Sonraki oturumda
Cumhuriyet Gazetesi yazarı olan
tutuklu sanık Mustafa Balbay'ın
savunma yapması bekleniyor.
Emekli
Albay Hasan
Atilla Uğur'un avukatı Zeki Aksoy,
darbe planının suç olmadığını savunarak, "İcraata dökülmüş müdür? Teşebbüsten ceza verilemez." diye konuştu.
İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada savunmasını yapan Emekli Albay
Hasan Atilla Uğur'un avukatı Zeki Aksoy, yazılı olarak hazırladığı savunmasını özetledi. İddianame kurgusunun göz önünde alındığında sanıkların bir iki cümle ile savunma yapamayacaklarını belirten Aksoy, bu gerekçeyle kendisinin de uzun bir savunma hazırladığını söyledi.
Soruşturmada Türk Ceza Kanunu'nun değil,
Ergenekon ceza kanunu uygulandığını iddia eden Aksoy, "Burada başka bir hukuk var. Müvekkilimin gözaltına alınması, tutuklanması, hepsi hukuka aykırıdır. Tek bir somut
delil ya da fiil yoktur. İddianame,
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın ilgili maddelerine aykırıdır." şeklinde konuştu.
Ergenekon
terör örgütünün
darbe planları olduğu iddia edilen bazı delillerin de dosyaya konulduğunu belirten Aksoy, darbe planının gerçek olmadığını, olsa bile suç sayılamayacağını söyledi. Aksoy, darbe planlarıyla ilgili olarak, "İcraata dökülmüş müdür? Teşebbüsten ceza verilemez. Terör örgütü yok. Buradaki herkes tutuklu." dedi.
Avukatı Zeki Aksoy'dan sonra tutuklu sanık Hasan Atilla Uğur da bu
soruşturma kapsamında gözaltına alındıktan sonra deşifre edildiğini belirterek, yakınlarının tehdit aldığını söyledi. Uğur, yakınlarının ya da kendisinin başına bir şey gelirse, kendisini deşifre edenlerin sorumlu olduğunu ifade etti.
Tutuklu sanık
Adil Sedar Saçan da, "Asıl adım Adil
Serdar Saçan ama burada Adil
Dursun Çiçek, Adil
Sinan Aygün de olur." diyerek talebini dile getirdi. 14 aydır tutuklu olduğunu belirten Saçan, ıslak
imza ile darbenin ortasında bulunduğu iddia edilen Dursun Çiçek'in tutuklanıp tutuklanıp serbest bırakıldığını söyledi. Davada hiçbir zaman
tahliyesini talep etmediğini söyleyen Saçan, bu durumun kendisine açıklanması gerektiğini, bir
hukukçu olarak hicap duyduğunu ifade etti.
Talepler bölümünde
dava nedeniyle eşinden ayrıldığını belirten tutuklu sanık
özel harekat polisi Fahri Kepek, kandırıldığını ve oyuna getirildiğini söyledi. Kepek, kim tarafından ve neden kandırıldığı konusunda açıklama yapmadı. Sanıklardan İbrahim
Şahin ile yaptığı ileri sürülen 3
telefon görüşmesinin doğru olduğunu belirten Kepek, daha sonra da Şahin'i tanımadığını belirterek, "Bir kişi, tanımadığı insanı nasıl arayabilir ki?" diye konuştu.
Evinde yapılan aramalarda
Ermeni tehciri olduğu iddiasıyla ele geçirilen 30 sayfalık belgenin, savunmasını hazırlarken kullanması için kendisine verilmesini talep eden tutuklu sanık Fatma
Cengiz de, "Heyette beni tutuklayan bir hakimin bulunduğu
mahkemeden
adalet beklemediğim için tahliye talebinde bulunmuyorum." diye konuştu.
Sanık avukatlarının taleplerinin ardından mahkeme heyeti başkanı Köksal
Şengün, taleplerin değerlendirilmesi için duruşmaya kısa bir süre ara verdi.
(CİHAN)