Taraf Gazetesi'nin haberine göre, Ağrı ve Yalova’da yenilenen seçimler cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi “mini referandum” olarak yorumlandı. Özellikle Yalova’da Türkiye’nin bütün illerinden nüfusa kayıtlı seçmenin bulunması ve seçimin CHP ile AKP arasında, iki turlu olarak gerçekleşmesi siyasi arenada “cumhurbaşkanlığı seçiminin provası” olarak değerlendirildi.

İktidar partisi AKP hem Yalova’da hem Ağrı’da seçimi kaybetti. Ağrı’da BDP kazanırken, Yalova’da başta MHP olmak üzere diğer partilerin seçmeninin belirleyici rol oynadığı belirtildi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, Yalova’nın kendine özgü seçmen dokusu olan bir yer olmadığına dikkat çekerek “Küçük bir Türkiye kokteyli. Türkiye’nin her yerinden insanların yaşadığı, merkezde 75 bin seçmenin bulunduğu bir seçim bölgesi. Burada mevcut iktidarın her türlü baskısı, tehdidi ve devlet imkanlarını vaat olarak aktarmasına rağmen bunun kabul görmediği kanıtlandı” dedi. Oy dağılımın cumhurbaşkanlığına nasıl yansıyacağına ilişkin Koç, şu değerlendirmeyi yaptı: “Yalova’da yaşayanlar kendilerine sunulan iktidar olanaklarını reddetmiştir. Türkiye seçmeni iktidarın tüm uygulamalarına karşı koyma, sandıkta direnme sonucunu ortaya koymuştur. Yalova bir refleks geliştirdi. AKP’nin dayattığı anlayışı reddetti. Bu da cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Türkiye’nin ortak refleksini göstermektedir.”

MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu da, şöyle dedi: “MHP seçmeni kendi adayının seçilmeyeceğini gördüğü için diğer partilerin adaylarına baktı. CHP’yi destekledikleri, bir kısmının da sandığa gitmediği görülüyor. Ancak MHP muhtemeldir ki iki parti arasındaki çekişmenin içinde yer almadı. Bu seçimler aslında AKP’nin cumhurbaşkanlığını kazanmak için BDP-HDP oylarının kendisi için ne kadar önemli olduğunun bir göstergesidir. Halk AKP’nin adayının seçilmesi yerine onun dışında alternatif olabilecek bir adaya destek verebileceğini göstermiştir. Herkesin oyunu alabilecek, Türkiye’yi temsil edecek, toplumu kutuplaştırmayacak bir cumhurbaşkanına oy verebileceğini gösteriyor.”