Genel olarak olumlu değerlendirdiğimiz paketteki bazı
düzenlemeler ve özellikle
Genelkurmay başkanı ve
kuvvet komutanlarına
Yüce Divan'da yargılama yolunu açan değişiklik üzerinde durmak istiyorum.
Son dakika golü olarak takdim edilen bu değişiklik gerçekten ne anlam ifade ediyor?
Yargı birliğini sağlayacak bir düzenleme olmaması ciddi bir eksiklik. Başka hiçbir ülkede benzeri olmayan
Askerî
Yargıtay ve
Askerî Yüksek İdare Mahkemesi'nin kaldırılması konusunda geniş bir mutabakat var. Askerî
mahkemelerin varlığı konusunda dünyada farklı uygulamaların olduğunu biliyoruz. Evrensel hukuk askerî mahkeme ayrıcalığına son vermeyi gerektiriyor. Bununla birlikte askerî mahkeme bulunan ülkelerde bu mahkemelerin hâkimlerinin
sivillerden oluştuğu, atama,
terfi,
görevden alma gibi özlük hakları yönünden de sivil kurulların yetkili olduğu biliniyor. Temyiz incelemesi ise sivil yüksek mahkemelerde. Yani yüksek mahkemelerde asker ayrıcalığı zaten yok. Bizde ise tam bir ayrıcalık söz konusu.
Hâkim sınıfından olsa da rütbe ve hiyerarşi içinde görev yapılıyor. Hâkim sınıfından olmayan
subay üyelerin varlığı
Anayasa'ya aykırı bulunarak AYM tarafından geçtiğimiz yıl iptal edildi. Ama özel askerî yargı ve askerî yüksek mahkemeler devam ediyor.
Reform sürecinde TSK'da, kararları yargı denetimine tabi
disiplin kurulları oluşturularak, askerî yargının kaldırılması gerekir. Uzlaşma nedeniyle bu düzenleme yapılamıyorsa, askerî mahkemelerin sivil hâkimlerden oluşması ve temyiz incelemesinin mutlaka aynı Yargıtay ve
Danıştay'da yapılması sağlanmalıdır.
HSYK'ya
TBMM'nin üye seçmesinden vazgeçilmesi ve meslekten
ihraç kararı dışındaki kararlarına yargı yolunun açılmamasının gerekçelerini anlamak mümkün değil. Bir taraftan devlet memurlarının tüm disiplin cezalarına karşı yargı yolu açılırken, hâkim ve savcıların aynı haktan yararlandırılmaması hakkaniyet ve nesafet ilkeleriyle de bağdaşmıyor.
Anayasa Mahkemesi'ne Askerî Yüksek İdare Mahkemesi'nden (
AYİM) bir üye seçilmesinin sebebi de gerekçede nasıl izah edilecek doğrusu merak ediyorum. Hukuk devletlerinde bir benzeri olmayan AYİM'nin yerini sağlamlaştıracak bu düzenleme neden
tercih edilir? Neden Askerî Yargıtay'dan değil de AYİM'den?
Genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanlarının görevleriyle ilgili suçlarından dolayı nerede yargılanacaklarına dair, 353 sayılı yasada "General ve amirallerin askerî mahkemelere tabi suçlarından dolayı
yargılanmaları
Genelkurmay Başkanlığı nezdinde kurulan askerî mahkemede yapılır" düzenlemesi dışında bir hüküm bulunmamaktadır. Askerî mahkemelerde rütbece en üst olan Genelkurmay başkanının yargılanma imkânı da fiilen mümkün olamamaktadır. Bu nedenle bir düzenlemeye ihtiyaç vardır. Ancak yargılanma yeri Yüce Divan mı olmalıydı?
Anayasa'nın 148. maddesine göre "Anayasa Mahkemesi
cumhurbaşkanını,
Bakanlar Kurulu üyelerini, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi başkan ve üyelerini, başsavcılarını, cumhuriyet başsavcı vekilini, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve
Sayıştay başkan ve üyelerini görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla" yargılamaktadır.
Ceza yargılamasını,
hukukçu olmayan üyeleri de bulunan AYM'nin yapmasının yerinde olmadığı, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun bu konuda yargı mercii olması gerektiği tartışılmaktadır. Taslakta AYM'nin üye profilinin değiştiği de düşünüldüğünde, Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesi'nde sadece cumhurbaşkanı,
Meclis başkanı, başbakan ve Bakanlar Kurulu üyelerinin yargılanması benimsenmelidir. Yetkisini
seçim yoluyla milletten alan yöneticilerle, atanmışların aynı statüde değerlendirilmemesi hakkaniyet ve nesafet ilkelerine de aykırı olmayacaktır.
Genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanlarının Yüce Divan'da yargılanmaları ilk planda olumlu bir düzenleme gibi görünse de, askerî vesayetten kurtulma sürecinde statükoyu koruyucu anayasal bir düzenleme yapıldığı gözden kaçmaktadır. Çağdaş demokratik hukuk devletlerinde olduğu gibi milli
savunma bakanına bağlı olması gereken Genelkurmay başkanını, cumhurbaşkanıyla aynı yargılama statüsüne tabi tutmak,
demokratikleşme ve sivilleşme ile bağdaşmayan bir düzenlemedir.
Kuvvet komutanları için Yüce Divan ayrıcalığı ise daha sakıncalıdır.
İçişleri Bakanlığı bağlı kuruluşlarından biri olan
jandarma genel komutanı, bakanla aynı statüye çıkarılırken,
emniyet genel müdürü genel hükümlere tabi bırakılarak asker ağırlıklı ve ayrıcalıklı bir düzenleme yapılmış olmuyor mu?
Reşat Petek/ Emekli
Başsavcı