Albay Kazım Çillioğlu 1994 yılında şüpheli bir şekilde hayatını kaybetmişti. Ölümüne intihar denilen Çillioğlu'nun yanında "Bu Türklüğün var olma mücadelesidir. Bir an önce geniş kapsamlı düşünmeliyiz" yazan bir not bulundu.
1990'lı yıllarda şüpheli şekilde hayatını kaybeden subayların
ölümleri yeniden sorgulanıyor. Bu
dosyalardan biri de 1994'te
Tunceli jandarma alay komutanıyken intihar ettiği iddia edilen Albay
Kazım Çillioğlu'na ait.
Lojmanında ölü bulunan Albay'a sadece 'dış
otopsi' yapılması soru işareti bırakan ilk gelişme oldu. Cesedinin yanında bulunan 'Bir an önce ve mutlaka geniş kapsamlı düşünmeliyiz' notunu kimin yazdığı hep sır kaldı. 17 yıldır bu şüpheyle yaşayan
ailenin talebi üzerine
Malatya Savcılığı, Çillioğlu dosyasını
Elazığ 8.
Kolordu Komutanlığı
Askerî Mahkemesi'nden istedi. Bu gelişmeyle ümitlendiklerini belirten Albay Çillioğlu'nun oğlu Gökhan Çillioğlu, "Babamın öldürüldüğüne inanıyoruz." dedi.
Askerî davalara
sivil mahkeme yolunu açan
kanun değişikliğinin ardından ümitlenen Çillioğlu ailesi, intihar olduğuna hiç inanmadıkları olayın soruşturulması için harekete geçti.
Suikast şüphesi bulunan ölümle ilgili aile, ilk olarak
Düzce Cumhuriyet savcılığına başvurdu. Düzce
Cumhuriyet Başsavcılığı, Çillioğlu ailesinin başvurusu üzerine raftan indirdiği dosyayı
Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı'na gönderdi. Erzurum'daki savcı ise
görevsizlik kararı ile soruşturmayı Malatya özel yetkili cumhuriyet savcısına gönderdi. Malatya'daki savcı, ailenin talebiyle, Tunceli Cumhuriyet Savcılığı ve Elazığ 8. Kolordu Komutanlığı Askerî Mahkemesi'nden 17 yıl önce hayata
veda eden Albay'ın dosyasını istedi.
Sivil savcının dosyayı açması Çillioğlu ailesini ümitlendirdi. Albay Çillioğlu'nun oğlu Gökhan Çillioğlu, davanın peşini bırakmayacaklarını söyledi. Özellikle 1992-1995 yılları arasında üst rütbeli komutanların şaibeli şekilde hayatını kaybettiğini hatırlatan Çillioğlu, "Ben onların
kaza ya da intihar ile öldüğüne değil, öldürüldüklerine inanıyorum." diyor. Bu komutanların illegal bir güç tarafından öldürüldüğünü savunan Çillioğlu, ölümlerin gerçekleştiği merkeze dikkat çekiyor: "Bu illegal yapının merkezinin o dönem Diyarbakır'da olduğunu ve öldürülen komutanların da özellikle Diyarbakır'da görevleri sırasında ya da görev sonrası hemen öldürüldüğünü düşünüyoruz." Soruşturmada herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini kaydeden Çillioğlu, konu hakkında bilgisi olanların savcılığa ifade vermesini istiyor.
Kazım Çillioğlu, 3
Şubat 1994'te Tunceli Jandarma alay komutanlığı yaparken, lojmanında ölü bulundu. Ölüm sebebi raporlara göre intihar olarak geçti. Ölümünden sonra hemen otopsi yapıldı. Ancak sadece 'dış otopsi' yapılması soru işareti bırakan ilk gelişme oldu. Parmaklardaki barut izine ve sağ şakağındaki mermi deliğine göre Çillioğlu'nun intihar ettiği raporu tutuldu ve dosya kapatıldı. Çillioğlu, öldüğü gün yanında el yazısıyla, "Bu, Türklüğün var olma mücadelesidir. Bir an önce geniş kapsamlı düşünmeliyiz" yazan bir not bulundu. Notu yazanın Çillioğlu mu, yoksa başkası mı olduğu anlaşılamadı. Çillioğlu'nun en ilginç yönü,
merhum eski
Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref
Bitlis Paşa'yla olan yakınlığıydı.
Eşref Bitlis'in uçağı 1
7 Şubat 1993'te Diyarbakır'a giderken düşmüştü. Eşref Paşa, Kazım Çillioğlu'na 'Diyarbakır'a aynı uçakla gidelim' demiş, ama Çillioğlu 15 Şubat'ta Diyarbakır'da olması gerektiğini söyleyip uçakla değil kendi imkânlarıyla Diyarbakır'a gitmişti. Ölümden dönmesinin ardından Çillioğlu'nun başına ikinci bir olay daha geldiği iddia edildi. Bir görev için hazırlanan helikoptere son anda binmekten vazgeçen Çillioğlu'nun yardımcısının helikopterin düşmesi sonucu şehit olduğu öne sürüldü. Ardından Tunceli'ye tayini çıkan Albay, 3 Şubat 1994'te odasında ölü bulundu. İlk öldüğü yer, makam odası olarak açıklanan Çillioğlu'nun, daha sonra raporlara 'evinde intihar etti' olarak geçtiği ortaya çıkmıştı. Kazım Çillioğlu'nun ölümüne sebep olan silahın kaybolduğu, mermi çekirdeğinin ve kovanının balistik incelemesinin hiç yapılmadığı öne sürülmüştü.
EŞREF AKGÜN