Yıllarca başkan yardımcılığı ve sözcülük yapan
Haşim Kılıç, belki de
Anayasa Mahkemesi’nin en çok tanınan ismi. Birçok
seçimde başkan seçilebilmek için
aday oldu. Seviyesini hep korudu. Sonunda Tülay Tuğcu’nun görev süresinin dolmasının ardından, üyelerin çoğunun desteğini alarak Yüksek Mahkeme’nin başkanı oldu.
Samanyolu Haber ekibi olarak Kılıç’a yaptığımız ‘hayırlı olsun’ ziyareti, bazı ilginç noktaları da fark etmemize yardımcı oldu. Kılıç,
küçük bir bahçeyi andıran makam odasında son derece kibar ve bir o kadar da mütebessim bir çehreyle karşıladı bizi.
Anayasa Mahkemesi son aylarda hem
Yüce Divan hem de seçim sürecinin sancılı dönemlerinde açılan davalar sebebiyle diğer davalara yeterince
vakit ayıramamış.
Yargı dünyasının genelinde yaşanan sıkıntı maalesef burada da kendini göstermiş. Birçok
dosya incelenememiş ve karar verilememiş. Bu sebeple yargının en yüksek noktasında bile dosyalar dağ gibi yığılmış.
Yüksek Mahkeme’nin yeni başkanı bu durumun farkında. Kendini ve
mahkemeyi gündelik tartışmalardan sıyırıp bu büyük problemi çözmek için kolları sıvamış. Mahkeme üyeleri şimdilerde, harıl harıl çalışıp dosyaları bitirmeye çalışıyor.
Yeni Anayasa çalışmaları uzun zamandır Anayasa Mahkemesi’nin de gündeminde. Çünkü yapılacak değişiklikler belki de en çok Yüksek Mahkeme’yi etkileyecek.
Haşim Kılıç, birçok kişi gibi mevcut Anayasa’nın eksiklikleri olduğunu ve yenilenmesi gerektiğini düşünenlerden. Ancak, değişikliklerin kapsamının sınırlı tutulmasını istiyor.
Yeni Anayasa’nın son hali henüz açıklanmış değil. Bununla birlikte Anayasa Mahkemesi’nin yapısının ve üye sayısının değiştirileceği konuşuluyor. Bu aslında birçok dengenin değişmesi, yeni güçlerin ortaya çıkması anlamına da geliyor. Kılıç, yapılacağı iddia edilen değişikliklerden hiç de rahatsız değil. Bilakis son derece rahat ve değişikliklere
destek veriyor. Fakat şerh düşmeyi de
ihmal etmiyor.
Kılıç, “siyasallaşma iddiaları”na karşın, gelişmiş birçok ülkede Yüksek Mahkeme’lerin bir ayağının
Meclis’te olduğunu söylüyor. Böyle bir değişikliği de
doğal karşılıyor. Fakat sayının sınırlı tutulması gerektiğinin de altını çiziyor. Üye sayısının çoğaltılması fikrini ise mantıklı buluyor. Sayının artmasının, yığılmış dosyaların bir an önce eritilmesi noktasında yardımcı olacağını düşünüyor.
Mahkemeyle ilgili önemli bir değişiklik konusu da ‘bireysel başvurular’. Eğer düşünceler hayata geçirilebilirse, bundan böyle sıradan vatandaşlar da Anayasa Mahkemesi’ne müracaat edip haklarını arayabilecekler. Kılıç bu durumun iki açıdan faydası olacağını düşünüyor. Birincisi, vatandaş açısından bir iç hukuk yolu daha açılacak. Bu durum adalete olan güvenin artmasını sağlayacak. İkincisi ise, uluslararası arenada
Türkiye’nin eli güçlenecek ve
modern hukuk seviyesi yakalanacak. Bu durumun olumsuz yanı da var elbette. Mahkemenin
iş yükü bir hayli artacak. Ancak Kılıç’a göre, kurulacak alt komisyonlarla bu problemi çözmek de mümkün.
MUZAFFER MADAK- SAMANYOLU HABER