Ali Fuat Yılmazer'in avukatı Hüseyin Ataol tarafından savcılığa sunulan suç duyurusu dilekçesinde Başbakan Erdoğan’ın Yılmazer hakkında sarf ettiği sözlerin hem hakaret ve hedef gösterme niteliği taşıdığına dikkat çekilerek “Müvekkilin can güvenliğine yönelik tehditlerin vuku bulması hiç de uzak bir ihtimal değildir.” denildi.
Emekliliğinden sonra Ali Fuat Yılmazer 18 Mart 2014 tarihinde Bugün TV’de Merkez Siyaset adlı programa katılmış ve bu canlı yayında bazı açıklamalarda bulunmuştu. Erdoğan ise aynı gün, TRT 1, TRT Haber, TRT Türk ve TRT Arapça televizyon kanallarının ortak yayınına katılarak Yılmazer hakkında şu ifadeleri kullanmıştı:
"Emekliliğini isteyip ayrılan, ahlaki yönden seviyesiz, kalitesiz birisi...A'dan Z'ye bunların hepsi yalan. Demin söyledim ya, bunlar o kadar ahlaksız, o kadar adi ki, o kadar seviyesiz ki, bunlar takiyeyi, yalanı, iftirayı leblebi çekirdek gibi yerler. Yaptıkları iş bu. Hayatları bu. Sen bi defa benimle hayatında kaç kere görüştün. Ya iki kere, ya üç kere görüştün. Ben senin yargı ile münasebetlerini bilen birisiyim. Bu işlerde ne kadar tezgahtar olduğunu bilen birisiyim. Ve bunun tabi bedelini ödeyecek, kimlerle iltisaklı bunları yaptığı çıktı ortaya, bunlar çıkıyor ortaya. Yani böyle emniyetten sadece istifa etmekle veya emekli olmakla bu işi kurtaramaz"
Yılmazer, avukatı Hüseyin Ataol aracılığı ile 27 Mart 2014 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulan suç duyurusu dilekçesinde Başbakan Erdoğan’ın bu açıklamaları için şu ifadelere yer verildi:
“Hukuken objektif olarak bakıldığında bu sözler (adi, ahlaksız, seviyesiz, takiyeyi, yalanı, iftirayı leblebi çekirdek gibi yerler); eleştiri sınırlarını aşan, muhatabı rencide edici, kişilik haklarını; şeref ve saygınlığı zedeleyici mahiyet içermektedir. Yine hukuken bakıldığında; basın yayın yoluyla, müvekkilin birtakım yaptırımlara maruz kalacağı anlamı çıkacak sözler (hesabını verecek) söylenmesi, haksız itham olarak değerlendirilebilir. Öte yandan yine objektif olarak bakıldığında; sözlerin (hesabını verecek, emekli olmakla bu işi kurtaramaz) sahibi alelade bir kişi değil, toplumda kuvvetli etkisi bulunan Sn. Başbakan’dır, bu sözlerden toplumdaki aşırı uçların veya bilinçsiz kişilerin etkilenmesi, bunun sonucunda da müvekkilin can güvenliğine yönelik tehditlerin vuku bulması hiç de uzak bir ihtimal değildir. Gerçekten de müvekkilimiz bu beyanattan sonra sokağa çıkmaktan imtina eder olmuş, tehdit algısı artmış, günlük hayatını devam ettirmekte zorlanmaya başlamıştır. Bu nedenlerle, zaten hakkındaki koruma tedbiri, makul bir gerekçe yokken değiştirilen, bu surette korunma tedbiri etkisiz kalan müvekkile yönelik sözlerin; can güvenliği riskini artırdığı ve hedef gösterme olarak değerlendirilmesi, aşırı bir yorum sayılmaz.
Bu bakımdan ceza mevzuatımız açısından aşağıdaki fiillerin vuku bulduğu kanaati hasıl olmaktadır. Yukarıda arz ve izah olunan sebeplerle ve resen nazara alınacak nedenlerle; Şikayetli hakkında gerekli soruşturmanın yapılarak, hakkında kamu davası açılmasını saygı ile bilvekale talep ederiz.”