Almanya’nın Türkiye’yi dinlemesi ve bu olayın ortaya çıkmasının ardından yapılan açıklamaları değerlendiren uzmanlar, tarihi kökleri olan Türk-Alman müttefiklik ilişkisinde kırılmalar yaşandığını belirtti. Ayrıca Türkiye’nin sessiz kalması ‘düşmanı içeride arama hastalığı’ olarak yorumlandı.
Türk Alman Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı Başkanı Prof. Dr. Faruk Şen’in, Almanlar’ın Türkiye'yi dinlediği skandalla ilgili yaptığı açıklamalar ses getirdi. Almanlar’ın Türkiye’yi 1976’dan beri dinlediğini belirten Şen, Türkiye’nin Almanlar’ın istihbarat teşkilatı BND’ye (Almanya Federal Haber Alma Servisi-Bundesnachrichtendienst) korkunç haklar tanındığına dikkat çekmişti. Ankara'da 35 kişilik BND teşkilatı kurulduğunu, Türkiye’den 3 bin kişinin dinlendiğini, İsviçre’deki banka hesaplarının da Almanya tarafından bilindiğini söylemişti. Şen’in açıklamalarını değerlendiren uzmanlar ve siyasetçiler çarpıcı tespitlerde bulundu.
MÜTTEFİK OLDUĞUMUZ ÜLKE BİZİ DÜŞMAN GÖRÜYOR
Prof. Dr. Sedat Laçiner: İlk başta şunu kabul etmek lazım özellikle son beş yıldır Almanya Türkiye’yi en mahremine kadar dinledi. Ülkeler bir birlerini dinlerler ama bu dinlemenin ortaya çıkması halinde özür dilerler, yanlışlık olduğunu ifade ederler, bir daha olmayacağını söylerler. Fakat Almanya böyle yapmıyor, ‘dinledik, bundan sonra da dinleyeceğiz, dinlememiz son derce doğal, sizi dost bir ülke olarak görmüyoruz’ dediler. Dinlemeden daha ağır skandal dinlemelerin ortaya çıkmasından sonra yapılan açıklamalar. Yarım asrı geçmiş Türk-Alman ittifakında kırılmalar var, çökme var. Dinleme olayı bir skandal fakat ondan çok daha büyük skandal ittifakta olduğumuz ülkenin bizi düşman görmesi.
Her düzeyden isimle, Başbakan düzeyinde dahi Türkiye’ye, ‘sizi dinlenmesi, izlenmesi gereken hedef ülkelerden biri olarak görüyoruz’ şeklinde açıklamalar yaptılar. Bu olağanüstü bir durum, olağanüstü bir gelişme. Almaya ile olan ittifak ilişkimizi sorgulamamızı gerektirir, NATO’da iki müttefik ülkeden bahsediyoruz. Bu düşmanca bir tavır ve bu istihbarat dinlemesinin ötesine geçmiş bir durum.
Bana sorarsanız Almanya’nın gizli dinlemesinden daha ayıp olanı Merkel’in Türkiye’yi dost bir ülke görmediklerini açıkça söylemiş olmasıdır. Gizli dinlemeden daha büyük skandal budur. Türkiye dost bir ülke değildir bir Irak gibi, Kuzey Kore gibi, Arabistan gibi hedef ülke gösteriliyoruz.
Türkiye ölü taklidi yapıyor
Doç. Dr. Savaş Selim Genç: Dinleme olayı ilk ortaya çıktığında Almanya isteseydi ‘dinleme olayını büyütmeye gerek yok bu Türkiye ile bizim aramızda, Türkiye Dışişleri’yle görüşeceğiz’ diyebilirdi. Bu açıklamaya Türkiye’nin dünden razı olduğunu görüyoruz. Türkiye şimdi dahi sesini çıkarmıyor, yorum yapmıyor, ölü taklidi yapıyor. Bu durum Ankara’nın en büyük diplomasi skandallarından birdir.
Müttefik ülkeniz sizi beş yıldır dinlemiş daha kötüsü dinlediğini bilerek, kasten medya diplomasisini kullanarak medyaya veriyor arkasında duruyor. Almanya’nın elinde hangi bilgiler var, Ankara niçin tepki vermiyor? Demek ki Ankara Almanya’nın elindeki bilgi ve belgelerden o kadar endişe duyuyor ki içerideki daha delili olmayan, kimin yaptığı belli olmayan dinlemeler için esip savuranlar ‘seni dinledim’ diyen Almanya’ya karşı tek kelime yorum yapmıyor. Hatta hükümete yakın medya organları haberi görmüyor.
Almanya gerekçeleri sıralarken Türkiye’yi demokratik NATO ülkeleriyle eş düzey ülke olarak görmediğini ve Türkiye’yi dost ülke olarak algılamadığını ve sistemini buna göre kurguladığını söylüyor.
TIR’larla ilgili istihbaratı kim sağladı?
MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri: Her şeyi paralel yapıya endeksleyen kafa yapısına yönelik bir yazı yazdım. Hükümetin NSA tarafından dinlendiği, 80 ülke arasında başta gelerek dinlendiği söylendi.
Almanya BND istihbarat örgütünün dinlediği biliniyor. Tayyip Erdoğan paralel yapı derken ağzı kulaklarına varıyordu, saldırıyordu. Almanya dinlediğini açıkladığını söylerken İçişleri Bakanı ‘dinleyebilirler de alenen dinlemesinler’ anlamına gelen laflar ediyor. Davutoğlu’nun Dışişleri’nde görüşmesini Almanya’nın dinlemediği ne malum. TIR’larla ilgili istihbaratı sağlayan kimdi göstersinler.
Hükümet çok açık şekilde Türkiye’nin milli stratejik hassasiyetlerini göz ardı etmiş yabancıların denetim ve uhdesine geçmesini teşvik etmiş ve ondan sonra bunu bir başka kuruma yıkarak işin içinden sıyrılmaya çalışıyor. Türkiye’nin milli güvenliğini tehlikeye attığından dolayı hükümet suçludur ve hesap vermesi gerekir. Türkiye’nin güvenliği Allah’a emanet bir konuma geldi. Hem yetkiyi adamlara vereceksin, hem de ‘Beni niye dinlediniz’ demeyeceksin.
Alınan bir önlem yok, kevgir gibiyiz
CHP Milletvekili Mahmut Tanal: Türkiye sessiz kalıyor çünkü cesaret edemiyor, korkuyor. Yoksa bu kadar suskun tepkisiz kalmasının başka bir anlamı yok. En azından bunların bu şekilde dinlenmesinin uluslararası müeyyideleri vardır. Bazı ilişkilerin askıya alınması lazım. Bu bir casusluktur. Bence dinleme konusunda Türkiye'nin aldığı bir önlem yok. Kevgir gibiyiz. Irak'ta, Suriye'de terör örgütleri gidip geliyor. Alınan önlemler kağıt üzerinde kalıyor. Gücün yetene karşı kullanıyorsun sadece. 17-25 Aralık'ta bu dinlemeleri iç siyasi politik malzeme yaptılar. Burada Almanya konusunu iç politik malzemesi yapamayınca duymamazlıktan geliyorlar. Kamuoyu keşke bilmeseydi diye mahcubiyet yaşıyorlar.