Altaylı'yı kandıran danışman...

Terör örgütü PKK’nın Dağlıca saldırısı sırasında kaçırdığı 8 askerle ilgili gelişmeleri Star Gazetesi'nde Şamil Tayyar yazdı.

Altaylı'yı kandıran danışman...

8 askerle ilgili Fatih Altaylı’nın kaleme aldığı operasyon projesinin tamamen bir hayal ürünü olduğu kesinleşti. Altaylı ‘Bu haber kaynağım beni hiç yanıltmadı’ dese de bu sefer fena oyuna getirdiği ortada. Başbakan Tayyip Erdoğan, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın yalanlamasına itibar etmeyip Genelkurmay’ın sessiz kalışını tek umut olarak gören Altaylı’nın tüm umutları birkaç gün içinde sönebilir. Keşke Altaylı haklı çıksaydı da 8 askerimiz ailelerine kavuşabilseydi. Maalesef, 8 askerimiz, şu anda PKK’nın elinde. Ancak Uluslar arası Tolerans Vakfı devrede. Belki bir bakarsanız, Başbakan Erdoğan’ın Washington ziyareti öncesi 8 askerimizi vakıf aracılığıyla teslim edebilirler. Çünkü, ABD devrede. Hem Barzani hem PKK üzerinde baskılarını arttırmış durumda. Nasıl bir sonuç alacağını bugün yarın göreceğiz. 30 Ekim akşamı Çankaya Köşkü’ndeki Cumhuriyet resepsiyonunda ayak üstü sohbet etme imkanı bulduğumuz Başbakan Erdoğan’ın şu sözleri de çok önemli: ‘ Askerlerimizle ilgili yeni bir durum yok. Yarın ne olacağını bilemeyiz ama her an her şey olabilir.’ Anahtar cümle, her an her şey olabilir. Sivil toplum kuruluşlarının 8 askeri yurda getireceğinden mi emin, yoksa özel kuvvetlerin büyük bir kurtarma operasyonuna mı umut bağladı bilemiyorum. Ama ‘Her an her şey olabilir’ cümlesini önemsiyorum. 8 Askerimiz unutulmuş değil. Buradan duyurmak isterim. Altaylı’yı kandıran danışman kim? Soru aslında şöyle: Dün ünlü bir gazetecimizi (Fatih Altaylı) ‘Esir askerlerimiz bırakıldı, sorgulanıyorlar’ haberi ile gündemi değiştirmek isteyerek medyayı manipule eden başbakanın danışmanı kim? Altaylı’nın, PKK’nın elindeki 8 askerin operasyonla kurtarıldığı ve Diyarbakır’da sorgulandığı yolundaki haberinden 24 saat sonra aralarında siyasiler ve gazetecilerin de bulunduğu çok sayıda kişiye SMS yoluyla bu soru gönderildi. Doğrulanmayan habere suçlu bulunmuştu! Başbakanın bir danışmanı, Altaylı üzerinden kamuoyunu yanlış bilgilendirmişti! Üstelik, son dönemde hükümete ve danışmanlarına yönelik ağır suçlamalarına rağmen. Sorulu mesajın altındaki imza, Erhan Göksel’e ait. Göksel, kamuoyu araştırma şirketi VERSO’nun patronu. Her dönemde siyasiler, komutanlar ve ABD ile kontakları olan ‘derin’ bir simadır. Kimi zaman benim de görüşlerine gönderme yaptığım ve görüştüğüm stratejistlerden biridir. Ama bu son hadisede kontak atmış gibi gözüküyor. Tabi, okyanus ötesi noktalara kadar iç içe irtibat kabloları döşerseniz aşırı yüklemeden dolayı kontak attığında çaresiz kalabilirsiniz. Göksel’in mesajı cep telefonuma düşmeden önce Altaylı ile görüşmüştüm. 8 askerle ilgili haberi kendisine aktaran kaynağı şöyle tarif etti: ‘ Şimdiye kadar beni hiç yanıltmadı. 1994’de Tansu Çiller başbakanken jetlerimizin Irak’ta bazı hedefleri vurmak üzere yola çıktığı ve bir emirle geri döndüğü haberi o tarihte çok büyük yankı yapmıştı. Çiller yalanladı ama haber sonra doğru çıktı. Bana o haberi veren kaynak, aynı kaynak.’ Yani, 13 yıl öncesine kadar uzanan bir ilişki. Bugünkü başbakanlık kadrosunun medyada, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde ve değişik kamu birimlerinde çalıştığı dönem. Hal böyleyken, Altaylı’nın 8 asker faturasını bile başbakanlığa kesmenin ve toplumu yanlış yönlendirmenin kime ne yararı olabilir? Genelkurmay neden sessiz? Fatih Altaylı ile uzun uzun tartışmalı haberini konuştuk. ‘Haberimin arkasındayım’ diyor. ‘Bazı haberlerin doğrulanması zaman alabilir’ görüşünde. Genelkurmay Başkanı ve Kara Kuvvetleri Komutanı ile ilişkilerinin iyi olduğuna dikkat çekerek, Genelkurmay’ın bu konuda açıklama yapmamasının önemli olduğunu düşünüyor. PKK kaynaklı TV yayınlarında da askerlerle ilgili haberlerin canlı değil banttan yayınlandığına dikkat çekiyor. Altaylı’ya göre, siyasilerin açıklamaları, konuyu aydınlatmak için yeterli değil. Anladığım kadarıyla Genelkurmay açıklama yapmadan geri adım atmayı düşünmüyor. Peki Genelkurmay neden sessiz? Başbakan ve iki bakan mı yalan söylüyor? Askerler kurtarıldıysa neden gizleniyor? Denebilir ki, Genelkurmay, medyada çıkan her haberi yalanlamaya kalkarsa akşama kadar medyaya tekzip yağdırması gerekir. Bir yere kadar doğru. Ama insan ister istemez sormadan edemiyor: Dağlıca Tabur Komutanı’nın görevden alındığına ilişkin haber Hürriyet’te yayınlanır yayınlanmaz Genelkurmay açıklama yaptı: ‘Yok öyle bir şey.’ Acaba, 8 askerle ilgili kurtarma operasyonu haberi, bir subayın görevden alınması haberinden daha mı az değerde? Şu anda yurdun her yerinde şehir efsanesi gibi 8 askerin durumuyla ilgili senaryolar konuşuluyor. Eğer Genelkurmay sessiz kalmaya devam ederse veya bu sessizliği tekzip edecek şekilde yakın tarihte 8 askerimiz serbest bırakılmazsa bu şehir efsaneleri ortalığı kasıp kavurabilir. Genelkurmay açıklama yapmadan kimse neyin doğru neyin yalan olduğuna karar veremeyecek. ŞAMİL TAYYAR - STAR
<< Önceki Haber Altaylı'yı kandıran danışman... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER