Çanakkale Onsekiz
Mart Üniversitesi (
ÇOMÜ)
Su Ürünleri Fakültesi Yetiştiricilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adem Tekinay, ev ve
ofis ortamlarında görsel açıdan önemli bir yere sahip olan
akvaryum balıklarının beslenme rejimlerinin büyük incelikler barındırdığını bildirdi.
Tekinay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, akvaryum
balıklarının iki çerçevede ele alınabileceğini, bunlardan birinin
üretim, diğerinin ise ev ya da ofis ortamlarında görsel amaçlı olarak kullanılanlar olduğunu anımsattı.
Görsel olarak kullanılan akvaryum balıklarının daha popüler olduğunu vurgulayan Tekinay, balıkların beslenme ve bakımları konusunda vatandaşların daha dikkatli ve hassas olmaları gerektiğini belirterek, ''Akvaryumlar sabit su sistemleri olduğu için balıklara verilen yemlerin çok iyi ayarlanması gerekiyor. Bununla beraber, akvaryum sularının kirlenmemesi için çok az bir yemleme yapılması gerekli, yani balığın enerji ihtiyacını karşılayabilecek şekilde yemleme yapılması gerekiyor'' dedi.
Prof. Dr. Adem Tekinay, akvaryumda bakılan balıkların beslenme rejimlerinin büyük incelikler barındırdığını ifade ederek, şöyle konuştu:
''Siz balığa yem verdiğiniz zaman, o balık aralıksız olarak yemeğe devam eder. Çünkü aç kalan balıklar, yemlendikleri zaman midesini doldurana kadar yemeye devam ediyor. Tekrar yemlediğiniz zaman tekrar midesini doldurana kadar yiyor. Dolayısıyla burada şuna dikkat etmemiz gerekiyor, özellikle akvaryum yemleri, akvaryum balıkları için üretilen yemler proteini düşük yemler oldukları için, balık protein ihtiyacını karşılamak için sürekli yeme ihtiyacı hissediyor ve yedikçe yiyesi geliyor. Çünkü onun da kendi bünyesinde tamamlaması gereken eksiklikler var''
-HAFTADA BİR KEZ CANLI YEM-
Akvaryum balıklarının, bünyelerinde eksiklikler nedeniyle sürekli yeme güdüsünde olduğunu dile getiren Tekinay, şu bilgileri verdi:
''Balık, yediği yemleri sindiremediği noktada şişme hadisesi yaşanıyor. Yani, bağırsaklardan öteye itemediği noktada bu olay meydana geliyor. Akvaryum balıklarında, özellikle anüs bölgesinden dışarıya doğru uzayan dışkılar gözlemleriz. Bu, sindirim hadisesinin oldukça yavaş olduğunu ve balığın sindirim problemi çektiğini gösterir. Dolasıyla biz akvaryum balığı üreten ya da akvaryuma sahip olan vatandaşlarımıza şunu öneriyoruz, haftada bir kez en az canlı yem verin, bu sayede balığınızın sindirim sistemini rahatlatın.''
Prof. Dr. Tekinay, akvaryum yemlerini
analiz ettiklerinde, çok yüksek oranda bitkisel maddelere dayandıklarını gördüklerini belirterek, ''Bunlar, karbonhidrat ağırlıklı beslenme rejimleri olduğu için balıklar bunları sindirmede zorluk çekebiliyorlar'' dedi.
Balıklara çok yüksek enerjili ve yüksek proteinli bir yem verildiğinde balığın o kadar fazla yem yemediğinin gözleneceğini açıklayan Tekinay, bu durumun, balığın vücudundaki nitruent değerlerine göre beynine yeme emri vermesiyle alakalı olduğunu, balığın gerekli protein değerlerini aldığını hissettiği anda yemeği kestiğini kaydetti.
-''KENDİLERİNE YETECEK KADAR HAFIZALARI VAR''-
İnsanların, 'balık
hafızalı' esprisini yaptıklarını anımsatan Tekinay, bunun balığın sürekli yeme güdüsünden kaynaklandığını ve balıkların ''doydum, artık yememeliyim'' gibi bir düşünceye ve iradeye sahip olmadıklarını dile getirerek, şöyle devam etti:
''Balıklardaki hafıza, insanlardaki hafızaya göre çok çok zayıf olduğu için, balık hafızalı ya da kuş beyinli gibi tabirlerde bulunuruz. Ama onların hafızası onlara göre o kadar, yeterli yani. Bizim hafızamız, mevcudundan daha az olsaydı ve balıkların hafızası biraz daha fazla olsaydı, örneğin biz denizdeki hiç bir balığı tutamazdık, avlayamazdık. Çünkü siz balığa tuzak kuruyorsunuz, balık hep aynı tuzağa geliyor. Niye gelsin aynı tuzağa? Normalde bizim kadar zeki olmuş olsa denizler balıktan geçilmezdi. Biz hiç bir şekilde balıkları avlayamazdık.''