Öcalan’ın üyeliği ise genel afla ya da hastalık gerekçesiyle çıkması ve hakkında ‘denetimli serbestlik’ hükmü uygulanmaması durumunda mümkün olacak.
Zaman Gazetesi'nden İzzettin Çiçek'in haberine göre, Demokratikleşme Paketi’ndeki terör eyleminden mahkûm olanların partilere üye olmasını engelleyen hükmü kaldıran madde, KCK davasında yargılananlara siyaset yolunu açıyor. Prof. Dr. Hasan İşgüzar, terör suçlarından hüküm giyenlerin yanı sıra yüz kızartıcı suçları işleyenlerin de partilere üye olmasının önünün açıldığını söyledi. Öcalan’ın üyeliği ise genel afla ya da hastalık gerekçesiyle çıkması ve hakkında ‘denetimli serbestlik’ hükmü uygulanmaması durumunda mümkün olacak.
Demokratikleşme Paketi’yle SPK’nın siyasi partilere üyeliği yasaklayan durumları düzenleyen 11. maddesinin b fıkrası tamamen kaldırılıyor. Böylece, basit ve nitelikli zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlar ile istimal ve istihlak kaçakçılığı dışında kalan kaçakçılık suçları, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma veya devlet sırlarını açığa vurma suçlarından biriyle mahkûm olanların siyasi partilere üye olmalarının önü açılıyor. Taksirli suçlar hariç 5 yıl ağır hapis veya 5 yıl ve daha fazla hapis cezasına mahkûm olanların yanı sıra devlete karşı işlenen suçlar ile terör eyleminden mahkum olanların yasağı da kalkacak. Söz konusu düzenleme KCK davasında yargılanan sanıkların siyasete girmesinin önünü açıyor. Zira şu ana kadar haklarında tesis edilmiş bir hüküm bulunmuyor. Dolayısıyla KCK’lıların bir partiye üye olmasının önündeki engeller kaldırılıyor. Bu düzenlemeyle, terör suçundan hüküm giyenler cezalarının infazının tamamlanmasının ardından siyasi partilere üye olabilecek, hatta genel başkanlık yapabilecekler. Ancak, milletvekili veya belediye başkanı olmaları Anayasa’ya göre mümkün değil. Haklarında kesinleşmiş bir hüküm bulunmayan tutukluların ise siyasi haklarını kullanmasının önünde bir engel bulunmuyor.
Prof. Dr. Hasan İşgüzar, düzenlemeyle terör suçlarından hüküm giyenlerin yanı sıra yüz kızartıcı suçları işleyenlerin de siyasi partilere üye olmasının önünün açıldığını ifade etti. İşgüzar, “Anayasa’daki konjonktürel yasakların dışında siyaset yapmalarının önündeki engeller kalkmış olacak. Haklarındaki hükmün infazı sürenler ise, Türk Ceza Kanunu ve Siyasi Partiler Kanunu’na göre siyasi haklarını kullanamıyorlar.” ifadelerini kullandı.
Bu düzenlemeden, Öcalan’ın yararlanıp yararlanamayacağı ise tartışma konusu oldu. Anayasa ve ilgili kanun maddeleri yararlanamayacağı yönünde. Haklarında mahkûmiyet hükmü verilenlerin siyasi partilere üye olması için aynı cezanın infazının tamamlanması gerekecek. Ayrıca, Siyasi Partiler Kanunu’nun 11. maddesinin değiştirilmeyen 1. Fıkrası, “18 yaşını dolduran, medeni ve siyasi hakları kullanma ehliyetine sahip bulunan her Türk vatandaşı bir siyasi partiye üye olabilir.” hükmünü taşıyor. Yani, parti üyeliği ‘medeni ve siyasi hakları kullanma ehliyeti’ şartına bağlıyor. Hangi hallerde ‘medeni ve siyasi hakların kullanılmasının’ kısıtlanacağı ise TCK’nın 53. maddesinde düzenleniyor. Maddeyle, hapis cezasına mahkumiyet hürriyetinin kısıtlanmasının yanı sıra kamu hizmetlerinde istihdam edilme, seçme, seçilme, velayet haklarından mahrum bırakılıyor.
Anayasa’nın 57. maddesine göre, ‘taksirli suçlar hariç, toplam bir yıl veya daha fazla hapis cezasına hüküm giymiş olanlar; affa uğramış olsalar bile zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, hileli iflâs, kaçakçılık, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma suçlarından birinden dolayı hüküm giymiş olanlar’ milletvekili seçimlerinde aday olamıyor. Söz konusu suçları işleyen kişilerin Mahalli İdareler Kanunu’na göre belediye başkanı olmasının önünde de engeller bulunuyor. Anayasa’nın 67. maddesine göre, infazı süren mahkûmlar oy da kullanamıyor.
Haklarında terör suçu sebebiyle mahkumiyet kararı bulunanların ‘seçilmesi’ nasıl mümkün olacak peki? Bunun için Anayasa’nın 76. maddesinin değişmesi gerekiyor. Zira ‘Milletvekili Seçilme Yeterliliği’ni düzenleyen söz konusu maddede, “(…) terör eylemlerine katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar, affa uğramış olsalar bile milletvekili seçilemezler.” deniliyor. Bu maddede de görüldüğü gibi kişi yukarıda sayılan suçlardan hüküm giymiş ise ‘affa’ uğrasa dahi milletvekili seçilemiyor.