İ.K. isimli
işadamının avukatı
Namık Kemal Hatipoğlu,
Albay Gençoğlu ve adamlarının kendisine
komplo kurarak 3,7 milyon TL dolandırdığını, bu yüzden müdahil olmak istediklerini bildirdi. Hatipoğlu'nun anlattıklarına göre '3,7 milyonluk komplo'nun hikâyesi şöyle:
Onur Plastik Limited Şirketi'nin sahibi Ayhan Kurt, 2004 yılı ortalarında
İstanbul Küçükçekmece ilçesi Kayabaşı köyünde işadamı İ.K. ile tanışır. Ayhan Kurt, İ.K.'yi,
Düzce'de yapmayı düşündüğü bir yatırıma ikna eder. İhracatta kullanılan bağlantı çemberlerinin üretileceği
fabrikanın kuruluş aşamasında İ.K., Kurt'un şirketinin yüzde 49'luk hissesini satın alarak, fabrikanın kuruluş aşamasında 3 milyon 700 bin TL yatırım yapar. Fabrika 2005'te
jandarma bölgesinde kuruluyor. Dönemin Düzce İl Jandarma Komutanı Albay Gençoğlu fabrikanın daimi misafirleri arasında. Fabrika kurulduktan kısa süre sonra Ayhan Kurt'un ortağına karşı davranışları değişmeye başlar ve 31
Aralık 2005 günü düzenlediği sahte belgede İ.K.'nin imzasını
taklit ederek, şirkette kendisini tam yetkili müdür sıfatıyla gösterir.
İ.K.'nin imzasının taklit edildiği belgenin sahteliği,
Adli Tıp Kurumu Başkanı
Haluk İnce'nin, 4 Haziran 2009 tarihli imzası ve mührüyle tescilleniyor. Bunun üzerine
mağdur İ.K., avukatı aracılığıyla Onur Plastik Limited Şirketi'ne karşı Cumayeri İcra Müdürlüğü'ne iflas yolu ile adli takipte ödeme emri ile icra takibi başlatır. Cumayeri
Asliye Hukuk Mahkemesi, dosyayı bilirkişi incelemesi yapılması için İstanbul 4.
Ticaret Mahkemesi'ne gönderir. Bilirkişi, mağdur İ.K. lehine
rapor hazırlar.
Tam bu sırada
Ergenekon sanığı Hurşit Tolon'un da avukatlığını yapan İbrahim Kırıkçı devreye girer. Kırıkçı, 12 Aralık 2008'de İ.K.'nin lehine hazırlanan bilirkişi raporunu etkisiz kılmak için, davacı tarafın mahkemeye açıklama amaçlı sunduğu ödeme emri örneğini, veriliş amacından farklı kullanarak şikayet davası açıyor ve dosyanın yeniden bilirkişi ek raporu hazırlanmak üzere İstanbul 4. Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesini sağlıyor.
Küçükçekmece
Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturmada Albay Gençoğlu'nun tutumu dikkat çekiyor. Gençoğlu, savcılığın bir kez talimatına iki kere de tekit yazısı yazmasına rağmen bir buçuk yıl boyunca yakın arkadaşı Kurt'un ifadesinin alınmasını engelliyor.
ZAMAN