Mahkemelerin artan yükü sebebiyle aylar süren boşanma
davalarıyla uğraşmak istemeyen çiftler, çareyi
İstanbul dışında boşanmakta buluyor. İstanbul’da beş ay sonraya
duruşma günü alınırken Merzifon’da bir haftada boşanmak mümkün.
Dosyalar yığıldıkça
mahkemelerin karar verme süreci de olumsuz etkileniyor. Davaların uzamasından şikâyet edip bir an önce boşanmak isteyen çiftlerin bulduğu çözüm ise çok ilginç; taraflar artık
haritadan şehir beğenip İstanbul dışında boşanıyor. Tıpkı Zeynep-Mert A. çifti gibi! Dört yıllık evliliklerini ortak karar alarak bitirmek isteyen çift mal paylaşımı, tazminat ve nafaka gibi boşanmanın tüm ayrıntılarını içeren bir
protokolü
imzalayıp boşanma davası açmaya karar vermişler. Karşılıklı anlaştıkları hâlde davanın altı aydan önce karara bağlanamayacağı gerçeğiyle karşılaşınca da Zeynep’in memleketi olan Merzifon’da boşanmaya karar vermişler. Bu karardan bir hafta sonra da ellerinde boşanma kararıyla yeni hayatlarına adım atmışlar.
“Elimizde harita ‘nerede boşansak’ diye az uğraşmadık”
Hasan K.’nın yöntemi de benzer; eski eşiyle boşanma protokolü imzalayan Hasan bey aylarca beklemek yerine,
avukatının da teklifiyle boşanma davasını Samsun’da açmış. “Yakın bir arkadaşımın boşanmasına tanıklık ettim, aylar süren dava sonunda ne kadar yıprandığını iyi biliyorum. Eski eşimle boşanma kararı alınca benzer bir durum yaşamamak için ne yapabiliriz diye çözüm aramaya başladık. Bir avukat arkadaşım yoğunluğun az olduğu
küçük şehirlerde bu tür davaların İstanbul’a oranla çok daha hızlı sonuçlandığını söyledi. Avukatım da benzer bir teklifle geldi. İşlerim dolayısıyla sık sık Samsun’a gidiyorum, bu vesileyle bir ikamet çıkarıp davayı Samsun’da açtık.
Boşanma protokolünü imzaladıktan sadece bir ay sonra her ikimizde yeni kimliklerimize kavuştuk” diyen Hasan K.
anlaşmalı boşanma davalarının aylarca sürmesinin tarafları olumsuz etkileyip davayı çekişmeli hâle dönüştürdüğünü belirtiyor.
“Çorlu’da boşanıp dönüverdik”
Çekişmeli bir dava yerine anlaşarak protokol dâhilinde boşanmayı
tercih eden reklamcı
Ebru Ç. de bu konuyla ilgili epeyce
mesai harcamış. Ebru o günleri şöyle anlatıyor: “Elimizde
Türkiye haritası, ‘nerede nasıl boşanırız’ diye az uğraşmadık. ‘İkimiz de işlerimizi aksatmadan nasıl gider döneriz, hangi
aile mahkemesi daha az yoğundur’ diye günlerce araştırma yaptık. En sonunda da İstanbul’a bir saat mesafede Çorlu’da boşanıp dönüverdik. İstanbul’da aylarca uğraşmak yerine iki kez Çorlu’ya gitmek yeterli oldu.”
Boşanma kararını verdikten sonra biraz dinlenmek için ailesinin
Balıkesir Burhaniye’deki yazlık evine giden Berna G. de tatile çıkar gibi boşananlardan. “Boşanma protokolü hazırlanırken biraz dinlenmek için annemlerin yazlık evine kaçmıştım. Avukatımla yaptığım
telefon görüşmesinde eğer istersem davayı Burhaniye’de açabileceğimi üstelik orada sonuca daha çabuk ulaşacağımızı öğrendim” diyen Berna Hanım da 15 gün içerisinde boşanıvermiş.
Süreç hem tarafları hem avukatları etkiliyor
Avukat Hakan Karakaya bundan sadece dört yıl önce anlaşmalı bir boşanma davasının anlaşma protokolü tamamlandıktan sonra bir hafta içinde karara bağlandığını şimdi ise aylarca sürdüğünü söylüyor. “Çekişmeli bir boşanma davasının yıllarca süreceği gerçeğini kabullenmeye çalışırken bu defa anlaşmalı boşanma davalarının hemen sonuçlanabileceği olgusundan da uzaklaşmaya başladık.
Tarafların birçok talebinden vazgeçerek güya sağlıklı iradeleri ile imza altına aldıkları anlaşma protokolünü mahkemeye sunduktan kısa bir süre sonra boşanacakları yönündeki umutları, kendilerine verilen duruşma tarihleri ile sönüyor. Daha önceden bir hafta ila bir ay arasında verilen duruşma tarihleri, beş-altı ay sonrasına uzamış bulunuyor. Hâl böyle iken boşanmak isteyen çiftler, bu davalarını iş yoğunluğu daha az olan mahkemelerde açmak istiyorlar. Hatta başka bir şehirde boşanma hükmünü kısa sürede verecek mahkemelere başvuruyorlar” diye ekliyor.
Karakaya sürecin uzamasının avukatları da olumsuz etkilediğini şu cümlelerle özetliyor: “Davalarını bir avukat marifetiyle açan kişiler mahkeme sürecinin uzamasını avukatın yetersizliğine bağlıyorlar. Avukatların, duruşma gününün öne alınması yönündeki talepleri, mahkemece iş yoğunluğu sebebiyle reddediliyor ya da yeterli olmayan daha yakın bir tarihe veriliyor. Ancak bu durumdan mahkemelerin bir suçu olduğu sonucu çıkarmamak gerekiyor. Artan boşanma davalarına mukabil yeterli sayıda yeni
aile mahkemesi ihdas edilemiyor. Böylece bir hâkimin, bir
adli yıl içinde baktığı dava sayısı bakabileceğinden çok daha fazla sayıya ulaşıyor.”
Avukat Atilla İstek de mahkemelerin yükünün artması sonucu uzayan dava sürecinin hem tarafları hem de
vekilleri yıprattığını söylüyor. İstek, “İki duruşma arası beş aya çıktı, bu da tarafları olumsuz etkiliyor. Boşanma davalarında bizler vekil olmanın ötesinde öncelikle tarafları yeniden biraraya getirmenin mümkün olup olmadığına bakıyoruz. Taraflar arasında çekişme söz konusuysa süreç uzadıkça gerginlik artıyor. Anlaşmalı boşanmalarda durum biraz farklı. Her iki taraf da boşanmayı istediği ve kesin kararını verdiği için mal paylaşımı, velayet gibi sorunları çözmüş olarak geliyorlar. Bu çerçevede bir protokol hazırlayıp mahkemeye sunuyoruz. Ancak bu durumda bile kararı almak aylarca sürebiliyor” diyor.
Zaman tünelinde kaybolmak yerine bir an önce boşanıp yeni bir hayata adım atmak isteyen çiftlerin bulduğu İstanbul dışında boşanma yöntemi giderek yaygınlaşıyor. Birçok çift duruşma yoğunluğu olmayan illerden ikamet çıkarıp bu sorunu aşmaya çalışıyor. Anlaşmalı boşanmalarda taraflardan her birinin duruşmada hazır bulunması hâlinde mahkeme
yetki hususuna bakmadığı için ikamet şartı bile gerekmiyor. Kısacası İstanbul’un yoğunluğundan kaçanlar Türkiye’nin başka bir yerinde birkaç gün içinde boşanabiliyor.
AKTÜEL DERGİSİ