Meseleyi özetleyeyim: Alper Görmüş,
Radikal'in
darbe dönemlerinde '
Hürriyetleştiğini' söyledi ve sordu: Böyle bir şey nasıl oluyor? (
Taraf, 1
7 Haziran )
Dilim döndüğünce bu mekanizmanın nasıl işlediğini anlattım.
Bunun üzerine 3 tepki geldi.
- Hürriyet'te yazan Pinokyo, gayet terbiyesiz bir dille
cevap verdi. Üslubu vahimdi, aşağılıktı. Bu ruh halini anlamadım. Belli ki farkında olmadan bir yarasına dokunmuştum. (
Özür dilerim.)
Pinokyo yalan söylediği için burnu biraz daha büyüyordu: 28
Şubat (1997) darbe döneminde
Org. Çevik Bir'in müdahalesine maruz kaldıktan sonra, Ocak 2004'te Milliyet'i yönetirken,
Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral
Özden Örnek ile '
Sarıkız darbesine
destek' pazarlığı yapmıştı. (Bakınız:
Nokta' da yayınlanan '
Darbe Günlükleri')
Ama neticede Pinokyo, bu tartışmada 'taraftı' çünkü 28 Şubat döneminde Radikal'in başındaydı.
- İkinci tepki Radikal'in şimdiki Yayın Yönetmeni İsmet Berkan'dan geldi. O da elbette ( aksi mümkün mü? ) benim kurgumu reddediyor, kendi açıklamalarını getiriyordu.
Ancak, acemi yalancı Pinokyo'nun aksine, bunu gayet düzgün bir üslupla yapıyordu.
Teşekkür ederim.
- Gelelim üçüncüsüne. Dediğim gibi, diğerleri olayın tarafı. Peki, ' sizin' ileri zekâlınıza neler oluyor? (' Bizim' deyince kızıyor.) ' Karşı taraf' zaten cevap vermişken, derdi ne?
Birkaç notla anlatayım:
- Eskiden
Sabah'tan aldığı paranın karşılığını, yine Sabah için çalışarak verirdi. Şimdi emeğinin bir kısmını
Doğan Grubu'nun hizmetine sundu.
- Örnek mi? Hürriyet 18 haftadır salı günleri bir ' Spor' ilavesi veriyor. Sizinki her hafta ama gerçekten her hafta, orada tam sayfa ' sohbet' yapıyor. Sayfanın tepesindeki standart fotoğrafının üstünde de '
Yazar' ibaresi yer alıyor. (Bu davranışın genel ahlaka ve meslek etiğine uymaması bir yana; bizimkiler mesele etse, tazminatsız kapının önüne koyar.)
- Ben Doğan Grubu hakkında bir şeyi eleştirdiğimde, sanki onların kendilerini savunacak kalemi ve dili yokmuş gibi, karşımda bir de bunu buluyorum. Mübarek Sabah çalışanı değil, rakibimizin
avukatı.
- Benim geçen gün yazdıklarımın tüylerini ürperttiğini yazıyor.
Lütfen bu dâhiye yardımcı olun da, yazdıklarımın daha önce yayınlandığını öğrensin, benim katkımın bunları derlemekten ibaret olduğunun farkına varsın.
Ama işiniz zor. Çünkü hoşlanmadığı türde bilgileri öğrenmemek gibi bir huyu var: Mesela Sabah'ın gündelik işleyişiyle hiç ilgilenmediği için, " Sistemden bilgisayarıma girip yazımı okudu " diye yaygara koparmıştı. Çok gülmüştük.
- Başka
kuyruk acıları da peşini bırakmıyor: Mesela kuzeni olan Radikal yazarı, apoletperest Mehmet Ali Kışlalı'nın birkaç yalanını yakalayıp yazmıştım. Kulaklarından dumanlar çıkarak okuduğuna eminim.
Bunları bir kenara not ettiğini de (o etmese de abisi ediyor) biliyorum. Şimdi eline fırsat geçtiğini düşünüp saldırıyor.
Ve bir kez daha bunu, 'avukat' ne kelime " Doğan'ın savcısı " edasıyla yapıyor.
Acil müdahale şart:
1) Nokta'da yayınlanan ve
beraat eden 'Darbe Günlükleri' iki kez okunacak. (Fotokopisini göndereyim mi?)
2) SBF'de öğrenilenler bir kulaktan girip diğerinden çıkmış; Montesquieu tekrar okunacak.
3) Hürriyet Spor'u bırakana dek her gün satır satır kontrolden geçecek.
EMRE AKÖZ/SABAH