Osman
Yıldırım'ın,
davanın bazı
sanıkları hakkındaki suçlayıcı iddialarına ilişkin dilekçesi, bugünkü
duruşmaya damga vurdu. Mahkeme Başkanı Köksal Şengül, sanık
Osman Yıldırım'ın dün verdiği dilekçesini
okumak isteyince Yıldırım, okunmaması yönünde talepte bulundu. Mahkeme Başkanının ısrarlı okuma isteği üzerine Yıldırım, önce iddialarını geri aldığını, sonra da dilekçesini geri almak istediğini söyledi. Ancak Yıldırım, Başkan Köksal
Şengün'ün içeriğinde
Sedat Peker için "Sahte kabadayı",
Semih Tufan Gülaltay için de TİT kurucusu ve 156Semih kod adını kullandığı şeklinde bilgiler bulunan dilekçesini okumasına engel olamadı. Dilekçenin okunmasının ardından Yıldırım, rahatsızlığını gerekçe göstererek duruşma salonundan ayrıldı.
İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde görülen
Ergenekon ana davasında taleplerin alındığı bölümde
Danıştay saldırısı ve
Cumhuriyet gazetesine el
bombası atılması olaylarının
tutuklu sanığı olan
Alparslan Arslan, talebi sorulduğunda sadece "Tahliye" demekle yetindi.
Tutuklu sanıklardan Erkut
Ersoy ile Hüseyin Görüm ise davanın tutuksuz sanığı Vedat Yenerer'in, son kitabında kendileri hakkında asılsız iddialarda bulunduğunu belirterek bu duruma tepki gösterdiler. Ersoy, sanık Yenerer hakkında hukuki süreç başlatacağını söyledi.
Tutuklu sanık Osman Yıldırım da Danıştay davasını görüp karar veren
Ankara 11.
Ağır Ceza Mahkemesi'nin yaptığı yargılamanın ortaçağ hukukundan daha geride bir hukuk anlayışına sahip olduğunu iddia etti. Daha sonra Mahkeme Başkanı
Köksal Şengün, sanık Osman Yıldırım'a "Dün vermiş olduğunuz bir dilekçeyi okuyorum." dedi. Bunun üzerine Yıldırım, dilekçenin okunmamasını istedi. Başkan Şengün'ün ısrarla okuyacağını, çünkü davanın bazı sanıkları hakkında iddialar bulunduğunu söylemesi üzerine Yıldırım, önce iddialarını geri aldığını, daha sonra da dilekçesini geri çekmek istediğini söyledi. Bazı sanıkların da Yıldırım'a tepki göstermesi üzerine Başkan Şengün, Yıldırım'ın bütün ısrarlarına rağmen dilekçeyi okumaya başladı.
Şengün, dilekçede Türk
İntikam Tugayı (TİT)'in müstakil bir
örgüt olmadığının, Ergenekon Terör Örgütünün alt yapılanması olduğunun belirtildiğini söyledi. Başkan Şengün, "TİT'in başında 156Semih koduyla
Semih Tufan Gülaltay'ın olduğunu, TİT içerisindeki her hücrenin tetikçileri olduğunu, Gülaltay'ın da
Akın Birdal suikastinin azmettiricisi olduğunu söylemişsiniz. Akın Birdal suikast girişimi dosyasının kapatıldığını, Ergenekon Terör Örgütüne ise hiç dokunulmadığını iddia etmişsiniz." dedi.
Başkan Şengün sanık Osman Yıldırım'ın, uzun zamandır duruşmalara katılmayan ancak bugünkü duruşmada hazır bulunan başka davadan hükümlü Sedat Peker hakkında da "Sahte kabadayı" yakıştırmasını yaptığını söyledi.
Sanık Yıldırım'ın, dilekçesinin sonuna da kendi çizdiği bir Ergenekon şeması eklediğini belirten Başkan Şengün, "Şemanın başında Hasan Hasanoğlu'nu, altında da Semih Tufan Gülaltay gibi hücre başındaki kişilerin isimlerini yazmışsınız. Bu dilekçe size mi ait?" diye sordu. Bunun üzerine Osman Yıldırım, dilekçenin kendisine ait olduğunu, içeriği konusunda ise "Bilmiyorum. Artık bu saatten sonra söyleyecek hiçbir şey de yok." dedi.
Önceki duruşmada aynı dava sanığı olan arkadaşları Tekin Irşi'nin
tahliye edildiğini belirten Danıştay saldırısı sanıkları, kendilerinin de tahliye edilmesi gerektiğini dile getirdi. Mahkeme başkanı Köksal Şengün, Danıştay saldırısının tetikçisi olarak yargılanan
Alparslan Arslan'a söyleyeceği bir şey olup olmadığını sordu. Sanık Alparslan Arslan ile birlikte hareket ettiği gerekçesiyle yargılanan İsmail
Sağır ise, "Cumhuriyet gazetesine bomba attım, tahliyemi istiyorum. Danıştay saldırısı ile ilgili hiçbir bilgim ve görgüm yok. 5 yıldır yatıyorum. Artık tahliyemi istiyorum" dedi.
ARSLAN YAKALANMASIYDA SUÇU BİZİM ÜZERİMİZE ATACAKTI
Diğer tutuklu sanık Erhan Timuroğlu ise "Danıştay saldırısını ben planlamadım. Böyle bir yeteneğim de yok.
Organize de etmedim. Alparslan, bombaları Süleyman Esen'den aldığını söylüyor. Bu durumda Süleyman, azmettirici olarak Alparslan'a y
akın müebbet ceza alması gerekirken, 10 yıl ceza ile kurtuldu. Bu işi bize yıktılar. Alparslan yakalanmasaydı, bu işi İsmail Sağır, Tekin Irşi ve benim üzerime yıkacaklardı. Azmettiricimiz olarak geçen duruşmada tahliye ettiğiniz Tekin Irşi'yi göstereceklerdi. Alparslan da
mahkemede bizim avukatlığımızı yapacaktı. Ankara 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanırken, 'biz yapmadık, bu yaptı' diye Alparslan'ı göstersek de kimse bize inanmayacaktı. Mahkeme Başkanı Orhan
Karadeniz, 'seni savunan avukatına neden
iftira atıyorsun' diye tüm cezayı bize kesecekti. Adamı başkan diye oraya oturtmuşlar ama hukuk falan bildiği yok. Hiçbir şeye bakmadan cezayı bize kesti." iddiasında bulundu.
Öte yandan sanık Osman Yıldırım, dilekçesinin okunmasının ardından rahatsızlığı nedeniyle duruşma salonundan ayrıldı. Yıldırım'ın, duruşma salonunun yanında bekleyen ambulansta görevli doktora muayene olduktan sonra
rapor alarak koğuşuna gönderildiği öğrenildi.