Önderler, politik emellerine alet etmek isteyen tüm çarpık zihniyetleri ve bu zihniyetteki sözde
Alevi geçinen örgütleri şiddetle kınadıklarını duyurdu.
Cem Vakfı Genel Merkezi, 29
Ekim 2010 tarihinde yapılan '5. Uluslararası İnanç Önderleri Toplantısı'nın sonuç bildirisini açıkladı.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın,
Alevilik ve Alevilerin
inanç değerlerine karşı tutum, davranış ve beyanlarını daha fazla gecikmeden kutsal kitabımız Kur'an'ın ışığı altında gözden geçirmesini isteyen Alevi önderleri, devlet televizyon ve radyolarında
Muharrem ayında yapılan yayınları takdirle karşıladıklarını ifade ettiler. Bu yayınların, yalnız ve yalnız
Muharrem ayı ile sınırlı kalmamasının dilek ve beklentileri arasında olduğunu dile getiren Alevi önderleri, bir Alevi sorunu olarak değil, insanlık sorunu olarak gördükleri
Madımak Oteli konusunda çalışmalar başlatılmasını ise memnunlukla karşıladıklarını kaydettiler.
"Devletin bekası ve ülkenin selameti, birliği ve dirliği için belirtilen konuların hükümet ve bu konularda görüş birliğinde olduklarını beyan eden
siyasi partilerimiz tarafından acilen çözüme ulaştırılması çok gecikmiş bir zorunluluktur." diyen Alevi dünyasının inanç önderleri, aşağıdaki konular üzerinde görüş birliğine vardıklarını açıkladılar:
31
Ağustos 2002 tarihinde 632 Alevi kuruluşunun ortak bildirisinde yer alan inanç
hizmetleri bütçesinden Alevilerin de pay almaları konusunda herhangi bir ilerleme veya yasal
düzenleme yapılmamıştır. Bu kadar haksızlık ülkemiz için utanç vericidir.
Devlet Bakanı Sayın
Faruk Çelik' in güdümünde 7
Çalıştay ile sürdürülen
Alevi Açılımı ile ilgili, bastırılmış olan
tutanak kitapları ve sonuç raporlarının kamuoyuna açıklanması gecikmektedir. Açılım sürecinin daha kararlı ve düzenli sürdürülmesinde yarar görmekteyiz.
Zorunlu olmasını şart görmediğimiz, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri zorunlu olsa da olmasa da bu derslerde Alevilik de dahil olmak üzere tüm inançların yansız ve doğru olarak öğretilmesi için başlatılan çalışmaların hızla sonuçlandırılmasını beklemekteyiz.
Alevi camiası, ulusal ve uluslararası kamuoyunda önemli bir sorun olarak görülen Cem Evleri'nin yasal statüye kavuşturulması konusunda başlatılan çalışmaların bir an önce sonuca ulaştırılmasında büyük yarar görmektedir. Bazı çevrelerce ileri sürülen
İslam'da Cem Evleri'nin olmadığı, Cem Evleri'nin Cami'ye alternatif olduğu ya da Cem Evleri'nin açılmasının
Devrim Yasaları ve siyasi partiler yasası kapsamında mümkün olmayacağı gibi iddialar siyasal, sosyal ve dinsel açıdan mesnetsiz olduğu gibi, bugünkü durum temel insan hak ve özgürlükleri açısından da Türkiye'nin imzalamış olduğu sözleşmelere aykırıdır. TBMM'de grubu bulunan üç büyük siyasi partinin temsilcileri AVF tarafından Ankara'da düzenlenen 10 Ekim 2010 toplantısında Alevi sorunlarının çözümü konularında görüş birliği içinde olduklarını kamuoyu önünde beyan etmişlerdir. Bu beyanların üç büyük siyasi parti tarafından acilen eyleme dönüştürülmesini Alevisi, Sünnisi ile tüm kamuoyumuz beklemektedir.
Cem Evlerinde görev alan hizmet erbabının (Dede, Zakir, Hoca ve istihdam edilen diğer
personel gibi) bir an önce sosyal güvenceye kavuşması temel hak ve özgürlükler, inançlar arası hoşgörü,
demokratikleşme ve toplumsal huzur ve barış gayretlerine yapıcı katkılar sağlayacaktır.
Milli sazımız bağlamanın, ilk ve orta öğretimde
müzik aleti olarak
tavsiye edilmesi konusundaki talebimiz güncelliğini korumaya devam etmektedir.