Fransız Ulusal Meclisi'nin "Sözde
Ermeni soykırımının inkarının cezalandırılmasını" öngören
yasayı kabulünün ardından,
Dışişleri Bakanlığının hazırladığı bir
genelge ile sert
yaptırımlar başlatıldığı belirlendi.
Dışişleri Bakanlığı hazırladığı genelge ile Fransız firmalarının iş yaptığı ve ihalelerine girmesi mümkün olabilecek 11
bakanlığın ve 3 önemli müsteşarlığın kesin bir dille ve
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül imzalı genelge ile uyarıldıkları ortaya çıktı.
Fransız Sosyalist Partisi'nin, "Sözde Ermeni soykırımını inkarının cezalandırılmasına yönelik yasa teklifi"
Fransa Ulusal Meclisi'nin gündemine taşınmış ve yasa 12
Ekim 2006 tarihinde Fransa Ulusal Meclisi tarafından oy çokluğu ile kabul edilmişti. Bu yasanın kabulünün ardından
Türkiye'de bazı kesimler Fransa'ya karşı yaptırımların uygulanmasını isterken,
Başbakan Tayyip Erdoğan ise yasa tasarısının Fransa'da gündeme alındığı tarihlerde Turgut
Özal Bulvarının açılış töreninde Fransa'yı sert bir dille eleştirmiş ve "biz kurbağayı ürkütmeyeceğiz" demişti.
Başbakan Erdoğan imzasını taşıyan 20 Ekim 2006 tarihli genelge ile sözkonusu ülkeye
ekonomik alanda gerekli mesajın verilmesi istenilmişti.
Kara Kuvvetleri Komutanı
İlker Başbuğ da
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin
Ankara'da düzenlediği bir resepsiyonda Fransa ile ilişkilerin dondurulduğunu açıklamıştı.
Son dönemlerde Fransız firmalarının başta
savunma sanayi olmak üzere, Türkiye'de ihalelerden pay alamamasının ardındaki gerekçenin Dışişleri Bakanlığının Abdullah Gül imzasıyla hazırladığı bir genelge olduğu da ortaya çıktı. 20 Ekim 2006 tarihinde hazırlanan 2006/34 sayılı
Başbakanlık genelgesinin bir devamı niteliğinde olan Dışişleri Bakanlığı genelgesinde, Fransız firmalarına yönelik ekonomik yaptırımların aynen devam etmesi istenildi.
Bakan Gül'ün imzasını taşıyan genelge
"çok gizlidir" ibaresi ile İçişleri,
Milli Savunma,
Maliye, Bayındırlık ve
İskan,
Ulaştırma,
Sağlık,
Enerji ve Tabii Kaynaklar,
Sanayi ve
Ticaret, Dışişleri,
Çevre ve
Orman bakanlıkları ile
Hazine, Dış Ticaret ve Savunma sanayi müsteşarlarına gönderildiği ortaya çıktı.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül imzası taşıyan genelgede,
"Sözkonusu yasa teklifinin Ulusal Mecliste kabulünün ardından, Fransa ile ikili resmi ilişkilerimiz, ilgili genelgede belirtilen esaslar üzerinden yürütülmektedir" ifadelerine yer verildi.
Genelgede,
"Yasa teklifinin kabulünün, Türkiye - Fransa ekonomik ilişkileri üzerinde de Fransız şirketleri aleyhinde yansımalar olmuştur. Nitekim Fransız yetkililerin son dönemde sıkça bu durumdan yakındıkları gözlenmiştir. Esasen bu gelişme kamuoyumuzda var olan ve çeşitli kesimler tarafından ortaya konan tutumla kendi gösteren tepkilerimizle Fransız makamları tarafından, resmi düzeyde algılanmaya başlandığını göstermesi bakımında dikkat çekicidir. Fransız tarafında oluşmaya başlayan bu algılamanın devamı, uygulamalarımızın caydırıcılığının sağlanması ve uyarılarımızın yerini bulması bakımından önem arz etmektedir.'' görüşlerine yer verildi.
Fransız çevrelerinde ''Türkiye'nin bu çıkışı belirli bir süre sonra durgunlaşır'' anlayışının var olduğu hatırlatılan genelgede, "Böyle bir anlayış kararlı duruşumuzla bertaraf edilmelidir'' denildi.
Sözkonusu genelgede bu konuyla ilgili olarak şu ifadeler yer aldı:
''Belirli Fransız çevrelerinde 'Türkiye'den gelecek özellikle ekonomik alandaki tepkilerin, kamuoyumuzda ilk anda ortaya çıkan infiali yansıttığı, bunları büyütmemek gerektiği, tıpkı geçmişte olduğu gibi, ilişkilerin kısa bir dalgalanmadan sonra tekrar normalleşeceği, hatta hız kazanacağı, dolayısıyla ekonomik açıdan endişelenecek bir durum olmadığı' gibi bir anlayışın da mevcut olduğu görülmektedir. Bu tür bir anlayışı bertaraf etmek için Türkiye'nin tepkisinin Fransa'nın ülkemizde alabileceği büyük ihalelerden dışlanması şeklinde ortaya çıktığı mesajını net bir şekilde ortaya koymak yerinde olacaktır. Böylece tepkilerimiz, Fransız siyasetçileri ve kamuoyu nezdinde ekonomik boyutuyla somut olarak algılanacaktır.''
Genelgede, Fransa'ya karşı bu uygulamalarda birliktelik ve devamlılığın esas alınmasının istenildi. Zaman