Aksu, yaptığı yazılı açıklamada, son günlerde
Türkiye'nin ekseni hakkında bazı çevreler tarafından yorumlar yapıldığını belirterek, Türkiye'nin kabuğunu kırmasının iç sorunlarından, kısır gündemlerden sıyrılıp bölgesel ve küresel bir vizyon ortaya koymasının, küresel sistemde etkin güçlerin dahi tereddüt ettiği konularda net fikirler ortaya koymasının, bazı tartışmaları beraberinde getirdiğini ifade etti.
AK Parti'nin ve Türkiye'nin önünün kesilmeye çalışıldığını kaydeden Aksu, Dünyada yaşanan köklü değişimleri algılamakta kimi zaman zorlanan ama daha çok direnen statükocu çevrelerin bugün ısrarla gündemde tutmaya çalıştıkları konunun ülkenin ekseninin kayıp kaymadığı olduğunu belirtti.
Aksu, açıklamasında şunları kaydetti:
''Aslında durum çok açıktır. Kayan Türkiye'nin ekseni değildir. Bu şayiayı ortaya atan statükocuların elindeki
iktidar gücü kaymıştır.
Eksen kayması iddiaları, geçmişteki iktidarlar üzerindeki ağırlıklarını AK Parti döneminde kaybeden, etkinliklerini yitiren ama hepsinden önemlisi eskiye dönüş konusuna umutlarını da kaybeden çevrelerin bir sansasyonudur. Dünyadaki dengelerinin hızla değiştiği son 20 yılda Türkiye'nin yeni dünyada hak ettiği etkin yere ulaşma girişimlerini ve süreçlerini
eksen kayması olarak yaftalamak, en hafif tabiriyle haksızlıktır. Bu sansasyonu yayanların hazmedemedikleri nokta sadece dış
siyasette değil her alanda Türkiye'nin içinde de yeni aktörlerin, değerlerin sisteme girmiş olmasıdır, alıştıkları, nemalandıkları düzenin sona ermesidir. Tekellerin sona ermiş olmasıdır, rekabetin gelmiş olmasıdır. Eksen kayması dedikleri şey, bu insan kaynaklarının ülkenin siyasi ve iktisadi hayatında oynadığı etkin roldür.
İç siyasette, '
sivil vesayet' spekülasyonu çıkartarak bir sonuç elde edemeyince, şimdi de 'dış politikada eksen kayması' var diyerek nafile bir çabayla sonuç almaya çalışıyorlar.''
-''ZAMANIN RUHUNA UYGUN SİYASET''-
''Soğuk savaşı, aradan geçen onca zamana rağmen kafalarında bitiremeyenlerin, Türkiye'nin son yıllarda aldığı mesafeyi kabullenemeyenlerini, bu tür tartışmalardan medet umduklarını'' ifade eden Aksu, ''Türkiye'nin ilişkilerindeki açılımları, çok yönlülüğü, çeşitliliği algılamakta zorlananların, aslında dünyadaki değişimleri de ıskaladığı görüşünü ifade etti.
Türkiye'nin, zamanın ruhuna uygun bir siyaset izlediğini belirten Aksu, bugün Türkiye'de de dünyada da statik eksenlerin değil, dinamik eksenlerin var olduğuna işaret etti.
''(Türkiye dünyaya entegre olamaz, çünkü bizim kendimize özgü şartlarımız var) diyerek evrensel standartların Türk insanıyla buluşmasına mani olanların'', ''bu bakış açısıyla Türkiye'nin on yıllar kaybetmesine sebep olanların'', bugün anlamak istemedikleri bir dünyada yaşandığını kaydeden Aksu, Türkiye'nin bir yandan batıyla ilişkilerini geliştirdiğini, AB ile müzakerelerde tam üyelik yolunda elinden gelen ne varsa yaptığını, bir taraftan da bugüne kadar
ihmal ettiği yakın çevresini, bölgesini ve doğuyu gündemini aldığını bildirdi.
Aksu, şöyle devam etti:
''Türkiye'nin statik değil, dinamik bir ekseni vardır. Türkiye kendi ajandasını takip etmektedir. Türkiye, dış politikadaki açılımlarını onun, bunun yaptıklarına karşı bir tepkiyle değil, çok boyutlu bir aksiyona dayalı yapmaktadır. Türkiye, AB içindeki bazı vizyonsuz siyasetçilerin bugün sahip oldukları ağırlığa yarın sahip olamayacaklarını ve yakın gelecekte Türkiye'nin ağırlığını, önemini hakkıyla tahlil eden siyasetçilerin işbaşı yapacağını çok iyi bilmektedir. Türkiye attığı adımları bir ikame, alternatif bulma saikiyle yapmamaktadır. Türkiye bölgesinin imkanlarını, fırsatlarını dünyayla buluşturmaya çalışmaktadır. Türkiye'nin dünyada son 8 yılda kat ettiği mesafeyi edindiği konumu geniş bir perspektiften değerlendirmek yerine dar pencerelerden, iç hesaplardan, ellerinden kayan iktidar gücünden yola çıkarak değerlendirmek, zihinleri bulandırmaya çalışmak doğru ve sağlıklı bir yaklaşım değildir.
Türkiye bugün dünya çapında 16. sıraya çıkmış ve hızla gelişen ekonomisiyle istikrarlı siyasi yapısıyla bölgesinde ve dünyada her geçen gün ağırlığını artırmaktadır.''