Derginin yarın piyasaya çıkacak sayısında yer alan röportajda çarpıcı bilgilere yer veriliyor. Yazıcıoğlu ve eşi Gülefer Hanım, 2007-2008 arasında şüpheli trafik kazaları atlatmış ve hepsinden sağ kurtulmuştu. Basına yansıyanlara göre kendisi üç, eşi bir kaza yaşamıştı. Ancak Yazıcıoğlu, aynı zaman aralığına rastlayan ve basına yansımayan bir kazadan da bahsediyor. Bolu Dağı civarında geçirdiği kazaya dair çevresi ve kendisinin şüphelerini anlatırken, "Her istihbarat biriminin ustalık gösterdiği bir yöntem varmış. Bizimkiler de güya bu trafik kazalarında maharetliymiş." Kaza yönteminin dünyada çok geçerli bir yöntem olduğunu ifade eden Yazıcıoğlu, "En ucuz, bazen en garantili, hiçbir riski olmayan, suikast yöntemi." diyor. Yazıcıoğlu, içinden geçilen dönem için de "Provokasyonlara müsait" tanımlaması yaptıktan sonra şöyle konuşmuş: "Onun için hep beraber dikkatli olmalıyız. Yani ben de dikkatli olmalıyım, başkaları da. Devleti yönetenler dikkatli olmalı. Hedef durumuna gelmiş insanlarla ilgili daha ciddi güvenlik önlemleri alınmalı." Muhsin Yazıcıoğlu daha önce şüpheli kaza sonucu hayatını kaybeden isimlerle ilgili de şu değerlendirmeleri yapmış: Bedri İncetahtacı (TBMM Susurluk Komisyonu Sözcüsü ve Fazilet Partisi Milletvekili): Çok kritik bir görevdeydi. Çok sevdiğim bir insandı. Sonra mezarına da gittim. Çok yakın görüşürdük. Temiz bir Anadolu çocuğuydu. Öyle kritik bir görevdeyken kolay kolay kaza yapılmayacak bir mevkide, kaza geçirmesi şüpheyi artırdı. Fren izinin bulunmaması, çok keskin olmayan bir virajda arabanın dümdüz şarampole gitmesi, dolayısıyla uzaktan kumandayla bunun yapıldığı iddia edildi. Recep Yazıcıoğlu (Vali): Klasik bir vali değildi. Doğrularını dümdüz söyleyebilen, aykırı davranışlar ortaya koyabilen ama son derece vatansever bir insandı. Geçirdiği trafik kazasındaki şekil, şüpheleri uyandırdı. Akman Akyürek (Hâkim): Faili meçhul cinayetlerle ilgili komisyondaydı, aynı zamanda çok kritik bir davayı soruşturmak üzere İstanbul'a gidiyordu. Zaten kazadan sonra ortaya çıkan bilgiler, belgeler böyle kritik bir araştırma üzerinde olduğuna dairdi. Esad Coşan Hocaefendi: Onunla ilgili çok önemli bilgiler gelmişti bana. Bunu o dönemde Avustralya'daki arkadaşlarla da paylaştım. O yönde birtakım araştırmalar yaptırdık. Türkiye'deki ismi geçenlerle ilgili de bu tür kaygıları kuvvetle insanlarımız savundu. Ve ben olabileceğini düşünüyorum. (CİHAN)