Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç, "Gazeteciler daha uzun süre
tutuklu kalır." uyarısında bulundu.
Anayasa Mahkemesi, haberleri sebebiyle gazetecilere
dava açma yolunun 2 ayla sınırlandırıldığı
Basın Kanunu
düzenlemesini iptal etti. Şişli 2. Asliye
Ceza Mahkemesi'nin eski hâkimi Hakkı
Yalçınkaya'nın Temmuz 2009'da yaptığı başvuruyu değerlendiren
Anayasa Mahkemesi, 2 aylık dava açma süresini Anayasa'ya aykırı buldu. İptal kararı bir yıl sonra yürürlüğe girecek. Ancak dava açma süresi düzenleme yapılarak sınırlanmazsa, şu anda
Ergenekon ve
Balyoz soruşturmalarına ilişkin haberleri sebebiyle haklarında binlerce dava açılan gazetecileri yeni bir
tehlike bekliyor. Gazeteciler TCK maddelerine göre genel hüküm gereği 12 yıl
hapis cezası tehdidi altında kalacak. Karara ilişkin talep, Hrant Dink'i TCK 301'den yargılayan Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin eski hâkimi Hakkı Yalçınkaya'dan geldi. Teknik takipte
Ergenekon davası tutuklu sanığı Kemal Kerinçsiz'in "Hakkıcığım" diye hitap ettiği ortaya çıkan Yalçınkaya, 2008 yılında
Vatan Gazetesi'nin bir tekzibi yayınlamaması üzerine açılan davada harekete geçti. Yalçınkaya, Temmuz 2009'da,
Basın Kanunu'nun "Dava süreleri" başlıklı 26'ncı maddesinin birinci fıkrasındaki 2 aylık dava açma süre sınırlamasının kişi hak ve özgürlüklerine aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.
Hâkim Hakkı Yalçınkaya'nın ismi 'Ergenekon'un Çöküşü' isimli kitabı sebebiyle gazeteci-yazar Zihni Çakır'a 1 yıl 6 ay
hapis cezası verdiği kararın gerekçesinde Ergenekon'u övmesiyle gündeme gelmişti. Yalçınkaya'nın Ergenekon davası tutuklu sanığı
avukat Kerinçsiz'e 'abi' diye hitap ederken, Kerinçsiz'in de hâkime, 'Hakkıcığım' dediği ortaya çıkmıştı. Görüşmenin sonunda Yalçınkaya, "Bir emriniz var mı?" ifadesini kullanmıştı.
Hakim Yalçınkaya basın davalarına
bakan Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nden alınarak yeni kurulan Şişli 14.
Ağır Ceza Mahkemesi'ne atanmıştı.
İfade özgürlüğünün kısıtlanması söz konusu
Türkiye
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç: Gerekçeyi merak ediyorum. Bu iptal sürenin kısıtlılığı gerekçesine dayandırılmışsa yasama ve yürütme organlarının basına bakışlarının Anayasa Mahkemesi tarafından da paylaşıldığı sonucuna ulaşılabilir. Bu kararın 3
Mayıs Dünya Basın ve İfade Özgürlüğü Günü'ne rastlaması talihsiz olmuştur. İki ay ibaresinin kaldırılması
ifade özgürlüğünün kısıtlanmasına ve gazetecilerin uzun süre tutuklu kalmalarına sebep olacak.
Basın özgürlüğü günü arifesinde kötü bir karar
Medya Derneği Genel Sekreteri Deniz Ergürel: Anayasa Mahkemesi, bu tür kararlarla
basın özgürlüğünü kısıtlama yoluna girmemeli. Anayasa'nın 25. ve 26. maddelerinde basın özgürlüğüne ciddi vurgular yapılıyor. Anayasa Mahkemesi'nin alacağı kararlar Anayasa'daki mevcut maddelere aykırı olmamalıdır. Bir gazetecinin 7-8 yıl sonra bile yazdığı bir yazıdan dolayı yargılanması kaldırılabilir bir durum değil. Dünya Basın ve İfade Özgürlüğü Günü arifesinde kritik ve kötü bir karar alınması büyük bir talihsizliktir.