bir kuruma sınırsız öldürme yetkisi verilemez” uyarısında bulunuyor. Yaşam hakkını ortadan kaldırma dahil herkesin her türlü özgürlüğünü ortadan kaldıracak bir yetkinin MİT’e verildiğine dikkat çekiyor. Bu madde ile MİT tarafından yapılabilecek her fiilin dünyanın yüzlerce ülkesinden birinde örneğinin bulunabileceğini kaydeden uzmanlar, böylesi bir durumda yargının hiçbir fiile ceza veremeyeceğine vurgu yapıyor.
ANAYASA’DAKİ ÖLÇÜLÜLÜK İLKESİNE AYKIRI
Yargı tarafından soruşturulamayacak olan bir yapının adam öldürmeye varan ölçüde bir yetkiyle donatıldığını belirten hukukçular, Anayasa’nın “Temel Hak ve Hürriyetlerin Sınırlanması”na ilişkin ‘ölçülülük’ ilkesinin ihlal edildiğini belirtiyor. Anayasa’nın 123’üncü maddesinin de ihlal edildiğini belirten hukukçular, “İdarelere görev kanun ile net bir şekilde verilir. Ucu açık bir şekilde verilemez” tespitinde bulunuyor. Demokratik bir ülkede bu kadar geniş bir yetkinin kimseye verilemeyeceğini ifade eden hukukçular, yasayla yabancı istihbarat örgütlerinin usul ve yöntemleri ucu açık bir şekilde örnek alınırken, bu istihbarat teşkilatlarının hesap verilebilir denetim sistemlerinin ise örnek alınmadığına dikkat çekiyor. Amerika’da 16 istihbarat teşkilatının olduğunu hatırlatan hukukçular, tüm bu istihbarat birimlerinin çok ciddi hesap verdiğini kaydediyor.
Özgürlüklere sınırsız müdahale
Yasadaki mayınlı alanlar
Yasayla MİT’e “Dış istihbarat, milli savunma, terörle mücadele ve uluslararası suçlar ile siber güvenlik konularında her türlü teknik istihbarat ve insan istihbaratı usul, araç ve sistemlerini kullanmak suretiyle bilgi, belge, haber ve veri toplamak, kaydetmek ve analiz etmek” yetkisi tanınıyor. Bu hükmün anayasada güvence altına alınan özgürlüklere sınırsız ve koşulsuz müdahale imkanı verdiğini belirten hukukçular, düzenlemenin kontrolsüzlüğe ve keyfiliğe açık olduğunu kaydediyor.
İSTEDİĞİ HOLDİNGİ BATIRABİLİR
*Düzenlemeyle MİT’in tüm kamu kurumlarından, tüm odalardan ve tüm bankalardan sınırsız bilgi, belge ve kayıt almasına olanak sağlıyor. Aynı düzenlemede bu kurumların ticari sır, müşteri sırrı ve bankacılık sırrı gibi kendi mevzuatlarındaki hükümleri gerekçe göstererek MİT’in talebini geri çevirmeyeceği hükmü de yer alıyor. Bu hükümle MİT’in istediği holdingi batırabileceğini istediğini de yüceltebileceğini öne süren hukukçular, bu hükmün yabancı sermayeyi ürkütebileceği uyarısında bulunuyor.
HER TÜRLÜ SORUŞTURMAYI ETKİSİZLEŞTİREBİLİR
*Yine düzenleme ile MİT’in adli yargıdaki soruşturma ve kovuşturmalardaki her türlü belgeye erişmesine imkân sağlanıyor. Bu hükme göre soruşturma gizliliği tamamen kaldırılıyor. Her türlü soruşturmayı bu kurumun yönetmesi, yönlendirmesi ve etkisizleştirmesi mümkün hale geliyor.
*Düzenlemedeki “Telekomünikasyon kanallarından geçen dış istihbarat, mili savunma, terörizm ve uluslararası suçlar ile siber güvenlikle ilgili verileri toplayabilir” hükmü ile MİT’e anayasaya aykırı bir şekilde telefon dinleme yetkisi sınırsız olarak veriliyor.
MİT DİNLEMELERİ DENETİM DIŞI
*MİT’in yapacağı telefon dinlemelerinde kararı Ankara’da HSYK tarafından belirlenen bir Ağır Ceza Mahkemesi verecek. Bu mahkeme tüm ülke çapında dinlemelere karar verecek. Üstelik bu karar tek bir hakimin kararıyla çıkacak. Oysa hükümet ÖYM’leri kaldıran düzenlemeyle dinleme kararlarını zorlaştırmıştı. Savcıların adli dinleme kararı çıkarabilmesi için üç hakimden oluşan Ağır Ceza Mahkemesi’nin oy birliğiyle karar vermesi gerekiyor.
*Yeni yasa ile kurum personelinden uygun görülmeyenlerin geldikleri kurumlara gönderilmesi de düzenleniyor. Bu hüküm MİT’te bir tasfiye yapılacağı anlamına geliyor.
VEKİLİN BİLE BÖYLE DOKUNULMAZLIĞI YOK
*Düzenlemeyle savcıların MİT personeline yönelik soruşturma yetkisi tamamen kaldırılıyor. Bir kişi MİT mensubu olduğunu söylediğinde işlem orada durdurulacak. Ağır cezalık suçüstü halinde bile bu hüküm işletilebilecek. Adam öldürme, bombalama yapılsa dahi istisnası yok. Milletvekillerinin ve üst düzey yargı mensuplarının bile böyle dokunulmazlığı bulunmuyor.
*Yasayla “Aynı konuya ilişkin yeniden soruşturma yapılamaz” hükmü getiriliyor. Ceza yasasına göre yeni delillerin çıkması halinde yeniden soruşturma açılabiliyor. Herkes için geçerli bu kural MİT için kaldırılıyor. Bununla gündemdeki soruşturmaların kapatılması ve bir daha da açılmamasının hedeflendiği öne sürülüyor.
*Düzenleme ile kimliği değiştirilen kişilerin görev, faaliyet ve yardımları sebebiyle sorumlu tutulamayacağı hükme bağlanıyor. Hukukçular, “Kimliği değiştirilen kişiler suç işleyecek ancak bundan sorumlu tutulmayacaklar” görüşünü dile getiriyor.