Bunun devlet ciddiyetiyle bağdaşmadığını belirten Günay, “İddialar doğru olsa ve bunun belgesi Sayın Başbakan’da olsa, bunları ortaya koyar zaten.” dedi.

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ile ilgili ‘şantaj kaseti var’ iddiasına tepkiler sürüyor. Rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasının ardından AKP’den istifa eden eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, bu açıklamaların demokratik bir ülkenin başbakanına yakışmadığını söyledi. Erdoğan’ın, yerel seçim kampanyası boyunca çeşitli iddialarda bulunduğunu hatırlattı. Günay, “Devlet yönetme sorumluluğu taşıyanlar, Anayasa Mahkemesi, Genelkurmay Başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı gibi son derece önemli konumlarda bulunan insanlarla ilgili iddia ortaya sürdüklerinde, ya belgesini ortaya koyar ve gereğini yaparlar ya da bunları telaffuz etmezler.” dedi. Erdoğan’ın, kendisini ya da hükümeti eleştirenlere ‘sizin de galiba kasetiniz var’ diyerek, sindirme, susturma veya konuşan insanlara gölge düşürme gayreti sergilediğini ifade etti. Günay, “İddialar doğru olsa ve bunun belgesi başbakanda olsa, bunları ortaya koyar zaten.” diye konuştu.  

Eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin de, Erdoğan’ın kaset siyaseti üzerinden kendisi gibi düşünmeyenleri etkisiz hale getirmeye çalıştığını belirtti. “Başbakan’da benim ya da diğer arkadaşlarımın kaseti varsa yapması gereken yargıya intikal ettirmektir, meydanlarda siyasetini yapmak değildir.” ifadesini kullandı.

Ertuğrul Günay, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında Başbakan Erdoğan’ın yerel seçim kampanyası boyunca çeşitli iddialarda bulunduğunu hatırlattı. Erdoğan’ın “üst düzeyden herhangi birisi kendisiyle ilgili veya hükümetin icraatıyla ilgili bir eleştiri yapıyorsa veya yapma imkanı ve istidadı varsa onlarla ilgili derhal, ‘sizin de galiba kasetiniz var’ diye bir sindirme, bir insanları susturmaya veya konuşan insanlara gölge düşürme gayreti sergilediğine işaret etti. Demokratik bir ülkede bunun kabul edilemeyeceğine işaret eden Günay, Güney Kore’de başbakanın bir kaza nedeniyle istifa ettiğinin altını çizdi. Günay, “Dünya neleri tartışıyor, dünyada neler oluyor, dünya neleri ciddiye alıyor. Biz ise sadece bizimle ilgili bir eleştiri ileri süren varsa, ‘seni de dinlediler, herhalde senin de kasetin var, o baskı altında benim hakkımda konuşuyorsun’ diye konuyu saptırmaya çalışıyoruz. Bu Türkiye Cumhuriyeti gibi 600 yıllık imparatorluk tarihine ve 100 yıllık bir cumhuriyet tarihine dayanan bir devletin ciddiyeti ile bağdaşmıyor. İddialar doğru olsa ve bunun belgesi Sayın Başbakan’da olsa, bunları ortaya koyar zaten, merak etmeyin.” diye konuştu.

1 Mayıs tartışmalarına da değinen Ertuğrul Günay, kutlamaların Taksim’de yapılmasını isterken hem iktidarı hem de muhalefet partilerini sorumlu davranmaya çağırdı.

AKP’de genel başkan yardımcılığı yapan eski Mersin Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat, Başbakan Erdoğan’ın hükümetin aleyhinde konuşan herkes için kullandığı ‘kaseti var’ iddiası için ‘fobi’ nitelendirmesinde bulundu. Fırat, “Fobi oluşuyor. İnsanda bellli bir süre sonra fobi oluşuyor.” dedi. Bugün Televizyonu’nda gazeteci Faruk Mercan’ın sunduğu programa katılan Dengir Mir Mehmet Fırat, Türkiye’de telefon dinlemelerinin eskiden beri gayri yasal şekilde yapıldığını, ancak son dönemlerde paranoyaya dönüştüğünü kaydetti. Eski AKP’li yönetici, Hizmet Hareketi’ne yakın olduğu öne sürülerek kamuda yapılan görevden almaları da sürek avına benzetti. Dengir Fırat, toplumun bölünmeye başladığına dikkat çekti.

Eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Başbakan Erdoğan’ın kaset siyaseti üzerinden kendisi gibi düşünmeyenleri etkisiz hale getirmeye çalıştığını söyledi. Şahin, Başbakan’ın kaset ve illegal dinleme iddialarıyla ilgili olarak şunları söyledi:

“Başbakan, kendisi gibi düşünmeyen kişileri kaset siyaseti üzerinden etkisiz hale getirmeye çalışıyor. Benimle ilgili iddialara cevap vereyim: Benimle ilgili olduğu iddia edilen kasetten benim haberim ve bilgim yok. Bana bu konuda herhangi bir kaset gösterilmedi. Bu konuda bana bilgi de verilmedi. Başbakan şayet bizimle ilgili kaset veya sakıncalı bir durum varsa hukuki olarak onun gereğini yapmalıdır. Akşama kadar kaset siyasetinden şikayet eden Başbakan, başkalarının kaseti üzerinden siyaset yapıyor. Bunu izah etmek mümkün değil. Bu açıkça tutarsızlıktır. Başbakan’ın son dönemdeki söylemleri kırıcı, yıkıcı ve hakaret niteliği taşımaktadır. Başbakan kaset siyaseti üzerinden kontrol altına almak istediği insanları bu şekilde yanında tutmaya çalışıyor. Bu tamamen bir ön alma çalışmasıdır. Kaybeden, kasetle itham ettiği kişiler değil, kendisidir. Bu kapsamda yapılması gereken kendisi hakkında itham edilen konulara açıklık getirmesidir, kasetle bunları itham etmesi değildir. Binlerce polisi tasfiye edeceksiniz, kamuda cadı avı yapacaksınız ondan sonra da bir kaset üzerinden bu olayların üzerini örteceksiniz.”