Suriye’ye askerî müdahale için gönüllüler koalisyonuna katılacağını bildiren Ankara, muhtemel operasyonun bugünden yarına gerçekleşmesini beklemiyor. Diplomatik kaynaklara göre Batı’dan gelen aksi yöndeki açıklamalara rağmen öncelik BM Güvenlik Konseyi’nden karar çıkarılması. Girişimler sonuçsuz kalırsa koalisyonun oluşması için en az 2 haftaya ihtiyaç var. Operasyon da stratejik hedeflerin havadan vurulması ile sınırlı kalacak, karadan müdahale istenmiyor.

Ankara, Suriye’deki son kimyasal saldırıdan sonra uluslararası toplumda oluşan zihin değişikliğinden memnun. Suriye’deki BM denetçilerinin kimyasal silah kullanımını teyit etmesi bekleniyor. Zaman Gazetesi'nin haberine göre, Kaynaklar “Türkiye şu aşamada operasyon düşünmüyor.” diyor. Öncelik BMGK’dan bir karar çıkması. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da dün Karabük’te yaptığı açıklamada “Önceliğimiz BM Güvenlik Konseyi’nin tek bir pozisyonda bir araya gelmesi.” dedi.

Irak ve Afganistan örneğini yaşayan ABD’nin Suriye’ye kara harekatı düzenlemesine Ankara neredeyse hiç ihtimal vermiyor. En güçlü seçenek, hedefi çizilmiş sınırlı bir hava operasyonu. Uluslararası toplum bu yönde bir irade ortaya koyarsa Türkiye de destek verecek. Yetkililer, bu desteğin şekli konusunda ise renk vermiyor. Adana’daki İncirlik Hava Üssü akla gelen ilk seçenek. Ancak şu aşamada Ankara buna soğuk. Akdeniz üzerinden bir hava saldırısı en güçlü ihtimal olarak değerlendiriliyor. Türkiye, desteğin türüne o günün koşullarına göre karar verecek.

Suriye’de bugüne kadar ısrarla sessiz kalan İsrail’in bu son saldırıda üst düzey bir endişe ortaya koyması da Ankara’nın dikkatini çekti. Türk yetkililere göre ABD de İsrail’in çıkışı sonrasında artık durumu gayet ciddiye alıyor. Amerikan basını Türkiye’nin “Kimyasal tehdit altındayım” şeklinde bir çağrıda bulunmasının beklendiğini yazıyor. Ancak diplomatik kaynaklar bu yönde bir çağrının şu anda gündemde olmadığını bildirdi. Tehdit ise çok açık. Türk yetkililer “Kendi halkına bunu yapan bir rejim bize karşı da bunu kullanabilir” diyor. NATO’nun 5. madde kapsamında Türkiye’yi korumak için harekete geçmesi de şu an gündemde değil. Türkiye’nin bu yönde bir başvuru niyeti yok. Karar çıkmasına da şu aşamada ihtimal verilmiyor. Ancak sahadaki gelişmelere göre gündeme gelebilir.